BIST 10.267
DOLAR 32,23
EURO 34,80
ALTIN 2.416,26
YAZARLAR

MEB “Değerli Tatil” okulları açmalı.

Özel sektör arz talep dengesini göz önünde tutarak yola çok önce çıkmış ve “Yaz Okulları” adı altında yaz tatili döneminde ihtiyaçtan doğan farklı bir eğitim modeline çoktan geçmiştir bile.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında ülkemizde köy nüfusu daha fazla idi. Köyden kente göç sorunu uzun yıllar ülke gündemini işgal etti. Hala büyükşehirlerde göç sorunu önemini kaybetmiş değil. Fakat artık büyükşehre göç köyden değil Anadolu’daki şehirlerden veya diğer yerleşim birimlerinden gerçekleşmektedir.

1992 yılında göreve başladığım yerleşim birimi bir köy, hatta köy bile değil mezra idi. Okulumuzda birleştirilmiş sınıf düzeni ile ders yapılmakta idi. İki köy öğretmeni idik. Diğer arkadaş benden tecrübeli olduğu için bana 4. ve 5. sınıfların birleştirildiği öğrencileri okutmamın daha uygun olacağını söyledi. Kendisi de daha fazla tecrübe gerektiren 1, 2 ve 3. sınıfların yer aldığı öğrenci grubuna ders vermeyi planladı. Biz benden önce mezrada görev yapan öğretmenimin planlamasına göre eğitim öğretime devam ettik.

Birleştirilmiş sınıf sisteminde eğitim öğretim yapan köy okullarının ders kitapları da farklı idi.

Tecrübeli öğretmen arkadaşımla ders saatleri dışında uzun uzun sohbetler ederdik. Çünkü mezrada ne bir bakkal ne de insanların toplanıp çay içip sohbet edebileceği bir çay ocağı mevcut idi. Kış mevsimi havalar çabuk karardığı için çayımızı demler gurbetten, sevdiklerimizden, zaman zaman da eğitimden bahsettiğimiz uzun sohbetlere dalardık. Tecrübeli arkadaşım, “23 Nisan’dan sonra öğrencilerin velileri izin istemeye gelirler.” dedi. Ne izini der gibi arkadaşımın yüzüne bakmış olmalıyım ki; “Ne izini olacak, öğrencilerin tarlada, bağda, bahçede çalışması için izin. Ya da hayvanlara otlaklarda çoban olmaları için okuldan izin isteyecekler.”

Evet arkadaşımın dediği tarihlerde toprak uyanıyor; tüm kış ahırlarda tutulan hayvanlar kırlara çıkarılıyordu. Arkadaşım daha önceleri köy okullarının şehir okullarından 1 ay kadar önce kapandığını da sözlerine ekledi. Fakat ben o günlere yetişememiş, köyde kalan az sayıdaki kişinin öğrencileri için isteyecekleri izin isteklerine cevap verecektim.

Gelelim başlıktaki yazıya. Evet bunca satırı niçin yazdım? Başlıktaki konuya gelebilmek için. Artık ülkemizdeki vatandaşların büyük çoğunluğu köylerde değil şehirlerde yaşamını sürdürmektedir. Veliler öğrencilerini tarım sektöründe çalıştırmak için izin istememektedirler. Hatta tam tersine yaz tatilinde bile okulların açık olmasını isteyen anne babalar  bulunmaktadır.

Özel sektör arz talep dengesini göz önünde tutarak yola çok önce çıkmış ve “Yaz Okulları” adı altında yaz tatili döneminde ihtiyaçtan doğan farklı bir eğitim modeline çoktan geçmiştir bile. Daha çok fiziksel aktivitelere dayanan, gezme, spor, zeka oyunları, sinema, okuma kültürü… gibi kendilerince bir program çerçevesi içerisinde bir yaz eğitimi gerçekleştirmeye başlamış ve devam etmektedirler. İyi ki de etmektedirler; çünkü bu eğitimler velilerin ihtiyaçlarına bir nebze de olsa cevap vermektedir.

Bu yaz eğitimleri son yıllara kadar küçük çaplı Sivil Toplum Kuruluşları eli ile gerçekleştirilmekte idi. Son dönemlerde bu yaz okullarına köklü özel okullar ve dershaneler de katılmıştır. İlk yola çıkanlar bir hayli mesafe almıştır. Fakat asıl düzenlemeyi yapacak olan MEB’den yaz okulları konusunda en ufak bir kıpırtı bile yoktur.

Artık MEB’e bağlı okullarda köy okulu şehir okulu ayrımı yoktur. Kanunlarda yapılan düzenlemeler ve ailelerin bilinçlenmesi ile  de yaz tatillerinde öğrenciler tarım sektöründe veya diğer sektörlerde çocuk işçi olarak çok şükür çalıştırılmamaktadır. Özel sektörün düzenlediği yaz okullarından öğrencilerin geneli maalesef yararlanamamaktadır. Daha çok belli bir maddi gelirin üzerinde olanlar yararlanabilmektedir.

Bu nedenle MEB kanun ve yönetmeliklerde gereken düzenlemeyi yapmalı ve yaz tatili süresince kapalı olan okulları atıl durumdan kurtarmalıdır. Bölgelere göre yaz tatilini değerlendirmek üzere okullar merkezli ismini de “Yaz Okulu” olarak değil de mesela “Değerli Tatil” gibi farklı bir isim koyarak gönüllü ve ücreti MEB tarafından karşılanacak bir düzenleme ile tatil programı gerçekleştirilmelidir.

En azından yönetmeliklerle bunun önü açılır ise, şartları uygun olan okullar MEB’in programından kendilerine uyan programı uygulayarak öğrencilerin yaz tatillerini daha verimli ve de daha eğlenceli geçirmelerini sağlar. Bu “Değerli Tatil”in öğretmenleri de MEB’in mevcut öğretmenlerinden karşılanamadığı takdirde, atanamayan öğretmenlerden ücretli öğretmen olarak da karşılanabilir. Böylece hem öğretmenler, hem de veliler değişen şartlara uygun daha mutlu bir yaz tatili geçireceklerdir. (13.05.2013)

Yorumlar