BIST 10.740
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.518,26
YAZARLAR

“Kılık kıyafet serbest olacak.” Serbest!

Ne zamanki tarihler 27 Kasım 2012 Salı gününü gösterdi MEB Resmi Gazete’de yayınlanan bir yönetmelikle okullardaki öğrenci kılık ve kıyafetlerinin serbest olduğunu ilân etti. Bazı okul idareleri yönetmelik yayınlanır yayınlanmaz bu yönetmelik esaslarına g

İlkokulu siyah önlükle okuyarak tamamladım. O yıllarda bunun absürt bir durum olduğunu hiç düşünmedim; bence ve herkesçe gayet olağan bir durumdu. 12 Eylül 1980 askeri yönetimi yılları ortaokul dönemime rastlar. O yıllarda okula siyah önlükten kurtulmuş; babamın aldığı kahverengi takım elbise ve siyah bir kravat içerisinde devam ettim. O zamanlar takım elbise kravat bir nebze de olsa ilkokula göre serbest ve de daha afili bir kıyafetti. Niye serbest diyorum; çünkü benim takımım kahverengi, bir diğer arkadaşımın lacivert, bir diğerinin ise patlıcan moru bir kadife takım idi. O kadife takım elbise ne de güzel görünürdü gözüme.

Lise yıllarımdaki kıyafet de bedenleri büyüse de yine ortaokulda olduğu gibi herkesin kendi beğenisine göre diktirdiği veya o zamanlar yeni yeni hızlanmaya başlayan hazır giyimden satın aldığı bir yeni takım elbise idi.

Çocuklarım 2000’li yılların başında ilkokula başladı. İlk üçü mavi önlüklerle okudu. Artık siyah önlük yok okulumuzun yönetmelikler çerçevesinde tercihi olan mavi önlük vardı. Dördüncü çocuğum geçen yıl birinci sınıfa başladı. O ise yine okulun tercih ettiği lacivert pantolon; deniz mavisi lacost kıyafetlerle okula gitti. Bu arada kızımın devam ettiği lisenin kıyafetleri de “Mumla yak ara ki bulasın” cinsinden yeşilin çok farklı türü bir pantolon ve çağla rengi bir lacost üzerine okulun ambleminin olduğu bir kıyafetten ibaretti. Bunları niye anlatıyorum. Gireceğiniz herhangi bir konfeksiyonda lacost 10 TL, pantolon da 25-30 TL’den fazla değildir. Fakat aynı kıyafeti tek bir yer satar ise ve başka yerde bulamaz iseniz 100 TL’den aşağıya almanız mümkün değil. Birinci sınıfa giden oğlumun kıyafetlerinin fiyatı da bundan pek farklı değildi.

Konfeksiyonda fiyatı çok pahalı bulan veliler okula, milli eğitimlere şikayete giderdi. Fakat şikayetler pek bir muhatap bulamaz kuzu kuzu kıyafetleri almak zorunda kalırdınız. Çünkü kıyafetleri satan firma okula gerekli bağışı (?) çoktan peşin peşin yapmıştır. Satan memnun, bağışı alan memnun fakat malı alan mecburen memnun bir durum söz konusu idi. Serbest kılık kıyafet yönetmeliğinin bir ayağı budur.

Veliler ceplerine dokunan bu durumdan seslerini resmi ortamlarda pek çıkarmasalar da; kendi doğal ortamlarında her daim yüksek sesle dile getirdiler.  

Ne zamanki tarihler 27 Kasım 2012 Salı gününü gösterdi MEB Resmi Gazete’de yayınlanan bir yönetmelikle okullardaki öğrenci kılık ve kıyafetlerinin serbest olduğunu ilân etti. Bazı okul idareleri yönetmelik yayınlanır yayınlanmaz bu yönetmelik esaslarına göre serbest kıyafet uygulamasını başlattı. Daha tedbirli olan okul yönetimleri biraz daha bekleyip; dönem sonunda yani II. dönemin başında serbest kıyafet uygulamasını başlattı. Daha da tedbirli olan okul yönetimleri bu uygulamanın gelecek (2013-2014) eğitim öğretim döneminden itibaren uygulanacağı savını kulaklara üfürerek öğrencilerine serbest kıyafet uygulamasını yasaklamak istedi. Fakat bir kere Pandora’nın kutusu açılmıştı artık. Serbest kıyafet uygulamasının önüne geçmek mümkün değildi; okullarda bu işe en sevinen öğrenciler oldu. Kendilerini nasıl rahat hissediyorlarsa o kıyafetle okullara gelmeye başladılar.

Bu uygulamalardan öğretmenler de nasiplenmedi dersek yanılmış oluruz. En azından ÖSYM’nin yaptığı sınavlarda ki hep hafta sonlarındadır; öğretmenler de üniversiteli meslektaşları gibi serbest kıyafetle sınavlara girmeye başlayarak serbest kıyafet uygulaması kervanına katıldılar.

Fakat ne hikmetse MEB’in bu güzel uygulamasından memnun olmayanlar; öküz altında buzağı arayanlar da yok değildi. Yok efendim serbest kıyafet zengin fakir arasında ayrımcılık yaratıyormuş. Yok efendim dışarıdaki serserilerle (Sanki okulun dışındaki serbest kıyafetli her genç serseri!) öğrenciler birbirinden ayrılmıyormuş. Okullarda tehlike çanları çalıyormuş. Bunu kelli felli idareciler, velilerin dile getirmesi aslında pek de yadırganacak bir durum değil. Çünkü bu eğitimciler ve veliler 1960, 1970 ve 1980 darbelerinin birini veya bir kaçını görmüş ve bu yönetimlerin yaptığı yasalar çerçevesinde yetişmiş kişiler. Bu nedenle de askeri tarz yönetimler ve de disiplin olmadığında toplumda kaos olacağına kendilerini can-ı gönülden inandırmış kimselerdir. Serbest kıyafet uygulamasının en önemli ayaklarından bir diğeri de budur.

Bu bakış açısının bir çırpıda değişmesini beklemek gerçekten hayalden öte bir şey olmaz. Fakat ne mutlu ki veli ve eğitimcilerin büyük çoğunluğu bu kuşağın dışında; genç bir kuşak. Fakat hükümet yine de bu kişilerin uyarılarına kulak verdi ve toplumsal uzlaşmaya dayalı bir yöntem belirledi.

MEB okullardaki serbest kıyafet yönetmeliğini 2013/5125 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden düzenledi. Yönetmeliğin 3. maddesinin ikinci fıkrası şu şekilde değiştirildi.

“(2) Öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamaz. Ancak, okul yönetimi ve okul-aile birliğinin koordinatörlüğünde, 4. maddede yer alan sınırlamalara aykırı olmamak kaydıyla, velilerin yüzde ellisinden fazlasının muvafakati alınarak ilgili eğitim-öğretim yılı için okul kıyafeti veya kıyafetleri belirlenebilir. Bu fıkranın uygulanmasına dair usûl ve esaslar Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan yönerge ile belirlenir.”

Tüm bu saydıklarımızdan sonra, kanun ve yönetmelikler çerçevesinde tek tip kıyafete dönmek isteyen okullara ve de velilere saygı duymaktan başka yapacak ve dahi söyleyecek başka da bir sözümüz yoktur. (26.07.2013)

Yorumlar