Sağlıkçılar yap-kirala-devret modeli için kaygılı
Sağlık-Sen, sağlıkta geri dönüşü olmayan adımların atılmaması konusunda hükümet yetkililerine ve milletvekillerine bir kez daha sağduyu içinde hareket etme çağrısında bulundu.
TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda görüşülerek,
Sağlık-Sen'in çekincelerinin yer aldığı “Kamu hastanelerini
yap-kirala-devret modeli” ile yapılmasını da düzenleyen “yasa
tasarısı”, 19.02.2013 tarihinde Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmeye
başlanırken, Sağlık-Sen, sağlıkta geri dönüşü olmayan adımların
atılmaması konusunda hükümet yetkililerine ve milletvekillerine bir
kez daha sağduyu içinde hareket etme çağrısında bulundu.
Hazırlanarak meclise sunulan tasarıda öngörülen sistemle, kamunun
üzerindeki bakım, onarım, temizlik, güvenlik vb. sağlık hizmetleri
dışındaki, kamunun uzmanlık alanında olmayan hizmetlerin kamu özel
ortaklıklarına devredileceğini akla getirdiğine işaret eden
Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, bu haliyle kamu, ihale,
bürokrasi vb. süreçlerle ağır aksak ilerleyen, maliyet ve teknik
destek gerektiren bu hizmetlerden elini çekerek, asli görevi olan
sağlık hizmetlerinin ifasına daha etkili yöneleceği düşüncesinin,
bugüne kadar benzer uygulamalar neticesinde olumsuz sonuçlarının
fazlasıyla görüldüğünü ve tasarının bu haliyle yasalaşması için
geçerli bir sebep olamayacağını söyledi.
KAMUOYU DENETİMİ KONUSUNDA BELİRSİZLİKLER VAR
“Kamunun üzerindeki mali külfetin azaltılması hedeflenirken, kampüs
hastanelerle ilgili yapılan ihalelerde belirlenen yıllık kira
bedellerinin fahiş oranda olduğu göze çarpmaktadır” diyen Memiş,
bir inşaatın en büyük gider kalemlerinden olan arsa Hazine
tarafından bedelsiz olarak tahsis edilirken, bu kadar yüksek kira
bedellerinin neye göre tespit edildiğinin anlaşılamadığını
vurgulayarak, bunun anlaşılabilmesi için tüm hususların kamuoyu ile
paylaşılması gerektiğini kaydetti.
Şimdiye kadar ihalelerde böyle bir paylaşımın olmadığını ifade eden
Memiş, “Tasarının 3. maddesinde; ihalelerde saydamlık, rekabet,
gizlilik ve kamuoyu denetimi öngörülmektedir. Hangi hususlarda
saydamlık, hangilerinde gizlilik olacağı netleşmemektedir. Gizlilik
olduğunda rekabetin nasıl sağlanacağı bilinememektedir. Ayrıca da
tüm bu gizlilik içerisinde kamuoyu denetimi nasıl gerçekleşecek
anlaşılamamaktadır” dedi.
SAĞLIKLI BİR YAPI OLUŞTURURKEN, SİSTEM İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR
HALE GETİRİLMEMELİ
Amacın tüm ülkede sağlık hizmetleri için yeni ve sağlıklı bir yapı
oluşturmak ve bunu yaparken kamunun mali külfeti tek seferde
karşılaması yerine, yıllara bölerek rahatlamasını sağlamak olsa da,
hesaplamaların sistemin bu amacı sağlayamayacağına işaret ettiğini
dile getiren Memiş, özel sektörün bizzat yürüteceği hizmet alanları
ile elde edeceği kar da düşünüldüğünde, öngörülen yüksek yıllık
kira bedellerinin, kamunun ihale süreci sonunda zarar edebileceğini
ve sistemin çökebileceğini gösterdiğini kaydetti.
