Evlat nöbetindeki 500'üncü günde aileler, HDP binası önüne çelenk bıraktı

Oğlunun o dönem 14 kişiyle birlikte kaçırıldığını anlatan Yağmur, bulmak için eşiyle birlikte Kandil'e kadar gittiğini ama sonuç alamadığını söyledi. Yağmur, oğluna teslim olması yönünde çağrı yapıp, şöyle konuştu:

"Üniversiteyi kazanmıştı, ilk yılıydı. Kendime ve eşime pasaport çıkarıp İran'a oradan da Kandil'e gittim. 6 gün orada kaldık. Bir bayan geldi, 'Ne istiyorsun' dedi. 'Çocuğumu arıyorum' dedim. İsmini verdim. 'Hayır buraya gelmemiş, senin yerin burada yok; hanımını al, git' dedi. Benim orada ne kanadım ne silahım vardı. Ben ne diyecektim o bayana? Hanımı aldım, geldim. Geldikten 4 ay sonra telefonum çaldı. Yurt dışı numarasıydı. Beni sordu. O esnada arkadan 'Benim babamın sesidir' diye bir konuşma duydum.

Telefonu açan kişi, 'Senin çocuğun bizdedir merak etme, biz yabancı devlete de gitmemişiz' dedi. 'Kimsin, nereden arıyorsun?' diye sordum. 'Hadi güle güle, telefon numaramı istersen götür karakola ver, sen biliyorsun' dedi. Ben de gidip emniyete bildirdim, bu durumu. Araştırdılar, Irak numarası olduğu tespit edildi. Çocuğuma çağrıda bulunmak istiyorum; oğlum 6-7 senedir gitmişsin, annen o kadar ki ağladı ağlamaktan kör oldu, hasta oldu. Ben seni çağırıyorum, gel. Yemedim sana yedirdim, giymedim sana giydirdim, seni özel okula gönderdim. Sen yılanın peşindesin, o yılan bir gün dönüp seni sokacak ve öldürecek. Bu HDP, bizi yaktı. Ben çocuğumu istiyorum, canımı istiyorum."