BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
YAZARLAR

Dershaneler; ‘Kral Çıplak!’

Ekonomisi yükselen, eğitim seviyesi yükselen, kültür seviyesi artan, ülkenin her bir bireyi karınca kararınca birey olarak yaptığı uygulamalarla bu gerçekliğe katkı yapmalıdır.

Toplumda herkesin bildiği ve yanlış olduğunu kabul ettiği bir durumu belirtmek için, birinin çıkıp “Kral çıplak!” diye bağırmasını bekleriz. Gündemimizde böyle bir konu var: Dershaneler! Dershaneler konusunda durum çok farklı. Bahsettiğimiz olayda kimse çıkıp birinin ‘Kral çıplak!’ diye bağırmasını beklemiyor. Çünkü toplumun her kesiminden çıkan farklı konum ve statüdeki kişiler bangır bangır bağırıyor; “Kral çıplaaaak!”. Sorundan etkilenen de, soruna çözüm getirmesi gerekenin de birleştiği nokta ‘Kralın çıplak olduğu.’

Bu satırların yazarı bir eğitimci, aynı zamanda da dört öğrencinin velisidir. Dershaneler yararlı mı, zararlı mı? Öğrencimizi dershaneye göndermeli miyiz, yoksa göndermemeli miyiz? Bu ve benzeri soruları çoğaltıp, sonu gelmez tartışmalara girebiliriz. Fakat 1. Sınıftan 11. Sınıfa kadar dört öğrencisi olan bu eğitimci veli, aynı zamanda üç ayrı dershanenin de velisidir. Neden? Çünkü ben de bu toplumda yaşıyorum ve toplumdan ayrı bir birey değilim.

Hükümet kararlı bir şekilde seneye dershaneleri kapatacağını ifade ediyor. Kapatabilir mi? Efendim bu iş bir arz talep meselesi ve aynı zamanda MEB’in sınav sisteminin bir sonucu. Tabiki hükümet sınav sistemini değiştirirse; dershaneleri kapatmasına lüzum kalmadan kapanmasına yol açabilir. Dershaneler arz talep dengesi ile kendiliğinden doğal olarak kapanır veya çalışma sistemini değiştirir.

Günümüz velisi haklı olarak öğrencisine karşı sorumluluğunu yerine getirmek istiyor. Bu nedenle de çocuğum sınavlarda kimseden geri kalmasın, daha kaliteli eğitim veren bir eğitim kurumuna yerleşsin mantığı içerisinde öğrencisini bir eğitim kurumu olan dershanelere yolluyor. Kendisi de herkes gibi ‘Kral çıplak!’ da dese, vicdanen sorumluluğunu yerine getirmiş olmanın huzuru ile öğrencisini dershaneye teslim ediyor.

Veliler dershanelerin daha çok ekonomik boyutu ile ilgileniyor. Zaten zorda olan aile ekonomilerine büyük bir yük de dershanelerden ekleniyor. Eğitimciler dershanelerin okulun önüne geçmesinden dolayı endişeli. Dershane yöneticileri ise işe farklı bir ekonomik boyuttan bakıyor. 50 bin öğretmenin dershanelerde çalıştığını; diğer çalışanlarla birlikte 250 binlik bir kitleye iş imkânı sağladığını vurguluyor. Doğru söze ne denir? Nasrettin Hoca’nın deyimi ile; ‘Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.’

Aslında dershaneleri kapatmaya gerek de yok. Hem öyle kapattım demekle de kapanmıyor. Sınava dayalı sistemi düzenlediğinizde; dershaneler kendiliğinden mecra değiştirecektir. Asli görevlerine; öğrencilerin bilgi eksikliklerini gideren, onlara rehberlik eden, özel yeteneklerini geliştiren özel etüt merkezlerine dönüşecektir.

Evet sevgili kari; ‘Kral gerçekten çıplak!’. Fakat sonucu sadece hükümetten, yetkililerden beklemek de doğru değil. Ekonomisi yükselen, eğitim seviyesi yükselen, kültür seviyesi artan, ülkenin her bir bireyi karınca kararınca birey olarak yaptığı uygulamalarla bu gerçekliğe katkı yapmalıdır.    

Yorumlar