BIST 10.320
DOLAR 32,28
EURO 35,05
ALTIN 2.460,89
YAZARLAR

Okullarda“el yazısı mı” yoksa “düz yazı mı” olmalı?

Öğretmenler ankete www.anket.meb.gov.tr adresinden ulaşıp 18.12.2015 tarihine kadar doldurabilecekler.

İlkokula 1976 yılında başladım. Önce harfleri öğrendik. Sonra heceleri ve ardından kelimeleri. Öğrendikçe “Çalışan kazanır, elması kızarır.” tekerlemesi ile panodaki elmamız öğretmenimiz tarafından kızartıldı. Okuma yazmayı önce söken arkadaşlarımızın göğsüne sınıfımızda törenle birer kırmızı kurdela takıldı. Laf aramızda sınıfımızda ilk kurdela takılanlar arasında ben de yer alıyordum.

İlkokulda okuma yazma öğrenme sürecimizde düz yazı ile yazmayı öğrenmiştik. Daha sonra ortaokul yıllarımızda “Güzel Yazı” derslerinde bitişik eğik yazı çalışmaları yaptığımızı hatırlıyorum. Lise yıllarımızda ise her dersten yıllık ödev olarak “Temiz Ödev” diye tabir ettiğimiz bir çalışma yapıyorduk. Bu çalışmamızı beyaz dosya kağıdına kendi el yazımız ile dolma kalemle yazıyorduk. Ne hikmetse bu ödevlerimi bile hiçbir zaman bitişik eğik yazı ile yazdığımı hatırlamıyorum. Hoş düz yazı ile de inci gibi yazdığımı anti parantez ifade edebilirim.

1992 yılında Doğu Anadolu’da bir mezrada ilkokul öğretmeni olarak göreve başladım. Göreve başladığım okulda benden önce bir öğretmen daha vardı. Birleştirilmiş sınıf okutuyorduk. O öğretmen arkadaş tecrübeli olduğu için birinci sınıfların da içerisinde olduğu 1, 2 ve 3. sınıf öğrencilerini okutuyordu. Ben ise 4 ve 5. sınıfları birleştirilmiş olarak okuttum.

Öğretmenliğe başladığım ikinci yıl köy okullarımız terör nedeni ile kapatıldı ve bizleri YİBO (Yatılı İlköğretim Bölge Okulu) okullarında görevlendirdiler. Burada bana birinci sınıf verdiler. Şimdiki gibi ne internet destekli bilgisayarlar, ne akıllı tahtalar ne de hazır fişler, levhalar hiçbir materyal yoktu. 2-3 bin nüfuslu kasabanın tek kırtasiyesinden  bolca karton, kağıt, mürekkep, divit, uç, dolma kalem alarak işe koyuldum.

Harfleri, fişleri kartondan hazırladığım levhalara yazıp sınıfıma astım. Her akşam ertesi gün vereceğim, harf, fişleri öğrenci adedince elle çoğaltıp sınıfıma girdim. Tabi okuma yazma öğretimi ses temelli ve düz yazı ile yapılıyordu. Çok şükür o sene sınıfımda Ali Can hariç tüm öğrencilerim okuma yazmayı öğrenmişlerdi.

1995 yılında tayin alarak öğretmenliğe İstanbul’da devam etmeye başladık. İstanbul’a geldiğimizde imkânlar çok değişmiş, teknik olarak rahatlamıştık. Fakat yine burada da düz yazı ile öğretiyorduk. 2000 yılında birinci sınıf okutmaya başladığımda düz yazı fakat “Fiş yöntemi” tümden gelim yöntem ile okuma yazma öğretimi yapmaya başlamıştık. Önce öğrencilere fişleri ezberletiyor, sonra fişleri kelimelere ayırıyor, sonra hecelere ve en sonunda da harflere ayırıyorduk. “Ali bak.”, “Ali ata bak.” “Emel eve gel.”… en bilinen fişlerdi. Öğrencilerimiz bu sistemde de pek zorluk çekmiyorlardı. Nerede ise kalabalık sınıfımın (45 öğrenci) sınıfımın tamamı birinci dönem sonu gelmeden okuma yazmaya başlamıştı. Zor öğrenen birkaç öğrencim de sene sonuna adar okuma yazmayı sökmüştü.

Öğrenciler düz yazı ile okuma yazma öğreniyor ve devam ediyorlardı. Fakat 2. sınıftan itibaren Türkçe derslerinin içerisinde “Güzel Yazı” diye bir bölüm vardı ve biz öğretmenler bitişik eğik yazı ve süslemeler dahil yazı eğitimine de gereken özeni gösteriyorduk.

2004 yılında MEB öğretim programlarında köklü bir değişiklik yaptı. Artık ezberci yöntemden yapılandırmacı, soran, sorgulayan, yaparak, yaşayarak öğrenen bir eğitim modeline geçilmişti. 2005-2006 eğitim öğretim yılında ilk okuma yazma öğretiminde tekrar ses temelli öğretim yöntemine dönüldü. Ayrıca birinci sınıftan itibaren yazı bitişik eğik yazı ile yazılacak denilerek, sistem yenilendi. Öğretmenlerin ve velilerin bir kısmı düz yazının daha kolay, bitişik eğik yazının öğretilmesinin daha zor olduğunu savunsa da eğitim-öğretim bu minval üzere ses temelli ve bitişik eğik el yazısı ile öğretilmeye başlandı ve günümüzde de devam ediyor. İlerleyen yıllarda (2011) okullara gelen yazı ile tüm sınıflarda bitişik eğik el yazısının kullanılması zorunlu hâle getirildi. Öğretmenlerin hemen hepsi bu yazı üzerine öğrencilerinden bitişik eğik yazı ile yazmalarını istedi. Eğitim müfettişleri bir süre bu genelgeye dayanarak bitişik eğik yazının yazılması üzerinde durdu.

Ne hikmetse bitişik eğik yazı ile okuma yazma öğrenmeye başlayan öğrenciler ortaokulda düz yazı ile yazmaya geçiş yapıyorlardı. Son dönemlerde pek de bitişik eğik yazı veya düz yazı gibi bir zorlama gündemde değildi.

MEB şu günlerde ilkokul ve ortaokul öğretmenlerine yönelik bir anket düzenliyor. “İlkokul Düzeyinde Bitişik Eğik Yazı Kullanımının Değerlendirilmesine Yönelik Öğretmen Anket Formu” ve   “İlkokul Düzeyinde Bitişik Eğik Yazı Kullanımının Değerlendirilmesine Yönelik Öğretmen Anket Formu”. Öğretmenler ankete adresinden ulaşıp 18.12.2015 tarihine kadar doldurabilecekler.

Anne-baba ve öğretmenlerin büyük çoğunluğunun bitişik eğik yazı ile yazmanın zor ve yazıların güzel olmadığı yönündeki taleplerini MEB bu ankete göre yeniden bir düzenlemeye gideceği benzer. Ne diyelim; öğretmenler bu ankete ilgi gösterip tecrübeleriniz ışığında kısa bir vaktinizi ayırıp doldurursanız eğitim öğretimin gelişmesine katkıda bulunursunuz. Kalın sağlıcakla. (11.12.2015)     

                                                   

Yorumlar 1 Yorum