BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
YAZARLAR

Fitnenin kol gezdiği ortamda dershaneler

Son günlerde maalesef fitnenin kol gezdiğini görüyoruz. Mevcut sistemi öyle bir iyileştirelim ki; dershanelere ihtiyaç kalmasın. Dershaneler kendiliğinden kapansın. Bu konudaki görüşümüz budur.

Hafta sonu çok değerli eğitimci dostlarla Yalova ilimizin Termal ilçesindeydik. Öğretmen arkadaşlarla kış mevsimine girdiğimiz fakat daha sonbaharın yazdan kalma günlerini yaşamaya devam ettiğimiz bir hafta sonunda, güzel havalarda hem eğitim konularında istişarelerde bulunduk hem de kısa süreli de olsa İstanbul’un keşmekeşinden bir nebze uzaklaşıp enerji depolama imkânı yakaladık.

Eğitim-Bir Sen İstanbul 2 nolu şube başkanı Hasan Yalçın Yayla’nın, “2 nolu Şube Divan Toplantısı”na davetliydik. Oturumlarda sendikanın faaliyetleri konuşuldu, öğretmenlerin ve eğitimin sorunları masaya yatırıldı. İstanbul 2 nolu şubenin ilçe başkanları, yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri bir araya gelme fırsatı yakaladı. Dostluklar pekişti, yeni dostluklara yelken açıldı. Biz de bu vesile ile genç eğitim yöneticilerinden Hüseyin Kaya ve Cemil Kızılkaya gibi dostlarla daha yakından tanışma fırsatı yakaladık. Tüm katılımcılar gibi eğitim konusunu dert edindiklerini gözlemledik. Kendilerine bu uzun eğitim maratonda başarılar diliyorum.  

İletişim uzmanı Serkan Ekmen beyefendi “Takım oyunu” konulu bir sunumla programa katılanlara seslendi. Eğitim-Bir Sen’in kurucusu Akif İnan’ın başlangıçta bir kişi olduğunu, bugün ise gelinen noktanın ortada olduğunu söyledi. Bu nedenle ‘Bir kişi ne yapabilir ki?’ dememeli, gayretle çalışmalıyız mesajını verdi. Ekmen’in Feyzullah Kıyıklık’tan aktardığı öğretmenlerle ilgili şu sözler de akıllarda kaldı. “Öğretmen koşarsa halk yürür. Öğretmen yürürse halk oturur. Öğretmen oturursa halk bu sefer uyur.” Serkan Ekmen’in mesajı görebildiğim kadarı ile öğretmenlerce alındı sanırım.

Divan toplantısında Eğitim-Bir Sen Mevzuat ve Toplu Sözleşme’den sorumlu genel başkan yardımcısı Ramazan Çakırcı da katılımcılara bir konuşma yaptı. Konuşmasında sendikanın faaliyetlerini anlattı. Katılımcıların toplu sözleşme ve farklı alanlardaki sorularına tatmin edici cevaplar verdi. Fakat benim Çakırcı’nın konuşmasından sizlere aktaracağım bölümler ne öğretmenlerle, ne de toplu sözleşmedeki kazanımlar ile ilgili açıklamaları. Son günlerde eğitim gündemini hareketlendiren “Dershanelerin kapatılması” konusu ile ilgili söyledikleri. Buyrun birlikte dinleyelim.

Ramazan Çakırcı baştan açık bir dille dershanelerin kapatılması konusunda ne düşündükleri söyledi.

Son günlerde maalesef fitnenin kol gezdiğini görüyoruz. Mevcut sistemi öyle bir iyileştirelim ki; dershanelere ihtiyaç kalmasın. Dershaneler kendiliğinden kapansın. Bu konudaki görüşümüz budur.      

Tarihçi olmam nedeniyle tarihi bir olayı sizlere hatırlatmak istiyorum. II. Viyana Kuşatması zamanıdır. Osmanlı ordusu Haçlılarla savaşmaktadır. Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ordunun komutanıdır. Savaşa katılan komutanlarla bir toplantı esnasında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Osmanlı ordusuna kuvvetleri ile katılan Kırım Hanı Murat Giray Han’ı azarlar. Murat Giray Han bu küçümsemeden, görüşlerinin dikkate alınmamasından alınır.

Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa bu sürtüşmenin nasıl sonuç getireceğinin farkında değildir. Kırım Hanı Murat Giray da alınganlığının neyle sonuçlanacağının pek farkında değildir. Askerleri Murat Giray Han’a; “Hanım biz savaşta biraz gevşek davranalım. Böylece Osmanlı değerimizi anlasın.” şeklinde telkinlerde bulunurlar.

Kuşatma esnasında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Murat Giray Han’dan kuşatmaya yardıma gelmesi beklenen Leh kralını durdurmasını beklemektedir. Fakat Murat Giray Han ve askerleri, Tuna nehrini geçmekte olan Leh ordularına hiçbir şey yapmadan sadece geçişlerini seyretmekle yetinirler. Tabi sonuçta kuşatma başarısızlıkla sonuçlanır.

Viyana da başlayan bu yıkım maalesef ancak Polatlı’da durdurulabildi.

Bazen çok basit şeyler, beraberinde çok büyük yıkımlar getirebilir. Kullandığımız dile çok dikkat edeceğiz. Olayları her bireye konuşarak uygun bir dille anlatacağız. Fakat kırıp dökmeyeceğiz. Çünkü bir kırılma, beraberinde başka kırılmaları da getirir.

Darbeciler, Ergenekoncular bu duruma bakıp göbek atıyorlar. Bizler bu duruma aracı olmayacağız. İlçe başkanlarımız, yönetim kurulu üyelerimiz konuştuklarına dikkat edecek; siz bunu dediniz dedirtmeyeceğiz.

Daha güzel günlerde, daha iyi eğitim ortamlarında buluşmak dileklerimle, hepinize hayırlı günler diliyorum. (02.12.2013)

 

Yorumlar