BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,92
ALTIN 2.440,16
GÜNCEL

Türkiye'de aşı olmadan yaşayan göçmenler konusu ne olacak?

Türk toplumu içinde 22 milyon aşısız insanların olduğu ve anketlerde aşı reddinin hala yüksek seviyelerde olduğu bilinirken bir diğer önemli problem de ülkedeki kayıtsız göçmenler.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını Delta varyantının da etkisiyle yayılımını sürdürüyor. 28 Temmuz koronavirüs tablosuna göre günlük vaka sayısı 22 bin 291'e yükselirken, 76 kişi yaşamını yitirdi.

22 milyonu aşkın kişinin aşısı yok

Salgını kontrol altına almada bilinen en etkili yöntem olan aşılamada en az bir dozu yaptıranların sayısı ise 40 milyona ulaştı.

Ancak 22 milyon 124 bin 434 kişinin henüz ilk doz aşısı bulunmuyor.

Aşı olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ek olarak ülkede kayıtdışı şekilde yaşadığı için aşılanmamış olan yabancılar da var.

Salgın sürecinin dezavantajlı gruplarının başında da yine "düzensiz göçmen" olarak adlandırılan bu kesim geliyor.

Kayıtdışı göçmen sayısı yükseliyor

Göç İdaresi verilerine göre resmi olarak Türkiye'de en yoğun nüfusa sahip göçmen kesimi, sayıları 3 milyon 690 bin 896'ya ulaşan Suriyeliler.

İçişleri Bakanlığı'na bağlı Göç İdaresi tarafından "geçici koruma" altındaki bu kişiler, tıpkı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanıyor.

Ancak asıl sorun, "düzensiz göçmen" olarak bilinen ve kayıt altına alınamayan kesim.

Zira Türkiye'de "geçici koruma" altına alınmadan yaşamını sürdüren çoğu Suriyeli ve Afganistanlı toplam göçmen sayısının 1 milyonu aştığı ifade ediliyor.

Kayıtdışı göçmenler sağlık hizmeti alamıyor

Bu kişiler yasal olarak sağlık hizmetlerinden faydalanamadığından koronavirüs aşısı da olamıyor.

Son günlerde Türkiye'de göçmenlerle ilgili çıkan haberlere ek olarak, kayıtdışı olduğu için aşısız olan bu kesimin, aşı olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi salgının yayılmasına olumsuz etkide bulunduğu tartışmaları var.

"Salgının en büyük mağduru kayıtdışı göçmenler"

Independent Türkçe'nin görüş aldığı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Fincancı Korur ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBU) Göç Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (GPM) Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Ali Zafer Sağıroğlu'na göre göçmen karşıtlığının "tetiklendiği" şu günlerde, bir de "Kayıtdışı olanlar salgının yayılmasına etki ediyor" demek doğru bir davranış değil.

Zira Korur ve Sağıroğlu, toplumda aşılanmayan milyonlarca vatandaşın bulunduğunu belirterek, kaydı bulunmadığı için sağlık hizmeti alamayanların zaten en büyük mağduriyeti yaşadığı görüşünde.

"Geri döndürülme korkusu yaşamayacakları bir ortam oluşturulmalı"

Göçmenlerin kendi topraklarını keyfi sebeplerle terk etmediğini ve şiddet, yoksulluk, ölüm tehdidi gibi gerekçelerle vatanlarından ayrılmak durumunda kaldıkları gerekçesiyle bu kişilerin hedef haline getirilmemesi gerektiğini savunan Şebnem Korur Fincancı, özellikle sınır dışı edilme korkusuyla aşı olmayan kayıtdışı kesimin zaten en büyük zararı kendilerine verdiğini söyledi.

"Düzensiz göçmenlerin de aşılanması için bir programa ihtiyaç duyuluyor"

Independent Türkçe'ye konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Fincancı, düzensiz göçmenlerin de aşılanması için bir programa ihtiyaç duyulduğu görüşünde.

Bu kişilerin geri döndürülme korkusu yaşamayacakları bir ortam oluşturulması gerektiğini dile getiren Fincancı, aksi takdirde sınır dışı edilecekleri kaygısıyla sağlık problemlerini bildirmediklerini ve sürecin ölüme kadar uzanabildiğini söyledi.

"Seyahat de bir haktır" diyen Fincancı, kayıtların bulunmayan sığınmacıların sınır dışı edilme korkusu yaşadıklarından dolayı sağlık hizmeti almaya gitmediklerini aktararak, "Sağlık hizmetine erişim olmayınca da ölümcül hale geliniyor. Aşılanmamak asıl aşısızlar için risk çünkü onlar hastalığı daha ağır geçiriyorlar. Bir de yalnızca koronavirüs değil başka hastalıkları da yaşıyorlar, tedavi olamıyorlar, sağlık sorunları büyüyor ve ölümcül hale geliyor" dedi. 

Toplum genelinde aşıları tamamlanmış kişilerin sayısının yüksek olduğunu ve aşılama hızının da yeterli olmadığını savunan Fincancı, sayı olarak düzensiz göçmenlerin, aşı olmayan 20 milyonluk kesime kıyasla çok daha küçük bir nüfus oluşturduğunu da sözlerine ekledi.

"Yerli toplumdan daha farklı şekilde yaymıyorlar, onları günah keçisi yapmamak gerekiyor"
Öğretim Üyesi Dr. Zafer Sağıroğlu da göçmenlerin yerel halktan farklı şekilde salgını yaymadığı gerekçesiyle eleştiri oklarının hedefinde yer almamaları gerektiği görüşünde. Aşısız göçmenlerin salgının yayılmasını etkilediği görüşünü, "bilimsel olmayan bir önyargı" olarak niteleyen Sağıroğlu, "(Salgını) Yerli toplumdan daha farklı şekilde yaymıyorlar, onları günah keçisi yapmamak gerekiyor. Salgında hareketlilikleri daha da kısıtlandığı için hastalığın yayılmasında yerlilere göre etkilerinin daha az olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Yorumlar
ÇOK OKUNANLAR