'2016 memur maaşları enflasyonun üzerinde artacak'

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "2016'da memur maaşları enflasyonun üzerinde artacaktır" dedi.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, İstanbul Sanayi Odasının (İSO) düzenlediği Meslek Komiteleri Ortak Toplantısının ardından bir basın mensubunun sorularını yanıtladı. Ağbal, Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) yayınladığı tebliğe ilişkin, "Tebliğ düzenlemesinin yeni hiçbir yanı yoktur." dedi.

Ağbal, GİB'in yayınladığı tebliğle ilgili basında yer alan haberlere yönelik, "Yapılan düzenlemenin hiçbir yeni tarafı yok. Mevcut kanunlar çerçevesinde zaman aşımı süresiyle ilgili yapılan bir açıklamadır. Dolayısıyla bugün vergi borçlarının 5 yıl içerisinde, biz ona 'tahsilat zaman aşımı' diyoruz, bu konuya açıklık getiren, uygulamayı yönlendiren bir tebliğ... Dolayısıyla o tebliğ düzenlemesinin yeni getirdiği hiçbir yanı yoktur. Vergisini ödeyen için de ödemeyen için de geçerli bir kural." bilgilerini verdi.


MEMURLARIN GELİR VERGİSİ İLE İLGİLİ BEKLENTİSİ
Memurların gelir vergisiyle ilgili beklentisine ilişkin bir soru üzerine ise Ağbal, "2016 memur maaşlarında önemli artışlar yaptık. Dolayısıyla inşallah memurlarımızın sosyoekonomik durumları Ak Parti Hükümetleri döneminde her zaman iyi olmuştur. Yaptığımız düzenleme 2016 yılında enflasyonun üzerinde bir düzenleme olacaktır. Dolayısıyla 2016 yılında memur maaşları enflasyonun üzerinde artacaktır. Gelir vergisiyle ilgili bir düzenlememiz yok." yanıtını verdi.

GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KONUSUNDA FLAŞ AÇIKLAMA
Maliye Bakanı Naci Ağbal, gelir ve kurumlar vergisini toplamanın önemli olduğunu belirterek, "Bugün Türkiye'de dolaysız vergiler OECD ortalamalarının yarısı ise o zaman hepimiz bundan bir ders çıkarmalıyız. Bizim daha fazla gelir ve kurumlar vergisi toplamamız lazım." dedi.


GLOBAL KRİZİN ETKİLERİ
Ağbal, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısında yaptığı konuşmada, dünyada global krizin etkilerinin hala devam ettiğini ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin de bu krizden etkilendiğini söyledi.

Hükümet olarak kendilerine düşen görevin bu krizin etkilerini minimum kılacak şekilde ekonomi yönetiminde rasyonel ve doğru kararları alabilmek olduğunu ifade eden Ağbal, her gün yeni ortaya çıkaran rakamların büyüme trendini desteklediğini belirtti.

Ağbal, enflasyonun şubat ayından bu yana aşağı yönlü seyrettiğini ve bu gelişmenin başta sanayiciler olmak üzere herkes açısından önemli olduğuna işaret etti.

İhracatta da olumlu gelişmeler yaşandığını anlatan Ağbal, özellikle Avrupa piyasalarından gelen pozitif sinyallerin bunda payının bulunduğunu dile getirdi.

Ağbal, şöyle devam etti:

"Dünyanın ekonomik ve jeopolitik kırılganlık içinde olduğu bir dönemde 1 Kasım seçimleri ile siyasi istikrarın sağlanmış olması hakikaten önemlidir. Dünyanın içinde bulunduğu koşullara baktığımız zaman denizin durgun olamadığını görüyoruz. Deniz dalgalı. Böyle bir dönemde bizim siyaset ve ekonomi gemisinin sağlam, sürdürülebilir ve reform gündemi içinde olması önemli. 1 Kasım seçimleri ülkemizin birçok açıdan diğer ülkelere kıyasla risklerin aşağıya çekilmesini sağladı. Seçim sırasında verdiğimiz vaatleri ve reformları öngörülen takvime göre yerine getiriyoruz. Mesleki eğitimin artırılması ve özel sektöre daha fazla teşvik verilmesi konusunda çalışmalarımız var. Detaylarını yakında sizlerle paylaşacağız."

