BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
YAZARLAR

Türkçe ders müfredatı yenilenmeli mi?

Tüm bu çalışmalar eğitim-öğretimin bir yönünü güçlendirirken, müfredatın günümüz şartlarında yeterli olmadığı görülüyor. Temennimiz bu çalıştayların sonucu müfredatın yararlı bir şekilde düzenlenmesidir.

Ülkemizin öğrenci sayısı dünyadaki bir çok ülkenin nüfusundan daha fazla. Bu öğrencilerin eğitim öğretimi ile ilgilenen öğretmen sayısı da yine bir o kadar ülkenin nüfusundan daha az değil. Hâl böyle olunca eğitim-öğretim ile ilgili konular da ülke gündeminin ilk sıralarında yer almak durumundadır.

Son yıllara kadar eğitim-öğretimin gerçekleştirildiği mekânların uygun şartlara getirilmesi ile ilgili olarak yoğun bir çalışma gözler önüne seriliyor. Var olan okul binaları ya yıkılıp yeniden inşa ediliyor ya da depreme karşı güçlendiriliyor. Bununla beraber yeni yeni okul inşaları da fiziksel imkânları günden güne geliştiriyor. Yine okullar FATİH projesi ile çağımızın şartlarına uygun olarak teknolojik alt yapı ile donatılıyor. Yeni inşa edilen okullarımızda konferans salonu, spor salonu, laboratuvar… gibi alanlar ihmâl edilmiyor.

Var olan okul binaları ya yıkılıp yeniden inşa ediliyor ya da depreme karşı güçlendiriliyor.

 Fakat görünen köy de kılavuz istemiyor. Tüm bu çalışmalar eğitim-öğretimin bir yönünü güçlendirirken, müfredatın günümüz şartlarında yeterli olmadığı görülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı da eğitim-öğretim paydaşlarından gelen yapıcı eleştirileri göz önüne almış olmalı ki; müfredat değişikliği ile ilgili olarak çeşitli çalıştaylar düzenleliyor. Temennimiz bu çalıştayların sonucu müfredatın yararlı bir şekilde düzenlenmesidir.

Uzun yılardır kamuoyunda ülkemiz insanının okuma alışkanlığını bir türlü kazanamadığı yönündeki algı; maalesef istatistiklerce de doğrulanmaktadır. Milli Eğitim bakanlığının okullarımızda okutulan Haftaık Ders Çizelgesi’ne baktığımızda haftada en fazla ders saatinin ilkokul ve ortaokullarda Türkçe dersine ayrıldığını görürüz.

İlkokullarda haftalık 30 saatlik ders programının 1 ve 2. sınıflarda 10’ar saati;  3 ve 4. sınıflarda ise 8’er saati Türkçe dersine ayrılmıştır. Yine ortaokullarda haftalık 35 saatlik ders programının 5 ve 6. sınıflarda 6’şar saati; 7 ve 8. sınıflarda ise 5’er saati Türkçe dersine ayrılmıştır. Liselerimizde ise Türkçe dersi yerine Türk Edebiyatı ile Dil ve Anlatım dersleri vardır. Liselerimizde de haftalık 30 saatlik ders programının Türk Edebiyatı (3) ve Dil ve Anlatım (2) toplam 5 saatini kapsamaktadır.

Burada kişilerin bireysel başarısızlıklarından söz etmiyoruz.

 Öğrencimiz ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini tamamladığında, en fazla Türkçe dersi ile ilgili eğitim-öğretim almaktadır. Fakat sonuç olarak mezunların büyük bölümü kitap okuma alışkanlığını kazanamamış, kendini maalesef yazı ile ifade edemeyen, bir topluluk karşısında kısa süre de olsa konuşamayan… bir insan topluluğu ile karşılaşmaktayız. Burada kişilerin bireysel başarısızlıklarından söz etmiyoruz. Önümüze çıkan genel tablo pek de istediğimiz sonucu alamadığımızı göstermektedir.

Lise mezunu bir yetişkinimiz Yunus Emre’den, Mevlana’dan, Dede Korkut Hikayeleri’nden, Osmanlı Dönemi Divan Edebiyatı’ndan, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’dan… bî haber olmamalıdır.

 O zaman müfredat değişikliğinde en önce anadilimiz olan Türkçe dersine büyük özen gösterilmelidir. Türkçe ders kitaplarının müfredatı, yaşayan günümüz edebiyatçılarının eserlerinden örneklerle yeniden yapılandırılmalıdır. Anadilimiz Türkçe’nin kuralları; geçmişten günümüze kadar biriktirdiğimiz değerlerimiz farklı bir şekilde öğrencilere sunulmalıdır. Öğretmenlerimiz hâlâ bir atasözünü verip kompozisyon olarak yazınız; türünden bir öğretim yöntemi ile yola devam etmemelidir.

Lise mezunu bir yetişkinimiz Yunus Emre’den, Mevlana’dan, Dede Korkut Hikayeleri’nden, Osmanlı Dönemi Divan Edebiyatı’ndan, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’dan… bî haber olmamalıdır. Günlük hayatında bu değerlerimizin eserlerine göndermeler yapabilmeli; bunlardan örnekler okuyabilmelidir. Bu zengin kaynaklarımızdan beslenen, uygun bir ders müfredatı ile yetişen nesiller arasından umulur ki; çok kabiliyetli edebiyatçılar çıkacak ve dünya çapında ses getirecek eserler ortaya koyacaktır.

Bilmem başlıktaki sorunun cevabı yazımız içerisinde geçti mi? Kalın sağlıcakla. (5.2.2015)

Bu yazının tüm hakları Memurhaber.com'e aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.

  

Yorumlar