BIST 10.182
DOLAR 32,14
EURO 35,01
ALTIN 2.460,89
YAZARLAR

Öğretmenler itibar kaybediyor

Günümüzde öğretmenlerin hem öğrenci hem aile hem toplum nezdinde yaşadığı olaylar öğretmenlik mesleğinin itibar kaybetmesine neden oluyor. Peki öğretmenler ne yapmalı?

Öğretmenlik mesleği eskisi gibi çok saygın bir meslek olmamakla birlikte öğretmenlerin yaşadığı problemler karşısında çaresiz kaldıkları, olaylara müdahale edemedikleri ve bu nedenle itibar kaybına uğradıkları söylenebilir.

Eğitimin ve eğitimcinin sürekli değişen ve hareket halinde olan bir hayat akışı mevcuttur. Eğitim sisteminin sürekli değişmesi ile uğraşan ve değişen her yeni sisteme göre kendini güncellemeye çalışan eğitimcilerin son günlerde meslekten kaynaklı problemleri artarak devam etmektedir.

Öğretmenler, son yıllarda önemli ölçüde itibar kaybetmiştir. Bu kaybın bir kısmı devleti yöneten kişilerin uygulama ve demeçleriyle oluşurken bir kısmı da değişen eğitim algısından dolayı veliler ve öğrenciler nezdinde olmaktadır. Öğretmenlerin üç ay yaz tatilinde yattıkları, okula yarım gün gittikleri gibi açıklamalar öğretmenleri ve eğitim camiasını rencide etmiştir.

EĞİTİM ALANINDA ZİHNİYET DEĞİŞİMİ

Son yıllarda eğitim öğretim alanında zihniyet değişimi yaşanmaktadır. Bu devrimin elbette olumlu tarafları vardır. Teknolojinin tüm devlet okullarında kullanıma sunulması, öğrencilere tabletlerin dağıtılması, FATİH projesiyle sınıfların büyük çoğunluğunun internete ve bilgisayara kavuşması, tüm liselerin Anadolu lisesi şeklinde planlaması ve her sınıfın en fazla 36 kişiden oluşması, derslerin boş geçmemesi gibi teknik ve insan kaynakları alanındaki gelişmeler takdir edilen, edilmesi gereken durumlardır.

Yine dershanelerin kapatılmasıyla takviye ve hazırlık kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ücretsiz sunulması, taşımalı eğitimle fırsat eşitliğinin sağlanmaya çalışılması millet nezdinde olumlu karşılanmaktadır.

ÖĞRENCİLERDEKİ DAVRANIŞ DEĞİŞİMİ

Öğretmenler özellikle öğrencilerdeki değişimden dem vurmaktadırlar. Öğrenciler, son yıllarda okul içinde ve dışında çok serbest ve rahat davranmaktadır. Sınıf içerisinde yaptığı bir olumsuzluktan dolayı öğretmenin aldığı tedbirler, velilerin müdahalesiyle boşa çıkarılmaktadır.

Bir öğrenci dersi dinlemiyor, dersi sabote ediyor, derse geç geliyor, ödev yapmıyor, dijital aletlerle cismen sınıfta zihnen nerde olduğu belirsiz bir durumda öğretmeniyle karşı karşıya gelebiliyor ve bu durumu engellemekle görevli öğretmenin eli kolu bağlanıyor. Aksi takdirde demoklesin kılıcı gibi, öğrenci tehdidi ve şantajı, veli şikâyeti, nihayet müfettiş soruşturmasıyla yüz yüze geliyor öğretmen ve idareci.

Öğrenciler arasında ergenlik döneminden dolayı ve hayat tecrübesi olmamasından dolayı olumsuzluklar yaşanabiliyor; öğrenciler giyim kuşamlarıyla okulu balo salonlarına dönüştürüyor, kız erkek ilişkileri kontrol edilemez duruma gelebiliyor ve idarenin hareket alanı çok kısıtlı kalıyor.

AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR

Ağaç yaşken eğilir, sözünü hep birlikte tedavülden kaldırıyoruz ve ağacı kendi haline bırakıyoruz. Fakat herkes biliyor ki ağaca şekil vermek için bazı dallar budanıyor, bazı müdahaleler yapılıyor. Budanmayan ağaçlardan elde edilen meyve hem kalitesiz hem de beklenen rekolteden daha az miktarda oluyor. Bizim çocuklarımız bir ağaçtan daha kıymetiz değildir. Hiçbir öğretmen başkalarının çocuğuna keyfi müdahale etmek istemez elbette.

Devlet ve millet, her meslek grubuna yetkiler veriyor ve onlardan bir kamu düzeni oluşturmalarını ve ülkenin geleceği için bazı hedeflere ulaşmalarını bekliyor. Polisin, askerin, bankadaki memurun, nüfus müdürlüğündeki ya da tapu dairesindeki görevlilerin muhataplarına karşı düzeni sağlama adına ödevleri ve hakları oluyor; fakat öğretmen yıllarca aynı ortamı paylaşacağı öğrencilerine karşı tedbir alma hakkını elinde bulunduramıyor.

 ÖĞRENCİ VELİLERİ ÖZEL İLGİ BEKLİYOR

Her veli kendi öğrencisi için özel ilgi bekliyor, çocuğuna iltifat ve kollama bekliyor. Yapılan olumsuzlukları öğretmenin ağzından duymak istemiyor, ciddi bir uyarı yapıldığı zaman ise hemen karşı tarafı suçluyor. Başarı varsa kendinden sayıyor, başarısızlıktan ise suçlu hazır: Okul ve öğretmenler.

Özellikle lise çağındaki gençlerin giyim kuşamlarına kimsenin karışmamasını isteyen, kız erkek ilişkilerinde müdahale edilmemesini isteyen, arkadaş seçiminde başkasının görüşlerini baştan reddeden velilerin eğitim sistemine ve çocuklarına verdikleri zararın telafisi çok zor olmaktadır.

Okullarda yaşanan cinsel istismar haberlerinin artması, tüm ülkenin problemidir. Kontrolsüz bir özgürlük alanı, sınırsız bir özgüven anlayışı eğitimcileri tedirgin etmektedir. Bir öğrencinin en küçük bir ifadesiyle zor durumda kalacağını düşünen ve bundan dolayı da olaylara müdahale etmek yerine durumu idare etmeye çalışan eğitimcilerin sayısı hızla artmaktadır.

 147 ÖĞRETMEN ŞİKAYET HATTI

Kayseri’de bir okulda yaşanan Cansel olayını sonuçlarıyla değerlendirdi tüm Türkiye. Acaba okul idaresi öğretmenle öğrencinin gönül ilişkisi olduğunu önceden aileye haber verseydi takdir mi toplardı yoksa “sen ne karışıyorsun, iftira atıyorsun, kız bizim sen ne diye karışıyorsun” gibi tepkilerle mi karşı karşıya kalırdı.

Dünyanın en önemli buluşu olan 147 öğretmen şikâyet hattı son derece güzel çalışmaktadır. Her şeyi hemen güvenlik güçlerine bildirecekse,, olumsuz davranışlara karşı önlem alamayacaksa, veliye,öğrenciye, idareye karşı inisiyatif alamayacaksa okullara robotlardan oluşan bir kadro tahsis edilmelidir.

Böylece olayların sonucundan da kimse etkilenmez ve eğitimcilerin de hayatları kararmaz. Sözümüz öğrenciliğini, veliliğini, idareciliğini ve öğretmenliğini hakkıyla yapanlara değildir elbet. Fakat bu camia süte benzer ve leke götürmez.

Bu yazının tüm hakları Memurhaber.com'a aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.

Yorumlar 2 Yorum