Türkiye'de sosyal güvenlik nasıl işliyor?
Türkiye'de sosyal güvenlik nasıl işliyor?
“Toplam nüfusunun %15'i yaşlı olan ülkelerin "yaşlı
nüfus" olarak adlandırılıyor. Bu sınıflandırmaya göre
Türkiye genç nüfusa sahip olan ülkelerden.
Türkiye ancak 2040 yılından sonra "yaşlı nüfus" kategorisine
girecek. 2050’de nüfusun % 17’si 65 yaş üstü nüfus olacak. Nüfusun
yaşlanmasına bağlı olarak ortaya çıkacak olan sorunlar Türkiye'nin
daha önce karşılaşmadığı, alışılmadık sorunlar olacak ve başa
çıkılması yeni yöntemler geliştirilmesini gerektirecektir.”
Geleceğin Tehlikesi: Nüfusumuz Yaşlanıyor
Bu cümleler TÜSİAD’ın geçtiğimiz hafta yayınlandığı “2050’ye Doğru
Nüfusbilim ve Yönetim: Sağlık Sistemine Bakış” ve “2050’ye Doğru
Nüfusbilim ve Yönetim: Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış”
raporlarından.
Ülkemizin nüfusu yaşlanıyor. Nasıl ki gelecekte petrol değil su
stratejik öneme sahip olacak diyoruz, ayni şekilde 30-40 yıl
sonrasını gören stratejistler genç nüfusun ne kadar öneme haiz
olacağını anlatıyor.
Genç nüfus üretkenlik açısından olduğu kadar yaşlı nüfusun neden
olacağı politikalardan etkilenmemek açısından da önemli.
Doğru Bir Politika: En Az Üç Çocuk!
Avrupa ülkeleri yaşlanan nüfusları ile mücadele edebilmek için
çocuk yapmayı teşvik eden politikalar uyguluyorlar.
Bu açıdan bakıldığında sayın Başbakanmız Recep Tayyip Erdoğan’ın
“En az üç çocuk” politikası ülke için stratejik öneme sahip, doğru
bir politika.
Ancak bu politikanın sağlıklı bir eğitim politikası ve
sürdürülebilir bir sağlık/sosyal güvenlik sistemi ile desteklenmesi
gerek. Nüfusu üretmek değil bu nüfusu kaliteli hale getirip iş
bulmak da hayati öneme haiz.
Eğitim kalitesini arttırabilmiş, toplumsal gelir adaletsizliklerine
karşı mücadele eden ve sosyal güvenlik sistemini oturtmuş bir ülke
gelecekte sürdürülebilir bir kalkınmanın tohumlarını atmış
olacak.
Sosyal Güvenlik Batarsa Türkiye Batar!
Sosyal güvenlik bu tablo içerisinde özel olarak vurgulanması
gereken bir öneme haiz. Zira sosyal güvenlik bütçesi tek başına
ülke bütçesinin nerede ise yarısını oluşturuyor.
Mevcut durum Türkiye bütçesinin nerede yarısını oluşturan sosyal
güvenlikte aktif/pasif dengesini bozuyor. Bu ise ülkenin geleceğini
dinamitliyor.
Hali hazırda sosyal güvenliğin aktif/pasif oranı 1,8. Bu ise her
bir çalışana karşılık neredeyse iki bağımlı kişi var demek. Bu ise
sosyal güvenlik açısından sürdürülemez, alarm veren bir rakam.
Açık söylemek gerek; sosyal güvenlik bütçesi batarsa ülke
batar!
Kayıtdışıyla Mücadele Türkiye'nin Geleceğidir
TÜSİAD’ın raporuna göre 1999, 2002 ve 2008 reformları
emeklilik yaşının kademeli olarak yükseltilmesi aktif/pasif
sigortalı oranında bir iyileşme sağlasa da nüfus yaşlanması
nedeniyle 2020’lerden itibaren bu iyileşme yavaş yavaş tersine
dönecek ve sosyal güvenlik sistemi açıklarının büyüme riskinin
doğacak.
Konu önemli. Ama yerimiz yetersiz.
Ülkemizin yarınlarını belirleyecek bu konuyu bir sonraki yazımızda
konuşmaya devam edelim.
---
Kıssadan Hisse
"Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki, ileride
koyun gibi güdülmesinler."
— Sadi-i Şirazi
Sorularınız için:
Emeklilik tarihini hesaplatmak isteyen okurlarımızın
T.C. kimlik numarası, SSK sigorta sicil numarası, Bağ-Kur numarası,
ay-gün-yıl olarak doğum tarihi, askerlik yaptığı ve terhis olduğu
tarihleri, askerlik süresini, er olarak yada yedek subay olarak
yaptığını, ilk işe giriş tarihi (ilk kez sigortalı olarak çalışmaya
başlanılan tarih), hizmet dökümü, doğum borçlanması için çocukların
doğum tarihlerini, özürlü ise özürlülük rapor oranını, vergi
indirimi yazısı alıp almadığı bilgilerinin tümünü eksiksiz
göndermeleri gerekmektedir. Tarihlerin ay, yıl ve gün şeklinde
gönderilmesi gerekir.
Yazarın tüm yazıları için: