SGK’ya Borcu Bulunan Hastaneye Gidebilir mi?

Okurumuz Murat Mertoğlu soruyor: “Bünyamin bey, 2012’de gelir testi yaptırmıştım, 120 küsür lira sağlık primini her ay ödüyorum. Eylül ve Ekim aylarını ödemeyi unutmuşum, hastaneye gittiğimde SGK sistemi onay vermiyor, muayene olamazsın dediler. Böyle şey olur mu? Ben neden sağlıktan yararlanamıyorum, ödediğim paralar boşa mı gitti? Ne yapmam gerekiyor?”

Sayın okurum, ülkemizde 2012 yılının 1 Ocak tarihi itibariyle Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemine geçmiş bulunuyor.
GSS ile tüm vatandaşlar ve yerleşik yabancılar sağlık sigortası kapsamında sağlık hizmetleri devlet tarafından karşılanmak üzere sigortalı yapılıyor.
Hane halkındaki kişi başına geliri asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşların sağlık sigortası primleri devlet tarafından karşılıyor, eski yeşil kart sisteminde olduğu gibi ücretsiz sağlık yardımı alabiliyorlar.
Öte yandan hane halkındaki kişi başına geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olanlar gelir durumuna göre her ay 42, 128 veya 257 TL prim ödeyerek sağlık hizmetlerinden faydalanıyor, hastaneye gidebiliyor, ilacını eczaneden alabiliyor.

Çalışanlar Otomatik Olarak Kapsamda

Bir de bu şekilde GSS’li olmayan kişiler var.
Bunlar zaten bir işyerinde (kamu veya devlet) çalışanlar…
Bunlar da kapsama giriyolar ve aslında GSS’liler; ancak bunların primleri işverenleri tarafından ödeniyor.
Bu nedenle bu kişilerin çalışmaya devam ettikleri sürece gidip gelir testi yaptırmalarına, ceplerinden prim ödemelerine gerek bulunmuyor.
Keza eski tabirle Bağ-Kurlu olacak şekilde çalışan şirket ortakları, vergi mükellefleri, esnaflar, muhtarlar ve çiftçiler de kendi ödedikleri Bağ-Kur priminin içinde zaten GSS primi de olduğu için ayrıca gidip GSS’li olmaları gerekmiyor, ekstra prim borcu çıkmıyor.

Borcu Olan Hastaneye Gidebilir mi?

Bu noktada prim borçlusu haline gelmiş GSS’li vatandaşların hastaneye giderek sağlık alıp alamayacakları hususunu aydınlatmak gerekiyor.
Yukarıda saydıklarımızda çalışmayan GSS’liler, başka bir deyişle gelir testi yaptırıp GSS’li olanların sağlıktan yararlanabilmesi için en temel şart SGK’ya olan borçlarını iki aydan (altmış günden) fazla aksatmamaları.
Bu konumda olanların eğer altmış günden fazla borcu bulunur ise hastaneye yada eczaneye gittiklerinde SGK MEDULA sistemi bu kişilere provizyon vermiyor, başka bir şekilde sağlık hizmetlerini SGK karşılamıyor.
Ta ki borçlarını ödeyene, altmış günden az borca düşürene veya yapılandırana kadar.
Sigortalıların altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçları bulunmakla birlikte bu borçlarını ilgili kanunlara göre taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları halinde de sağlık hizmeti alması mümkün.

Bağ-Kurlular da da Ayni Şart Var

Bağ-Kur’lu sigortalıların, yani şirket ortakları, vergi mükellefleri, esnaflar, muhtarlar ve çiftçilerin de sağlık hizmeti alabilmesi için borcunun bulunmaması gerekiyor.
Zira Bağ-Kur’luların da prim borçlarının ödeme yükümlüsü kendileri..
Onlar için de borç sınırı altmış gündenlik borç tutarı.
Altmışbir gün ve daha fazla borcu bulunanlar ise hastaneye yada eczaneye gittiklerinde SGK MEDULA sistemi bu kişilere provizyon vermiyor, başka bir şekilde sağlık hizmetlerini SGK karşılamıyor.
Bu uygulamanın temel amacı 2008 reformu öncesinde çok sık karşılanan bir şekilde SGK’ya yüksek tutarda borç yapılmasının önlenmesi, sosyal güvenliğin sürdürülebilir bir dengeye oturtulması…

SSK’lılarda Borç Tutarına Bakılmaz

Eski tabirle SSK’lı olararak çalışanların, yeni tabirle 4-a sigortalılarının ise böyle bir durumu yok.
SSK’lı çalışan, yani bir işverenin yanında çalışıp her ay aylık prim hizmet belgesi ile SGK’ya bildirilen sigortalılar adına bildirilen primler hiç ödenmemiş olsa bile bu sigortalılar hastaneye gittiklerinde sağlık hizmeti alabiliyor.
Zira bu şekilde 4-a sigortalıların prim borçlusu kendileri değil, işverenleri… İşverenleri prim borcunu ödemez ise SGK işveren aleyhine icra takibi yaparak parayı tahsil etme yoluna gidiyor.
Ancak sigortalıların hastane kapısından kalmaları hiçbir şekilde söz konusu değil…

---

Kıssadan Hisse
“Ne zaman bir bilenle tarışsam galip geldim, ne zaman bir cahille tartışsam yenildim.”
— İmam-ı Azam Ebu Hanife

---

Sorularınız:
www.twitter.com/bunyaminesen
www.bunyaminesen.com

Yazarın tüm yazıları için:
http://www.inter/bunyamin-esen-163z.htm