Milli Eğitim'de eski ve yeni bakan gerilimi!
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in, Milli Eğitim eski Bakanı Nimet Baş için söylediklerine sert yanıt geldi...
Milli Eğitim eski Bakanı Nimet Baş'tan "Onun döneminde
ihtiyaç duyduğumuz öğretmenlerin ancak yüzde 50'sini
alabiliyorduk" diyen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e
sert yanıt geldi!
"Ne gerek var böyle mukayeselere. AK Parti'nin bütün bakanlarında
eğitim politikalarının ana damarı aynıdır. Diğerleri nüanstır"
diyen Baş, "Ben eş durumu sorununa insani gerekçelerle yaklaşırım.
Başka bakan farklı davranabilir. Susuyorum ama benim patlamam da
kötü olur" diye konuştu.
NİMET HANIM'DAN CEVAP HAKKI
Milli Eğitim eski Bakanı Nimet Baş , gazetedeki röportajı okuduğunu
belirterek söze girdi. 'Ömer Hoca'ya da mesaj atıp sordum. Sizinle
yaptığı görüşmede iki yerde ismim zikredilmiş. Doğruysa cevap
hakkımın doğacağını söyledim' dedi.
Ömer Dinçer'den de cevap gelmiş. İsminin dolaylı olarak
zikredildiğini söylemiş.
Nimet Hanım bana sordu. Ömer Dinçer'le yaptığım telefon görüşmesini
nokta ve virgülüne dokunmadan yazdığımı aktardım.
Dinçer'e yönelttiğim sorularda 'Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu
dönemleri' diye bir ifade olmamasına rağmen Dinçer'in
açıklamalarının içinde iki kez kendisinin isminin geçtiğini
söyledim.
'Ben de böyle tahmin ettiğim için cevap hakkımı kullanıyorum'
dedi.
Nimet Baş üzülmüştü. 'Şu ana kadar hiç konuşmadım' dedi ve bütün bu
tartışmaların bir tweet mesajıyla başladığını anlattı. Hüseyin
Çelik'in, eş durumundan atamalarla ilgili çözüm arandığı tweetini
takipçileriyle paylaştığını hatırlattı. Şöyle devam etti:
HER ŞEY TWEET'LE BAŞLADI
'Bunda bir şey yok ki, bir art niyet yok. Hüseyin Çelik bizim Genel
Başkan Yardımcımız, parti sözcümüz. Hem de eski Milli Eğitim
Bakanımız. Ben de AK Parti'liyim. Eski Milli Eğitim Bakanı'yım.
Ortada bir sorun var. Bu sorunun mağdurları bizlerin e-mail
hesaplarını twitter hesaplarını, bloke ediyor. Eş durumu, eş
durumu, eş durumu... Hüseyin Çelik bir şekilde sorunun çözümü için
arayış olduğunu duyurmuş, ben de sevindim bunu paylaştım.'
EŞ DURUMU İNSANİ MESELE
Nimet Baş sözün bu noktasında geçmişte kırıldığı bazı konulara da
işaret etti. Kendisinin görevi devralırken önceki bakanlar için
'Her şey yerle bir, sistem felç, enkaz devraldık. Bakanlık otomatik
pilottan şimdi çıkıyor' gibi ifadeleri hiç kullanmadığını
vurguladı. Sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz aynı hükümetin bakanlarıyız. Ne gerek var böyle
mukayeselere. Mukayese gerekiyorsa eski dönemlerle yapılabilir. AK
Parti Hükümeti'nin bütün bakanlarında eğitim politikalarının ana
damarı bellidir ve aynıdır. Diğerleri nüanstır. Mesela ben
eş durumu sorununa insani gerekçelerle yaklaşırım. Başka bakan
başka davranabilir. Susuyorum ama benim patlamam da kötü olur. On
yıllık kardeşlik hukukumuz var aramızda. Ayrıca ben ardımda
bıraktığım makamlara asla bakmam. Bulunduğum durumdan gayet
memnunum. "
ÖĞRETMEN ATAMALARI BİLANÇOSU
Nimet Baş, Ömer Dinçer'in, öğretmen atamalarını Hüseyin Çelik ve
kendi bakanlığı dönemiyle karşılaştırmasına tepkiliydi. Sözü
Hüseyin Çelik döneminden başlattı. 'Mesela Hüseyin Bey...
Milli Eğitim Bakanı iken defalarca Bakanlar Kurulu'na öğretmen
atamaları konusunu getirmiştir. Kaç kez getirmiştir. Ben de öyle...
Ama ülkemizin de gerçeklikleri var. Bütçe rakamları var'
dedi ve sonra bakanlık yaptığı sürede kaç öğretmen atadığına
ilişkin rakamları verdi ama 'Bunları yazmayın' diye rica etti.
Sanıyorum o da bir mukayese yarışına girmek istemedi.