HİZMETİ VERENİN, HİZMETİ ALANA EZDİRİLMEDİĞİ, ÇALIŞANIN
MAĞDUR EDİLMEDİĞİ BİR SİSTEM KURULMALIDIR
Genel Başkan Memiş açıklamasında, sadece hizmeti alanlar için
değil, hizmeti verenler için de sosyal devlet anlayışının geçerli
olduğunu ve kamunun bu konuda menfaatleri dengelemesi gerektiğini
belirterek, “Hizmet alanların yeni ve bakımlı tesislerdeki maksimum
menfaati gözetilirken, hizmeti verenlerin de memnuniyeti
değerlendirilmeli ve hatta hizmetlerin verimli sunumu için ön
planda tutulmalıdır. Hizmeti verenin, hizmeti alana ezdirilmediği,
çalışanın mağdur edilmediği bir sistem kurulmalıdır. Bu anlamda
Sağlık-Sen olarak sağlıkta telafisi güç olan adımların atılmaması
ve sağlık çalışanlarının sosyal, mali ve özlük hakları noktasında
mağdur edilmemeleri için bugün başlayan ve 5 gün sürecek olan
görüşmelerde, yasa tasarısı ile ilgili hükümet yetkililerine ve
milletvekillerimize bir kez daha sağduyu ile hareket etme
çağrısında bulunuyoruz” dedi.
ÇEKİNCELERİMİZİ, TBMM PLAN BÜTÇE KOMİSYONU'NDA DİLE
GETİRMİŞTİK
Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu ve Sağlık Bakanlığı
bürokratlarının bulunduğu TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda, meclis
görüşmeleri öncesi yasa tasarısı üzerine Sağlık-Sen'in çekince ve
önerileri rapor halinde sunulmuştu.
Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Örnek tarafından
komisyonda gerçekleştirilen sunum ve raporda, 2002 yılından bu yana
sağlıkta dönüşüm sürecinin başlaması ile birlikte ülkemizin sağlık
alanında önemli mesafeler katedildiği belirtilerek, bu süreçte
sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştığını ve sağlık hizmetlerinde
talebin 5 kat arttığı, buna karşın sağlık çalışanlarının
sayısındaki artışın ise yüzde 50 civarında olduğu ve sağlıkta
dönüşüm sürecinde sağlık çalışanlarının sürekli görmezden gelinerek
ihmal edildiği taraf olduğu dile getirilmişti.
Sağlık çalışanlarının yetkili sendikası olarak Bakan
Müezzinoğlu'ndan çalışanların mali ve özlük haklarında iyileşme
beklendiği ifade edilen raporda, sağlıkta dönüşüm sürecinde
unutulduklarını ve adeta yok sayıldıklarını düşünen sağlık
çalışanlarının da beklentilerinin bu yönde olduğu
vurgulanmıştı.
TAŞERONLAŞMAYA VE SÖZLEŞMELİ İSTİHDAMINA
KARŞIYIZ
Kamu-Özel İşbirliği Yasa Tasarısı ile ilgili sendikanın görüşlerine
geniş bir şekilde yer verilen raporda ayrıca, kamuda hizmetin
bugüne kadar kamu-özel işbirliği içerisinde sunulduğu, burada
değişen tek şeyin finansman modeli olduğu ifade edilerek, hedefin,
büyük sağlık tesislerinin yüksek maliyetlerin yıllara bölünerek
mali yükü hafifletilmek istenmesinin anlaşılabilir olduğu ancak
taslakta yer alan ve özellikle taslağın 1. maddesinin 2-E
bendindeki ‘Hizmet Bedeli' tanımındaki sağlık hizmetinin de bu
kapsamda ihale konusu yapılabileceği konusunun çalışanlar açısından
önemli olduğu kaydedilmişti. Sağlık kurumlarında 4/a, 4/b, 4/c,
4924, vekil ebe-hemşire, taşeron, hizmet alımı gibi istihdam
modellerine yeni bir model daha ekleneceğinin anlaşıldığı dile
getirilen raporda sonuç olarak, ortaya çıkacak bu durumun
çalışanlar açısından olumsuzluğuna dikkat çekilmiş ve Sağlık-Sen'in
sağlık çalışanlarının mevcut mali ve özlük haklarını riske atacak
her türlü uygulamanın karşısında olacağı ifade edilmişti.