Gelir vergisi tasarısının sivil toplum örgütleri ve özel sektörden gelen öneriler çerçevesinde gerekli değişiklikler yapılacağını ifade eden Ağbal, herkesin kabulleneceği ve ekonominin önünü açacağı bir gelir vergisi tasarısı olacağını vurguladı.

VERGİ USUL KANUNU
Bakan Ağbal, vergi usul kanununa ilişkin de bir çalışma yapıldığını anımsatarak, yeni tasarıda mükelleflerin haklarını daha da güçlendirecek düzenlemeler olacağını söyledi.

Yeni dönemde yatırım ortamının iyileştirilmesi için de düzenlemeler olacağı bilgisini veren Ağbal, "Bugün burada yapılan eleştiriler ve getirilen önerilere baktığımda, aslında sizlerin ödediğiniz vergilerden ötürü şikayetiniz yok. Bu vergi ödenecek. Bütçenin iki yakası bir araya getirilecek. Sadece girişimciliğe engel oluşturan vergi düzenlemelerinin gözden geçirilmesini istiyorsunuz. Kayıt dışılığa iten, bir işin maliyetini artıran, ilgili sektörde verimliliği, karlılığı azaltan vergi düzenlemelerinin kaldırılmasını istiyorsunuz. Bunların hepsi önemli." dedi.

Ağbal, önümüzdeki günlerde Meclise gelecek kanun tasarısında  ve sonra yapılacak düzenlemelerde bu önerileri dikkate alacaklarını vurguladı.

Hep birlikte çalışıp özel sektörün üzerinde ya da iktisadi faaliyetler üzerinde maliyet oluşturan haklı vergi uygulamaları olduğunu kaydeden Ağbal, damga vergisi, Bankacılık Sigorta Muamele Vergisi (BSMV) gibi vergilere ilişkin düzenlemelerin torba kanunda olacağı bilgisini verdi.

MALİ DÜZENLEMELER OLMAZSA OLMAZ
Ekonominin ayakta kalabilmesi için 3 tane sacayağına ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Ağbal, sacayaklarından birincisinin reel sektör olduğunu belirtti.

Reel sektörün ayakta kalması ve rasyonel olarak önünü görmesi gerektiğini, içeride ve dışarıda fırsatları kovalayacağını dile getiren Ağbal, reel sektörün bunları yapabilmesi için ikinci sacayağı olan finans sektörünün de buna destek olması gerektiğini vurguladı.

Ağbal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Finans sektörü olmadan reel sektör yaşayamaz. Kredi verecek reel sektör yoksa finans sektörü de ayakta duramaz. Reel sektör sürdürülebilir bir ekonomik ortam istiyorsa mutlaka finans sektörü güçlü olmalı. Sacayağının üçüncüsü de devlet-hükümet. Rekabet ortamını geliştirmemiz lazım. Finans sektörünün önünde engel varsa onları kaldırmamız lazım. Vergi ekonomiye karşı nötr olmalı. Belirli bir sosyal ve ekonomik bir amaç için teşvik getirirseniz burada sorun yok. Böyle bir amaç gütmeksizin vergi uygulaması sektör için de aktörler arasında rekabet haksızlığına neden oluyorsa, bu yanlıştır. Bunu düzeltmemiz lazım. Gerek reel sektörün gerek finans sektörünün önünü görmesini sağlamamız lazım. Bunun için yasalar daha açık, belirgin ve uluslararası normlara uygun olmalı. Türkiye'deki vergi kanunları diğer medeni ülkelerde nasılsa öyle olmalı. Yerli ve yabancı yatırımcılar Türkiye'de yatırım yaparken sadece buraya bakmıyor. Diğer ülkelere de bakıyor. Ne reel sektörümüz ne de finans sektörümüz içsel paranoyaya asla kapılmamalıdır. Birbirimizi destekleyecek ve ayakta tutacak bir çalışma içininde olmalıyız."

