Göçmen kökenli öğretmenler aranıyor!
‘Öğretmen Eğitimi Veri Kaydı' başlıklı bir çalışmadan çıkan sonuca göre Alman üniversiteleri göçmen kökenli öğretmen yetiştirmeye büyük önem veriyor.
Alman eğitim sisteminde göçmen kökenli öğretmen ihtiyacı kendini giderek hissettiriyor.
Göçmenlerin en çok öğretmen çıkardığı eyalet ise Kuzey Ren
Vestfalya.
Öğretmenlik eğitimine dair güncel verileri kaydederek kapsamlı bir
veri tabanı oluşturan projede hangi üniversitelerin göçmen öğretmen
yetiştirme konusunda istekli olduğunu da gösteriyor. Buna göre
yüksekokulların üçte biri bugüne kadar ‘azınlıkta' olan kitlelerin
güç kazanması adına imkan sağlıyor. Projenin basın sorumlularından
Christin Bönsch'ün verdiği bilgiye göre çoğu üniversiteler eğitim
sistemine göçmen kökenli öğretmenler kazandırmak için projeler
sunuyor. Örneğin Berlin Hür Üniversitesi
"Migramentor" isimli projesiyle öğretmenlik
eğitimi alan göçmenleri destekliyor.
HANGİ ÜLKELER GÖÇMEN KÖKENLİ ÖĞRETMEN ARIYOR?
Proje kapsamında elde edilen bilgilere göre Almanya'da toplam 6 bin
870 göçmen öğretmen bulunuyor. Bunların 4 bin 658'i ise kadın. En
fazla göçmen öğretmen sayısı 1153 ile KRV'de, en azı ise 36 kişiyle
Mecklenburg-Vorpommern'da. Bavyera eyaletinde ders veren 95 bin 668
öğretmenden ise 1011'i göçmen kökenli. Sıralamaya göre bu
öğretmenlerin 739'u Fransa, 572'si Britanya, 569'u Avusturya ve
536'si Türk vatandaşı.
Proje Bertelsmann Vakfı, Üniversite Gelişimi CHE-Merkezinin, Alman
Telekom Vakfı ve Alman Bilim Vakıflar Birliği tarafından hayata
geçirilmiş. Bertelsmann Vakfı yönetim kurulundan Dr. Jörg Dräger,
bölüm olarak fazla önemsenmeyen öğretmenlik eğitiminin bu projeyle
kenardan merkeze doğru yer değiştirdiğini söylüyor. Dräger
“İyi okul, iyi ders demek. Öğretmenlerin eğitimi eğitim
politikasının en önemli konusu.” diyor. Veri kaydı ile
talebe göre bilgiler bir araya getirilebiliyor. Bu sayede örneğin
eyaletlere göre veya yüksekokullara göre öğretmen eğitiminde
bulunan farklılıklar görülebiliyor. Alman Telekom Vakfı Müdürü Dr.
Ekkehard Winter, projenin bu yönüyle bir boşluğu doldurarak şeffaf
bir genel bakış ve karşılaştırma imkânı sağladığını dile
getiriyor.
Konular arasında ise eğitim esnasında bir üniversiteye giriş veya
geçiş imkânları, müfredata bağlı pratik dönemler, yüksekokullarda
yetkililer ve öğretmen eğitimine dair araştırmalar bulunuyor.
Araştırmadan çıkan bir diğer sonuç da dokuz eyaletteki
öğretmen eğitiminde Bachelor ve Master sistemine geçiş yapılmış
olması. İki eyalette ise sadece devlet sınavı gerekirken, beş
eyalette belli bir kural olmadığı için, yüksek okulun sağladığı
imkana göre mezun olunabiliyor. 2011/2012 yıllarında
üniversitelerin yüzde 19'u iki mezuniyet şekline göre imkân
sağlıyor. Öğretmenlik eğitimi alan öğrenciler yüksek kullarda
derslere göre eğitim aldıkları için kendilerini ‘bölümsüz' olarak
algılıyor. CHE Müdürü Prof. Dr. Frank Ziegele ise bu proje
sayesinde öğretmenlik eğitiminin daha ön plana çıktığını söylüyor.
Vakıflar Birliği Genel Sekreteri Dr. Volker Meyer-Gückel ise olumlu
bulgulara ulaştıklarını ancak bazı üniversitelerin hala öğretmen
eğitimine yeterince önem vermediğini dile getiriyor.