Pedagojik formasyonda yeni dönem!
Pedagojik formasyonda yeni dönem başlıyor
YÖK, atanamayan öğretmen sayısı 400 bini bulunca, sayının artmaması, sorunun daha da büyümemesi için önemli bir adım attı. Buna göre eğitim fakültelerinde ikinci öğretimler kapanacak. Bu yıl sadece 15 bin kişi formasyon alabilecek.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), atanamayan öğretmen sayısının 400 bini bulması üzerine pedagojik formasyon eğitimine ilişkin tarihi bir adım attı.
Eğitim fakültelerinde ikinci öğretim dönemi sona eriyor.
Üniversiteler verilen pedagojik formasyon kontenjanını
azaltılıyor.
Çalışmanın başındaki isimlerden YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr.
Mehmet Şişman, NTV'nin sorularını yanıtladı: ''Bu öğretim
yılından itibaren biz eğitim fakülteleri kontenjanlarını yüzde 10
oranında düşürdük. Önümüzdeki süreçte de tecrici olarak eğitim
fakültelerinin kontenjanlarını aşağıya çekmeyi düşünüyoruz. Bunun
yanında önümüzdeki öğretim yılından itibaren eğitim fakülteleri
programları tamamen birinci öğretim programları şeklinde
sürdürülecek.''
Pedagojik formasyon eğitimi alabilen bölüm sayısı 300'lere
yükselince, YÖK kontenjanlarda da ciddi bir kısıtlamaya gitme
kararı aldı. Bu yıl sadece 15 bin kişi formasyon alabilecek.
Şişman bu konuda ise şunları söyledi: ''Eğitim fakültelerinde
yaklaşık 30 alanda öğretmen adayı yetiştirilmekte oysa Milli Eğitim
Bakanlığı 89 alanda öğretmen ataması yapmakta. Bu alanlara
başvurabilecek lisans programı sayısı ise 300-400. Dolayısıyla biz
kurul olarak ümit tacirliği yapmak istemiyoruz.''
15 bin kontenjanı 90 üniversite, fizik, kimya, biyoloji, felsefe
gibi istediği alanlarda kullanabilecek. YÖK Yürütme Kurulu Üyesi
Mehmet Şişman, önümüzdeki dönemde pedagojik formasyonun sadece
lisansüstü düzeyde verilmesine ilişkin bir çalışma yürüttüklerini
de açıkladı: ''Yakın dönemde en az yüksek lisans derecesine sahip
olan öğretmen adayları yetiştirmek temennimiz.''
İŞTE YÖK'TEN YAPILAN AÇIKLAMA
Geçtiğimiz günlerde yaptığımız bazı açıklamalarda, pedagojik
formasyon programlarıyla ilgili olarak Kurulumuzca bazı
çalışmaların yapıldığı ifade edilmiştir.
Bu çerçevede, Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan yazışmalar
sonucunda öğretmen ihtiyaç analizleri de Kurulumuza ulaşmıştır.
Konu alanı uzmanlarıyla yapılan çalışmalar sonucu, başta eğitim
fakülteleri olmak üzere istihdam sıkıntısı çekilen bazı
programların kontenjanlarında tedrici olarak bir azaltmaya
gidilmesi ve ikinci öğretim programlarının da tamamen kapatılması
konusunda bir mutabakat oluşmuştur.
Bu bağlamda, Mili Eğitim Bakanlığınca hazırlanan Öğretmen Strateji
Belgesi üzerindeki çalışmalar devam etmektedir. Öte yandan Milli
Eğitim Bakanlığının öğretmen ataması yaptığı pek çok alanda
ihtiyacın çok üstünde öğretmen adayının atanma talebinde bulunduğu
da kamuoyunun malumudur.
Bir ülkenin sahip olduğu insan gücü, en değerli kaynak olup bu
kaynağa doğru biçimde yatırım yapılması da o denli önemlidir.
Kurulumuz, yükseköğretimi planlama görevinden hareketle, gelecekle
ilgili olarak popülist yaklaşımlardan uzak şekilde olabildiğince
rasyonel planlamalar yapmayı şiar edinmiştir.
Bu bağlamda, geleceğin insan gücünün yetiştirilmesinde en önemli
unsurlardan biri olan öğretmenlerin de üstün mesleki niteliklere ve
donanıma sahip olarak yetiştirilmesi, ülkemizin bekası açısından
son derecede hayati bir önem taşımaktadır.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde öğretmen adayı yetiştirme
programları incelendiğinde, lise öğretmenlerinin giderek artan
oranda Lisansüstü Eğitim Programları yoluyla yetiştirilmeye
başlandığı gözlenmektedir. Bu konudaki yeni eğilimlerde, eğitim
süresi yönünden yükseköğretim kurumlarındaki teorik eğitimler için
ayrılan süre kadar okullarda yapılan uzun süreli gözlem ve
uygulamalar da en az teorik eğitimler kadar önem kazanmaktadır.
Öğretmen yetiştirme işi, hayat boyu devam eden bir süreç olup
mesleğin icrası sırasında da sürekli mesleki eğitimin
kurumsallaştırılması şeklinde devam etmektedir.
Diğer taraftan okullardaki eğitimin niteliği açısından, geniş bir
aday öğretmen havuzu içinden seçim yapmak imkânının da bütünüyle
ortadan kaldırılmaması icap etmektedir.
Ülkemizin geleceğinin teminatı olan çocuklarımızı ve gençlerimizi
yetiştirecek öğretmen adaylarının niteliği, mesleğe bağlılık ve
yatkınlığı, mesleki yeterlilik ve yetkinliklere sahip olmaları gibi
hususlar göz önünde bulundurulması gerekirken diğer yandan isteyen
hemen herkese pedagojik formasyon belgesi vermek suretiyle
gençlerimizi gereksiz bir beklenti içine sokmak da doğru bir
yaklaşım değildir.
Önümüzdeki dönemde daha nitelikli öğretmen adayları yetiştirmek
için öğretmen yetiştirme programlarıyla ilgili bazı güncellemelerin
yapılması düşünülmektedir. Ancak Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve
Terbiye Kurulu’nun 20.02.2014 tarih ve 9 sayılı kararı, söz konusu
kararda güncellemenin yapıldığı Ağustos 2014 tarihli Tebliğler
Dergisinde yer alan ve öğretmenliğe kaynaklık eden yükseköğretim
programlarından mezun olanlar için açılan Pedagojik Formasyon
Eğitimi Sertifika Programlarının sürdürülmesi konusunda da yoğun
talepler gelmektedir.
Kurulumuz, bu konudaki nicelik yani kemiyet ile nitelik yani
keyfiyet ikileminde tercihini “kalite ve nitelikten” yana
yapmaktadır.
Bu nedenlere bağlı olarak halen yürütülmekte olan Pedagojik
Formasyon Programlarının lisansüstü düzeyde uygulanması konusunda
Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubumuzca çalışmalar yapılmaktadır.
Öğretmen Strateji Belgesi de bize bu konuda yol gösterici
olacaktır.
Söz konusu çalışmalar sonuçlanıncaya kadar bu programların istihdam
odaklı olarak daha sınırlı bir kontenjanla uygulanmasına karar
verilmiştir.
Bu dönem, pedagojik formasyon programı açma yeterliliğine sahip
üniversitelere tahsis edilen toplam kontenjan 15.000 olarak
belirlenmiş olup söz konusu kontenjanın alanlara göre dağılımı,
talep ve istihdam dengesi de gözetilerek üniversitelerin ilgili
kurulları tarafından yapılacaktır.
Kamuoyuna duyurulur.