Nimet Hanım Türkiye'nin temel sorunlarından birisinin öğretmen
konusu olduğunu birkaç kez vurguladıktan sonra 'Bütün Milli Eğitim
Bakanları, Hüseyin Bey de Ömer Hoca da ne kadar öğretmen norm açığı
varsa o kadar atama yapmak ister. Ben de istedim. O da benim
mücadele ettiğimi bilir. Kendisi o tarihte de bakandı' dedi.
4+4 MÜ?
Tam bu noktada Nimet Baş bir anne ve veli olarak bazı
değerlendirmelerde de bulundu ama polemik yaratmak istemiyor,
onları geçiyoruz.
Ancak ben bir önceki Milli Eğitim Bakanı'nı yakalamışken çok güncel
eğitim konularından birkaçını daha sormadan edemedim.
Kendisiyle bakanlığı döneminde de ekibimle birlikte sık sık bir
araya gelirdik. Doğrusu uygulama ve yaklaşımları yazı işleri
ekibimizi etkilemişti. Bakan'a şunu sordum:
Sizce 4 artı 4 artı 4 uygulaması doğru, makul ve yerinde mi?
Bir süre sustu. 'Çok kapsamlı tartışılmadı' dedi. 'Hemen
bana paslanıyor' ifadesiyle 4 artı 4 artı 4 kararının alındığı
Milli Eğitim Şurası'na sözü getirerek şu değerlendirmeyi
yaptı:
(Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer bana yaptığı açıklamada Çubukçu
dönemindeki Milli Eğitim Şurası'nda bu kararın alındığını
söylemişti.)
'Milli Eğitim Şuralarında sayısız kararlar alınır. Çünkü
orası eğitim camiasının tüm aktörlerinin bir araya geldiği
ortamdır. Bire bir milli eğitim politikalarıyla da paralel
değildir. Şura kararları emir niteliğinde de değildir. Bir
yön ve vizyon belirlemeye çalışır.'
Sorumu yineledim. Peki sizce doğru mu? Bakan '4 artı 4, eğitimin
yeniden yapılandırılması, başta yabancı dil eğitiminin düzenlenmesi
olmak üzere faydalıdır. Hangi aşamada hangi tarihlerde nasıl bir
geçiş dönemiyle ve nasıl uygulanacağı konusu tartışılır.
Ama 4 artı 4'ün kendisi faydalıdır. Bu tartışma dışı, bunu
cumartesi günü televizyonda da söyledim' dedi. Burada
araya girdim ve Bakan'a 'Siz 4 artı 4 diyorsunuz. 4 artı 4 artı 4
değil mi, bir fark mı var?' diye sordum. Birkaç saniye sessiz kaldı
ve 'Kısaltma olsun diye' yanıtını verdi.
66 AY KONUSUNA GİRMEDİ
Birkaç detay daha sormaya çalıştım.
Eğitim sistemimizin aksaklıklarını tartışmamız gerekiyor bu
hepimizin geleceği. Gündelik politikayla ilgili de değil. Bu
yöndeki birkaç soruma karşılık bence çok çarpıcı değerlendirmeleri
oldu:
'Şu anki eğitim sistemimizin savunulur tarafı yok. Bu,
geçmiş 50-60 yılın meselesi. Uluslararası bütün sınavlara bakalım.
Türkiye'nin aldığı sonuçlar eğitimde nerede olduğumuzu
gösterir. Bir yapılandırmanın şart olduğu ortada. Ama ben
gündelik polemiklere girmek istemem. Meseleye büyük pencereden
bakarım. Cemil Çiçek Bey'in tabiriyle, dolmuşa binmem.'
Tam artık telefonları kapatmak üzereydik. 66 aylık çocuklar
meselesini de son olarak sordum. 'Ben o konuya hiç
girmem' diyerek son sözünü söyledi.
Pazar günü eğitimle ilgili bir yazı kaleme almıştım. Sistemdeki
belirsizliğin getirdiği endişeleri ve kamuoyundaki soru
işaretlerini gündeme getirmeye çalışmıştım. Bunun üzerine Milli
Eğitim Bakanı aramış ve dünkü çok detaylı açıklamaları yapmıştı.
Bugün de önceki Milli Eğitim Bakanı'yla yaptığım görüşmeyi
yayınlıyoruz. Okulların açılmasına çok az bir zaman kaldı. Gündem
eğitim. Biz de AKŞAM olarak konunun en yakın takipçisi
olacağız.
Ömer Dinçer dün de CNNTürk'te 'Hüseyin Çelik ve Nimet
Çubukçu benim bildiklerimi bilselerdi böyle
davranmazlardı. Şartlar çok değişiyor' dedi.
Sürekli sistem değişikliğine gidildiği için bu tartışmaların
yapılması da doğal. Şahsen hiçbir şekilde bunları kişisel
polemikler gibi de görmüyorum. On yıllık AK Parti iktidarında milli
eğitim bakanlığı yapmış isimlerin bu konularda konuşmasının da
ülkeye katkısı olacağı gibi mutlak bir sorumluluk olduğuna
inanıyorum.
Önemli not: Nimet Çubukçu bir süre önce boşandığı için
yeniden kızlık soyadı olarak "Baş" soyismini kullanmaya
başladı.