BIST 9.916
DOLAR 32,52
EURO 34,91
ALTIN 2.431,24
GÜNCEL

Karaman'daki cinsel taciz davasında rekor ceza

KARAMAN'da cinsel taciz davası kararı bekleniyor. Karaman'da 10 tane erkek çocuğuna cinsel istismarda bulunan öğretmen Muharrem B.'nin 600 yıl hapsi isteniyor.

KARAMAN'daki cinsel istismar davasında, Muharrem Büyüktürk'e 508 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

Karaman'da bazı öğrencilere cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılananMuharrem Büyüktürk, 508 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Karaman Ağır CezaMahkemesinde görülen duruşma, sanık Büyüktürk ile tanıkların ifadelerinin alınmasıyla tamamlandı. Karar öncesi gazeteciler de içeriye alındı. 

 "ÇOCUĞA NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMAR"

Kararı açıklayan mahkeme başkanı, sanığa, "Çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "hürriyeti tahdit", "kasten yaralama" ve "müstehcen görüntüleri izletme" suçlarından toplam 508 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında sınıf öğretmeniyken Muharrem Büyüktürk'ün 10 küçük mağdura farklı zamanlarda cinsel istismarda bulunduğu kanaatine vararak, Karaman Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açmıştı.

Mahkeme, bazı öğrencilere istismarda bulunulduğu iddiasına ilişkin, "Çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "hürriyeti tahdit", "kasten yaralama" ve "müstehcen görüntüleri izletme" suçlarından hazırlanan iddianameyi kabul etmiş, sanık hakkında 600 yıla yakın hapis cezası istenmişti.

ENSAR VAKFI BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA

Ensar Vakfı Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu, Karaman'daki cinsel istismar iddiası davasına ilişkin olarak, "Barolar ve bu düşüncede olan sivil toplumdan müdahillik talebinde bulunan, ortak hareket eden herkesin düşüncesi, adeta 'duruşmayı sabote etmekti'. İstedikleri; bu dosya kapanmasın, mümkün olduğunca Türkiye gündeminde konuşulur olsundu" dedi. Dilberoğlu, Karaman Adliyesi önünde Anadolu Ajansı'na açıklamalarda bulundu.

Mahkemenin 508 yıllık bir cezaya hükmettiğini hatırlatan İsmail Cenk Dilberoğlu, "Gerçekten çok büyük bir ceza. Fakat içimizdeki yarayı tam olarak dindirdiğini söyleyemeyiz. Burada sabahtan bu yana mağdur ailelerimizin ve çocuklarımızın yanında olarak, onların en güzel şekilde temsil edilmesini, sanığın en ağır ceza alması ve sanığa indirim sebeplerinin uygulanmaması için hukuki bir mücadele verdik." diye konuştu.

Dilberoğlu, mahkemenin savunmalarına itibar ettiğini ve en üst sınırdan cezayı verdiğini ifade ederek, tüm Türkiye'ye geçmiş olsun dileğinde bulundu.

"TECAVÜZ SİYASETİ YAPMAK İSTİYORLAR"

Duruşma salonunda, çocukların ve mağdur ailelerinin hukukunu korumaktan ziyade, vakıflar ve sivil toplum üzerinden siyaset hesabı güden, 'tecavüz siyaseti' yapmak isteyen bir takım gruplar, özellikle barolar, devrimci gelenekten geldiğini söyleyen, sanığın da bazen işine yarayacak şekilde yargılamayı uzatacak beyanlarda bulundular" diyen İsmail Cenk Dilberoğlu, şunları kaydetti:

"30'a yakın baro müdahil oldu. Yargılamanın uzun sürmesinde de bunun etkisi vardı. Baroların büyük kısmı dosyayı incelemediklerini, dosyaya vakıfolmadıklarını belirterek, dosyanın genişletilmesiyle ilgili talepte bulundular. Bunun için de ek süre istediler. Dosyayı uzatmaya yönelik bir hareketti. Mahkeme itibar etmedi ve tüm talepleri reddetti. Barolar ve bu düşüncede olan sivil toplumdan müdahillik talebinde bulunan, ortak hareket eden herkesin düşüncesi, adeta 'duruşmayı sabote etmekti'. İstedikleri; bu dosya kapanmasın, mümkün olduğunca Türkiye gündeminde konuşulur olsundu. Böyle bir düşünceyle çocuklara ve ailelere ne kadar faydalı olabilirler, herkesin vicdanına bırakıyorum ama görüşleri, hareketleri, talepleri mahkeme tarafından kabul görmedi."

"HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATACAĞIZ"

Dilberoğlu, yapılanların hepsinin "manipülasyon" olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "Mahkeme hızlı şekilde dosyayı karara bağladı. Amaçları, hep bu işin uzamasını ve gündemde kalmasını sağlamaktı. Mahkeme bu oyunu bozdu. Bugün itibariyle bu sapık ruhlu kişi cezasını buldu. Dosyanın en kısa sürede kesinleşmesi, cezanın infazı en önemli takip edeceğimiz gündem. Bugün kendi içimizde de değerlendireceğiz. Hukuki olmayan şeyler de yaşadık. Sivil topluma, Ensar Vakfımıza, gönüllü çalışan, hiçbir kabahati olmayan bir çok kesime ağır hakaretlerde, ithamlarda bulunuldu. 'Tecavüzcü' yaftası yapıştırıldı. Algı oluşturulmaya çalışıldı. Buna yönelik hukuki süreç başlatacağız. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz. Bunla ilgili hesap sorulması gerekiyorsa, fütursuz şekilde kürsülerden, canlı yayınlardan, sosyal medyadan bu konuda ağzına gelen her şeyi söyleyen, tehdit eden, hakaret eden herkes hakkında hukuki süreç başlatacağız."

Yorumlar
ÇOK OKUNANLAR