Memurlar toplu sözleşmeden zaferle kalkar mı?

Medyanın yıl içerisinde en itibar ettiği haberlerin başında “Memura zam.” haberlerinin geldiğini söylersek yanılmış olmayız. Çünkü bu haber toplumda her zaman, her kesim tarafından ilgiyle karşılanmıştır. Memurlar bu konunun medya tarafından istismar edilmesinden rahatsızdır. Çünkü gerçeklerle uzaktan yakından alakası olmayan “Memura zam.” haberlerini okuyan kamuoyunun, tanıdığı devlet memurlarını gördüğünde “Hadi yine iyisiniz. Zammı kaptınız.” kabilinden espriler ile takılmaları memurları ciddi şekilde rahatsız etmektedir. Devlet memurları bu takılmalara ne diyeceğini bilememekte, derdini kimselere anlatamamaktadır.

Memur maaşları ile toplumu her kesimi niye bu kadar ilgilenmektedir? Çünkü bu görüşmelerden sonra alınan kararlar toplumun her kesimini bir şekilde ilgilendirmektedir de ondan. Ev sahibi bu yılki kira artışını memur zammını baz alarak ve de elini vicdanına ya da cüzdanına koyarak yapmaktadır. Özel iş yerlerinde çalışan kişiler de kamuoyunda dile getirilmese de büyük oranla memur maaş zammına müsavi şekilde zam almaktadırlar. Memur maaş zammı zincirleme olarak  ekonomide bir sarmal oluşturmaktadır.

İşte bundan dolayı kamu işveren heyeti de memur sendikaları da alacakları kararın mesuliyeti ile kılı kırk yararak kıran kırana bir pazarlık ortamında görüşmeleri sürdürmektedirler.  

İşte bu sanal zam haberlerinden sonra “Memura zam.” gerçek haberlerinin konuşulduğu; kamu görevlilerinin 2014-2015 yıllarına ilişkin mali ve sosyal haklarının belirlenmesi için yürütülecek   toplu sözleşme görüşmelerinin ilk toplantısı 1 Ağustos 2013 tarihinde  başladı. Toplu sözleşme masasında Kamu İşveren Heyeti’ne geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik; Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetine ise yine yetkiyi alan Memur-Sen genel başkanı Ahmet Gündoğdu yaptı.

Toplu sözleşme görüşmeleri öyle hemen başlayıp, anında çözüme ulaşan bir süreç değil. Hükümet ile memur sendikaları yetkilileri arasında 1 Ağustos’ta başlayan görüşmeler, bir ay sürecek bir takvim çerçevesinde gerçekleşecek. Takvime göre 2 Ağustos’ta (yani bugün) hizmet kollarına ait sunumlar gerçekleştirilecek. 6 Ağustos tarihinde hizmet kollarının tekliflerinin değerlendirilmesi ve kamu işveren heyetinin teklif edeceği zam oranı heyete sunulacak. Taraflar bu oranda anlaşırsa (Ki anlaşabileceklerini düşünmüyoruz.) sorun yok. Anlaşamazlar ise komisyon çalışmalarına 13-14 Ağustos tarihlerinde devam edecek. Devamında 5-20 Ağustos tarihlerinde kamu görevlilerinin geneline ve hizmet kollarına ilişkin teklifler değerlendirilecek ve 21 Ağustos’ta toplu sözleşme ve toplantı tutanakları imzalanacak.

İlk görüşmelerde kamuoyunu yanıltacak bir gelişme olmadı. Kamu işveren heyeti dünyadaki ekonomik tabloyu gözler önüne serdi ve
her zamanki gibi memura imkânlar ölçüsünde, enflasyona ezdirmeyecek bir maaş artışından bahis açtı. Yıllara göre memur maaşlarını sayan kamu işveren heyeti yükselen grafikten bahsetti.  Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı ve Memur-Sen başkanı Ahmet Gündoğdu ise konuşmasına toplu sözleşme sürecinin 2,5 milyon memur ve 1 milyon 900 bin emekliyi ilgilendirdiğini söyleyerek başladı. Devamında da kamu işvereninin bu zamana kadar yaptığı iyileştirmelerin tazminat olup taban aylığa yansımadığını belirtti. Bundan dolayı emekliliğe yansımayan artışların, emekli ve çalışan arasında uçuma neden olduğunu ifade etti. Bunun için bu toplu sözleşme sürecinin en önemli kazanımlarından birinin de belki  taban aylığa zam, ek ödeme ve maaşların tamamının emekliye  yansıtılması olacaktır; şeklinde dile getirdi. (Memurlar bu toplu sözleşmeden bu kazanımı elde ederler ise gerçekten bir şeylerin değişmeye başladığını söyleyebiliriz.)

Yukarıda belirttiğimiz takvim süreci içerisinde kamu işveren heyetinin elindeki imkânlar içerisinde memura en yüksek maaş artışını sağlama gayretinde olduğunu; memurları temsilen görüşmelere katılan sendika yetkililerinin ise memurlar adına yaşanabilir bir memur maaş isteklerini daha çok dinleyip konuşacağımız bir gerçektir. Asıl soru yazımızın başlığında da belirttiğimiz gibi; “Memurlar toplu sözleşme masasından zaferle kalkarlar mı?” Bu soruya “Evet.” cevabını verebilmeyi memurlar adına can-ı gönülden isterdim.

Fakat görünen o ki; toplu sözleşme görüşmeleri bittiğinde ne kamu işveren heyeti ne de sendikalar bu süreçten mağlup ayrıldıklarını ilân etmeyecekleridir. Her iki taraf da kendileri adına kazanımlardan dem vuracaktır. Fakat memurların, insan isteklerinin çok çok daha arttığı çağımızda her ne olursa olsun memur maaş artışından memnun olmayacakları daha bugünden apaçık ortadadır. Memurlar her zamanki gibi, toplumun bir parçası olarak hayatlarını devam ettirmeye devam edeceklerdir.   

Ülkemiz insanının ister memur olsun, ister işveren, isterse işçi; her kim olursa olsun insanca yaşamaya dair bir gelire ulaştığı müreffeh bir ülke olması dileklerimizle bugünkü yazımızı burada noktalayalım. (02.08.2013)