Dershane mi okuldan çıkar, okul mu dershaneden?
Dershaneler sıkıntı var ise, ki bazı yönleri ile var; kapatılmalı. Fakat maalesef okullar da bu hâli ile eğitime devam etmemeli. Görünen de o ki devam etmeyecekler. Sağlıkta başlatılan ve bir hayli mesafe alınan özelleştirme; eğitimde de bir şekilde gerçe
Dershanelerin kapatılması konusu gerçekten hoş olmayan bir biçimde taraf veya karşı taraf olmak gibi bir duruma geldi. Bu nedenle bu konu hakkında yazmayı pek düşünmüyordum. Fakat eğitim konusunda yazan bir kişi olarak, dershanelerin kapatılması konusunda yazmamak, okurlarımıza karşı bir haksızlık olacaktı. Yüz yüze karşılaştığımızda fikrimizi soranlar, elektronik postamıza gelen konu ile ilgili sorular bu konuda yazmamızı gerekli hâle getirdi.
Geçtiğimiz hafta Zaman Gazetesi’nin bir haberi ile başlayan dershaneler tartışması hız kaybetmeden devam ediyor. Ülkemizin önde gelen politikacıları, eğitim uzmanları, gazeteciler… hemen hemen herkes bu konuyu tartışıyor. Konu hakkında fikri, bilgisi olmayan da yok gibi.
Bir topluluğa girmeye görelim, hemen “Hoca bu dershanelerin hâli ne olacak?” sorusuna muhatap oluyoruz. Biz daha ağzımızı açıp, “Efendim dershanelerin kapatılması öyle basit bir konu değil. Dershaneleri ortaya çıkaran sebep yani sınavlar meselesi halledilmeden bu konu çözülmez.” dememize fırsat verilmeden; soruyu soran ve çevredekiler cevabı yetiştirmeye başlıyor. “Hoca bu iş o kadar da derin bir mevzu değil….” Herkesin dershane konusunda müthiş bilgisi var; sanki leb-i derya.
“Efendim dershaneler, zengin ve fakir öğrenciler arasında bir fırsat eşitliği meydana getiriyor. Bence kapanması doğru bir şey değil.” Doğru söze ne denir? “Haklısınız efendim?” diyoruz. Bir başkası,” Öyle diyorsun da devlet okulu ücretsiz. Hem kitaplar da ücretsiz olarak her öğrenciye veriliyor. Dershaneye göndermeden çocuklarımız iyi bir okul kazanamaz oldu. Dershane ücretleri vatandaşın bütçesini kökten sarsıyor. Bence dershaneler kapatılmalı.” Bu arkadaşın söyledikleri de hiç de yanlış değil. “Valla hemşerim sen de haklısın.” Oradan söze karışan bir başkası, “Hocam bu nasıl hak vermek? Dershaneler kapanmasın diyeni de haklı buldun, dershaneler kapansın diyeni de haklı buldun.” Hangi konu olursa olsun Nasrettin Hoca’mızı anmamak olur mu? “Kardeşim sen de yerden göğe kadar haklısın.”
Ne o yoksa sizin çevrenizde de buna benzer sohbetler mi yapılıyor? Aslında yapılmazsa şaşırmak gerekli. Çünkü hepimiz bu geminin içerisinde yol alıyoruz. 18 milyon öğrenci, 800 bin MEB öğretmeni, 100 bine yakın dershane çalışanı ve de aileleri direkt olarak bu konunun muhatabıdır. Bu çerçeveden bakınca ülkenin tamamına yakınını ilgilendiren bir konu olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek.
Peki bu noktadan sonra bizim dershanelerin kapatılması konusundaki görüşümüz nedir? Bu soruya cevabımızı sona saklayalım ve sizlere şöyle bir soru soralım. “Efendim tavuk mu yumurtadan çıkar, yoksa yumurta mı tavuktan?” siz bu sorunun cevabını araya durun. Fakat bizden söylemesi, bu sorunun doğru cevabını şu ana kadar bulan kişi çıkmadı. Tavuk yumurtadan çıkar diyenler de doğru cevabı veriyor, yumurta tavuktan çıkar diyenler de doğru cevabı veriyor. İşte böyle bir durum.
Şimdi gelelim bizce dershaneler kapatılmalı mı? Yoksa kapatılmamalı mı? Efendim bence öğrenciyi sosyal hayattan soyutlayan, herkesin tabiri ile bir yarış atına çeviren dershaneler kapatılmalı. Fakat burada bir ara verip gerçeklerle yüzleşelim. Ben de çocuğu liseye hazırlanan, üniversiteye hazırlanan her anne baba gibi; 8. sınıfta okuyan oğlumu da 12. sınıfta okuyan kızımı da dershaneye gönderiyorum. İki öğrencim iki farklı dershaneye devam ediyor. İki dershane öğretmenlerinden de yöneticilerinden de son derece memnunum. Kızımın dershanesindeki danışman öğretmeni eşimle irtibat hâlinde. Sık sık telefonla görüşüyorlar. Hatta danışman öğretmen evimize ziyaretimize de geldi. Kızım da eşim de bu durumdan çok memnun ve rahatlıkla kızımın durumu hakkında görüşebiliyorlar. Kızımın okuduğu lise de iyi bir Anadolu lisesi. Oradaki öğretmenlerimiz de, yöneticilerimiz de çok değerli insanlar. Her dönem bizleri veli toplantısına çağırıyorlar. Bizler de iştirak edip, onlarla da tanıştık. İşte olay bu kadar açık ve net.
Dershanelerde sıkıntı var ise, ki bazı yönleri ile var; kapatılmalı. Fakat maalesef okullar da bu hâli ile eğitime devam etmemeli. Görünen de o ki devam etmeyecekler. Sağlıkta başlatılan ve bir hayli mesafe alınan özelleştirme; eğitimde de bir şekilde gerçekleştirileceğe benziyor.
Zaman her şeyin ilâcıdır. Zamanla her şey düzelecektir. Mühim olan o zaman dostlarımıza merhaba diyebilmemizi engelleyecek davranışlarda bulunmamaktır. (18.11.2013)