"Mali disiplin bizim için olmazsa olmazdır" diyen Ağbal, mali disiplinin bütçenin iki yakasının bir araya getirilmesi demek olduğunu söyledi.

Ağbal, Türkiye'deki bütçe açığının yüzde 1,2-1,3 seviyesinde bulunduğunu belirterek, "Diğer ülkeler bize gıpta ile bakıyor. Türkiye'nin milli gelirine oranla borcu yüzde 30'lar seviyesinde. Özel sektör diyor ki, 'Siz sıkıyorsunuz da bize bir bakın. Bütçeyi biraz gevşetin de biraz biz rahatlayalım'. İkisi birbirinin alternatifi değil. İkisini birlikte sürdürmemiz lazım. Bütçe disiplini hem tasarruf oranlarının yükseltilmesi, hem cari açıkla mücadele hem de ekonominin sürdürülebilirliği bakımından, gerek içerideki piyasa aktörlerine gerekse dışarıya verdiği sinyaller bakımından çok önemli. Mali disiplinden asla vazgeçmemiz söz konusu değil." değerlendirmesini yaptı.

"DAHA FAZLA VERGİ TOPLAMAMIZ LAZIM"
Zaman zaman vergi indirimleri konusunun gündeme geldiğini anımsatan Ağbal, "Asla herhangi bir şekilde bir ekonomik ve sosyal amaç gütmeksizin sadece vergi indirimlerini düşürmeye matuf bir düzenleme yapmamız asla söz konusu olamaz. Bütçenin vergi tarafı sağlam olacak. Mümkünse ekonomiyi daha da ileriye taşıyacak, verimliliğin ve yatırımları artıracak alan varsa orada vergi indirimini nasıl yapabiliriz, onu konuşalım. Herkesin her şeyi aynı şekilde yaptığı bir ortamda vergileri indirerek asla mali disiplini sürdüremeyiz. Sizin bize en fazla hesap sormanız gereken şey, harcama tarafıdır." diye konuştu.

Bakan Ağbal, vergi mükellefi olma bilincinin ve kamu harcamalarında hesap verilebilirliğin artırılması gerektiğini vurguladı.

Mükelleflerden toplanan vergilerin ekonominin gereklerine, toplumsal refahın artırılmasına harcanması durumunda işlerin doğru yapıldığının söylenebileceğini ifade eden Ağbal, Türkiye'de en kritik konunun kamu harcamaları ve kamu gelirlerinin kalitesi olduğunu söyledi.

Konuşmacılardan birisinin "dolaylı vergiler çok fazla, dolaysız vergiler toplanmalı" şeklinde sözünü hatırlatan Ağbal, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ben de aynı kanaatteyim. Dolaylı vergi toplama maliyecilik açısından bakıldığından kolaydır. ÖTV toplamak çok kolaydır. Kabaca 3 bin - 4 bin mükellef vardır. Onları izlerseniz çok da iyi vergi toplarsınız. KDV'yi toplamak kolaydır. Önemli olan gelir ve kurumlar vergisini toplamaktır. Bugün Türkiye'de dolaysız vergiler OECD ortalamalarının yarısı ise o zaman hepimiz bundan bir ders çıkarmalıyız. Bizim daha fazla gelir ve kurumlar vergisi toplamamız lazım. Maliye idaresinin eksikleri, yanlışları, yapmadıkları ya da yapacakları var. Bizim de vatandaşlar olarak, şirket olarak, kuruluş ve millet olarak yapmamız gerekenler var. Yaptığımız işte ne kadar gelir ya da kurumlar vergisi ödüyoruz diye bakmamız lazım. Bu son derece önemli."