İslam âleminin son iki asırdır içerisinde bulunduğu
şartlar hiç de iç açıcı bir seyir izlememiştir.
Medeniyetlerin doğması, gelişmesi ve gerilemesi yüz yılları
almaktadır.
Batı medeniyeti, 16. yüzyıldan itibaren kendisini sorgulayıp
kendi gelişiminin altyapısını oluşturmuştur. Bu sorgu ve altyapı
çalışması kendileri açısından başarıya ulaşmış ve dünya üzerinde
kendi hükümranlığını kurmuşlardır.
Şu anda dünya üzerinde hemen her alanda Batı insanının planları
işlemekte, Batı kültürünün yönlendirmesi söz konusu ve Batı
güçlerinin tüm dünyayı dizayn etmesi bir gerçekliktir. Doğu
toplumlarının gençleri bilerek ya da bilmeyerek adeta Batı
medeniyetinin köleleri durumundadırlar. Doğu toplumunun
Doğu toplumlarının gençleri bilerek ya da
bilmeyerek adeta Batı medeniyetinin köleleri durumundadırlar. Doğu
toplumunun kadınları batılı modelistlerin kobayları durumunda ve
onların gelir kaynakları olmaktadırlar.
kadınları batılı modelistlerin kobayları durumunda ve onların
gelir kaynakları olmaktadırlar.
Doğulu siyasetçiler, Batılı efendilerinden aldıkları
emirleri mankurtvari bir edayla yerine
getirmektedirler. Bu baskıya başkaldıran ve
kendi dinamikleriyle hareket eden yöneticileri itibarsızlaştırarak
pasifize etmeye çalışmaktadırlar. Diktatör olarak halkının gözünden
düşürmek istemektedirler.
Kıymetli dostlar, geçtiğimiz günlerde Paris sokaklarında yüz
otuza yakın insanın öldüğü bir terör eylemi gerçekleştirildi. Tüm
dünya bu eylem üzerine değerlendirmelerde bulundu ve sorumlular
işaret edilmeye başlandı. Çok geçmeden de bu eylemin failleri
suçlarını itiraf ettiler, saldırıyı üstlendiler. Ve aşina olduğumuz
bir sürece daha girmiş olduk.
Artık Orta Doğu’da daha farklı bir Batı görmeye başlayacağız.
Doğulu ve Müslüman insanların yaşam haklarının hiç önemi olmadığı
görüşü Batılılar tarafından inkâr edilse de fiiliyatta ağaçtan,
odundan, taştan farklı olmadığı bir süreç yaşanmaktadır.
On bir Eylül saldırıları yapıldıktan sonra Amerika, Afganistan
ve Irak’ta terörü bitirme ve demokrasi getirme görüntüsü altında bu
bölgenin ve bölge insanının anasını ağlattı. Ne terör bitti ne
demokrasi geldi. Amerikan askerlerinin ülkelerine girişi esnasında
alkış tutan eller, ta omzundan kırıldı ve ne namus kaldı ne can
güvenliği. Irak üçe bölündü ve o gündür bu gündür kan ve gözyaşı
eksik olmadı Ebu Hanife’nin ve Şehitlerin efendisi HZ. Hüseyin’in
diyarında.
Acaba Fransa saldırıları hangi İslam beldesinin
gözüne kan dolduracak? Acaba teröristlere silah
yardımını alenen yapan Fransa ve Batılı güçler yine nasıl bir
yüzsüzlükle mağdur pozisyonuna bürünecek ve Orta Doğuya kan,
gözyaşı, bomba ve ateş olacak?
Acaba teröristlere silah yardımını alenen yapan
Fransa ve Batılı güçler yine nasıl bir yüzsüzlükle mağdur
pozisyonuna bürünecek ve Orta Doğuya kan, gözyaşı, bomba ve ateş
olacak?
Suriye’deki terör yuvalarına kendi elleriyle silah dağıtan
güçler, bu silahın kendilerine döndüğüne tanık olunca kendi
kabahatleri yok- muş gibi İslam’ la terörü yan yana getirerek algı
operasyonu yapmaktadırlar.
Bu yazının tüm hakları
Memurhaber.com'e aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı
kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik
kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için
yasal takip yapılacaktır.