Öğretmenlerde ve din görevlilerinde rotasyon sil baştan
Rotasyon konusu çok hassas bir konudur... Bir yanda seksen milyonun hizmet alma hakkı, öbür yanda iki milyon çalışanın aile bütünlüğü, çalışma koşullarının düzeltilmesi gibi gerçekler var...
Hayatın her alanında değişmeyen bir kural vardır:
İnsanlar, kendilerini yenilemeli ve geliştirmeli”. Aynı oda
içerisindeki değişikliklerin bile insan psikolojisi üzerinde olumlu
etkileri gözlenirken bir çalışanın yirmi, yirmi beş yıl, aynı
kurumda hatta aynı odada iş üretmeye çalışması, verimlilik adına
makul sorgulanacak bir durumdur.
Son yılların değişmeyen konusu rotasyon,
yakın zamanda yine gündeme gelecektir. Memurların yer değiştirmesi
konusu, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı personeli ve Milli
Eğitim Bakanlığı personeli açısından öncelikle tartışılmaktadır. Bu
iki kurum da rotasyon konusunda bir deneme yaptı, fakat zorunlu yer
değiştirme planlaması sağlıklı ve gerçekçi yapılamadığı için bu
uygulama kadük kaldı.
Diyanet personeli açısından rotasyon,
hizmet alanların ve hizmet verenlerin çoğunluğunun bir talebi
olarak ortay çıkmıştı. Zira ortaya konan hizmetin kalitesini hizmet
verilen sosyal ve fiziksel çevre doğrudan etkilemektedir. Bir din
görevlisi, merkezde güzel bir camide göreve başlamakta ve emekli
olana kadar o camiden ayrılmamaktadır. Bu durum devletin ve
milletin camisinin “filan hocanın camisi”
olarak değişmesine sebep olmaktadır. Kenar mahallelerde ve kırsal
kesimde görev yapan din görevlilerinin belki daha kaliteli
olmalarına rağmen merkeze gelmelerinin önü sürekli
kapanmaktadır.
Hizmet kalitesi açısından bir görevlinin yirmi yıl aynı
mekânda çalışması, meslek körlüğüne ve çevresel etkileri
kanıksamaya başlamasına yol açmaktadır. Denemesi
yapılan din görevlileri rotasyonunda gerçek bir rotasyon
uygulanmamıştır. Mesela, Beyazıt Camii imam hatibi ile Süleymaniye
Camii imam hatibi aralarında anlaşarak zorunlu (gönüllü) yer
değiştirme işlemi yapmışlardır. Kontrolsüz ve denetimsiz bir
çalışma sistemi olamaz ve olmamalıdır.
Din görevlilerinin çoğu objektif kurallarla belirlenmiş ve
çoğunluğun memnun olacağı bir rotasyon uygulaması beklemektedir.
Özellikle yeni nesil, ilahiyat fakültesi mezunu ve çok yönlü
yetişen genç imam hatipler, zorunlu yer değiştirme fırsatını
beklemektedirler.
Öğretmenlere uygulanmaya çalışılan rotasyon uygulaması ise tam bir
yılan hikâyesine dönmüştür. Önce sekiz yılını dolduranlar rotasyona
tabii olacak denirken sonra on yıl, an iki yıl, tekrar sekiz yıl ve
nihayet rotasyon iptal edildi. Özellikle şehir merkezlerinde,
öğrenci ve veli profili yüksek okullarda çalışan öğretmenler,
emekli olana kadar bu okullarda çalışmaya devam etmektedirler.
ÇALIŞANLAR NE İSTİYOR?
Bu durum yine kurumun ve çalışanın yorulmasına ve meslek körlüğü
yaşamasına sebep olabilmektedir. Rotasyon konusu çok hassas bir
konudur. Bir yanda seksen milyonun hizmet alma hakkı, öbür yanda
iki milyon çalışanın aile bütünlüğü, çalışma koşullarının
düzeltilmesi gibi gerçekler bulunmaktadır. Hizmet alan insanların
beklentisi, kamu otoritesinin kendisine en iyi hizmeti sunmasıdır.
Fakat çalışanlar da kendi şartlarını ön plana alarak bir çalışma
ortamı oluşturmaya talip olmaktadırlar.
Öğretmenlerde zorunlu yer değiştirme
sisteminin uygulanması konusunda genel bir kabul
bulunmaktadır. Her çalışan, belli dönemlerde mesleğinin zahmetine
katlanmalıdır. Bu kanatın çalışanlarda yerleşmesi için çok önemli
araştırma ve çalışmalardan sonra istisnaların kurala dönüşmeyeceği
ve yapboz tahtasına benzemeyecek bir sistem kurulmalıdır. Fakat bu
durumun önündeki en büyük engel, özür gurubu tayinlerin keyfi
uygulamalara zemin hazırlamasıdır.
Özellikle büyükşehirlerde merkez ilçeler arasında bile özür grubu
atamaları yapılmakta ve eşi çalışmayanların aleyhine bir durum
ortaya çıkmaktadır. İl dışı atamalarında da eşi çalışmayan
memurların istediği ile tayin olması nerdeyse imkânsız hale
getirilmektedir.
Rotasyon uygulaması önümüzdeki dönemde tekrar gündeme gelecektir.
Milli eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’nın açıklamaları bu ihtimali
kuvvetlendirmektedir. Beklenti, tombaladan sayı çeker
gibi “üç sene, olmadı beş sene, bu da olmadı sekiz sene, hadi on
sene olsun.” gibi bir uygulama değildir. Her yönüyle
düşünülen, sendikaların görüşleri alınarak, çalışma barışını
bozmayacak, adil ve uygulanabilir, istisnaları çok nadir olan bir
yer değiştirme sistemi kurulmalıdır.
Çalışanlarda “şeriatın kestiği parmak acımaz, elle
gelen düğün bayram.” duygusu oluşturacak bir rotasyon herkesin
kabulünü alabilir. Din görevlilerinin “hadi
aramızda anlaşalım ve zorunlu(!) yer değiştirme yapalım.” gibi
komik bir uygulamaya yeniden imkân vermeyecek ve genç din
görevlilerinin önünü açacak, mesleki yeterliliği ve gelişimi
destekleyecek bir rotasyon beklentisi göz ardı edilmemelidir.
“Tebdili mekânda ferahlık vardır.” Sözü, boş bir söz değildir.
Bu yazının tüm hakları
Memurhaber.com'e aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı
kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik
kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için
yasal takip yapılacaktır.