Öğretmenlerin bir önceki Milli Eğitim Bakanı’ndan isteklerini
sıraladığımızda, en önde gelen istekleri “Öğretmenlik mesleğinin
itibarının korunması.” idi. Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in
yıldızı öğretmenlerle bir türlü barışmadı. Bu nedenle her kesimden
öğretmenin tepkisine muhatap oldu. Belki de tarihte hiçbir bakana
nasip olmayacak şekilde yelpazenin her kanadından eğitim
sendikaları Dinçer’in gitmesine sevindiğini yaptıkları eylemlerle
dile getirdi.
Yeni Milli Eğitim Bakanı’mız Prof. Dr. Nabi Avcı bu nedenle
hemen her kesimden iyi bir seçim olduğu yönünde oluşan pozitif bir
hava ile göreve başladı. Dün MEB’in sitesine ve MEB bağlantılı
hangi siteye girerseniz girin, site öğretmenlere şu başlıklı bir
duyuru ile açılıyordu. “MEBBİS’teki İletişim Bilgilerinizi
Güncelleyin”. Başlığın altındaki açıklamayı okuduğunuzda,
MEB’in bundan sonra öğretmenleri birey olarak tek tek muhatap
alarak Milli Eğitim Bakanlığı personelini ilgilendiren her konuda
(E-akademi eğitimlerinden, her türlü proje ve duyurulara kadar),
personele bireysel olarak e-posta veya mobil telefonlardan mesaj
yolu ile bilgi verileceği ifade ediliyordu. Bu nedenle de 8 Şubat
tarihine kadar bakanlık personelinin T.C. Kimlik numaraları ve
şifreleri ile MEBBİS’teki kişisel sayfalarına girip;
Kişisel Bilgiler Modülündeki İletişim Bilgileri Modülünden
e-posta adresi, sabit ve mobil telefon bilgilerini
güncellemeleri isteniyordu.
MEB’in Bilgi İşlem Grup Başkanlığı tarafından yapılan bu
duyuru, yeni Milli Eğitim Bakanı’nın öğretmenlerle arasının iyi
olacağı yönündeki ilk adım gibi görünüyor. Bundan böyle öğretmenler
başta olmak üzere MEB personeli ile bakanlık arasındaki iletişimin
daha sıkı ve sıcak olacağını söylersek herhalde yanılmış olmayız.
İletişime geçen bakanlık ve MEB personeli en azından birbirinden
daha yakından haberdar olacak ve sorunların çözümünde de birlikte
hareket edebilecektir.
MEB ilmeğin ucundan yakalamış, eksiklerini giderme yolunda ilk
adımı atmıştır.
Son bir hatırlatma da öğretmenlerimize; bakanlıktan bî haber
kalmak istemiyorsanız 8 Şubat’a kadar MEBBİS’e girerek kişisel
bilgiler modülündeki iletişim bilgilerinizi güncellemeyi ihmal
etmeyin.
***
Hafta sonu arayan iki öğretmen arkadaşım sinemaya bilet
aldıklarını birlikte film izlemeye gideceğimizi haber verdi.
Arkadaşlarımın teklifini hiç düşünmeden kabul ederek verilen saatte
randevuma ucu ucuna yetiştim. Ne de olsa karne tatilinden önceki
son yazımda öğrenci veli herkese ister aileleri ile isterse kendi
arkadaşları ile sinemaya gitmelerini önermiştim. Kendim de bu
öneriye uymak adına, sezondaki filmleri elimden geldiğince takip
etmeye çalışıyorum.
Arkadaşlara hangi filme gideceğimizi sormadım bile; çünkü asıl
olan birlikte vakit geçirmek. Kısmetime çıka çıka ‘Celal ile Ceren’
adlı film çıktı. Şahan Gökbakar’ın eski filmleri bende olumlu etki
bırakmasa da son anda daveti reddetmek pek hoş olmazdı. Salona
girdiğimizde salonun tatil olması hasebiyle ilköğretim öğrencileri
ve velileri tarafından doldurulduğunu gördüm. Anne babaların bir
çoğu önerimizi dinlemişçesine çocuğunu almış sinemaya gelmişti.
Fakat film başlar başlamaz +13 yazısı dikkatimi çekti. Fakat
salondaki kitlenin neredeyse yarısı bu profile uymuyordu. Filmi
sizlere çok fazla anlatmayacağım. Özellikle çocuklarınızla birlikte
izlemeye gitmenizi de kesinlikle önermiyorum. Çünkü komedi filmi
diye gittiğiniz sinema filmi, baştan aşağıya ağza alınmayacak
küfürlerle dolu bir yapım. Bu filmi televizyonda yayınlamaya
kalksalar makas yemeyen sahnesi kalmaz ve film reklamındaki gibi
masum bir komedi filmi (!) hâline gelir.
Sözün kısası son yıllarda gelişen teknolojinin tüm
olumsuzluklarına rağmen oluşan ailece sinemaya gitme geleneğine bu
filmle büyük bir sekte vurulmaktadır.