Atanamayan öğretmenler Şubat için yükleniyor!
Atanamayan öğretmenlerin sorunu Şubat ayında çözülsün diyen Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen'den açıklama geldi...
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, ataması yapılmayan öğretmenler ile ilgili yaptığı basın açıklamasında Şubat ayında sorunun çözülmesi çağrısı yaptı.
İşte Koncuk'un "Şubatta Öğretmen Ataması İstiyoruz"
çağrısı yaptığı o açıklama:
bu ülkenin Şubat ayında 30 bin, AĞUSTOS AYINDA 70 BİN ÖĞRETMEN
atayacak gücü yoksa, vay bu memleketin haline!
Ömer Dinçer’in eğitimle yoğrulmuş insanlar yerine, acemiler ordusu
ile bakanlığı yönetmesi, öğretmen düşmanı bir bakan görünümüne
bürünmesi, ataması yapılmayan öğretmenleri yem bekleyen
güvercinlere benzetmesi, öğretmenleri Şubat ayında atamama inadı,
özür grubu tayinlerinin önüne engeller koyması, aileleri bölük
pörçük etmesi, 4+4+4 sistemi getirilirken, süreci iyi yönetememesi,
kılık-kıyafet yönetmeliğini paydaşların görüşlerine başvurmadan
değiştirmesi ve daha sayamayacağımız bir sürü neden kendisinin sonu
oldu.
Ömer Dinçer yeni Bakan Nabi Avcı’ya adeta bir enkaz devretti. Öyle
ki öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının Milli Eğitim
Bakanlığı’na güveni, inancı şu anda sıfırdır. Bu güveni tesis etmek
biraz zaman alacaktır. Bu noktada Nabi Avcı’nın Ömer Dinçer’in
hatalarından ders çıkararak, akılcı icraatlara imza atması
gerekmektedir. Nabi Avcı’nın çözmesi gereken uzunca bir sorunlar
listesi bulunmaktadır. Adil ve insan odaklı bir Bakan olarak görev
yapması, eğitim camiasının sevgisini kazanması Nabi Avcı’nın
elindedir. Nabi Avcı her adımında hesabını ve sağlamasını
titizlikle yapmalıdır. Nabi Avcı’dan şu anda beklentiler çok
büyüktür. Avcı’nın bu beklentileri boşa çıkarmaması ise son derece
önemlidir.
Nabi Avcı, özür grubu tayinlerinde tam anlamıyla iyi bir sınav
verememiştir. Öğrenim özrü mağdurlarına tayin hakkı tanınmaması,
öğretmenlere il içi tayin hakkı verilmemesi, il/ilçe emrinin geri
getirilmemesi Avcı’nın eksiklikleri olmuştur. Bu nedenle özür grubu
mağdurlarının bir kısmı sevinirken, bir kısmı sevinememiştir. Bakan
Avcı’dan saydığımız bu hususlar ile ilgili düzenleme yapmasını
talep ediyoruz.
Bunun akabinde Avcı, yaptığı açıklamayla atama bekleyen
öğretmenlere de büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştır. Önce
Başbakan, “Eğer bütçeniz buna muktedir değilse, kalkıp ben 'hepsini
alayım, doldurayım' diyemezsiniz” şeklinde açıklama yapmıştır,
ardından Nabi Avcı, “Maalesef Şubat ayında böyle bir atama söz
konusu olmayacak” demiştir. Avcı bu sözlerini yaptığı röportajlarda
da tekrarlamıştır.
Oysa 350 bin öğretmen Başbakan’dan ve Milli Eğitim Bakanı Nabi
Avcı’dan müjdeli bir haber beklemekteydi. Onları hüsrana uğratmaya
kimsenin hakkı olmadığını düşünüyoruz. Zira öğretmen açığının
giderilmesi için okullar ücretli öğretmenler ile dolup taşmaktadır.
Şu anda 69 ilde görev yapan ücretli öğretmen sayısı 57 bin 404’tür.
Ücretli öğretmenlik yapanların 10 bin 759’u iki yıllık meslek
yüksek okulu mezunudur. Daha açık bir ifadeyle açık öğretim
mezunları, iki yıllık meslek yüksek okulu mezunları, su ürünleri
mezunları, süt teknolojisi mezunları bu ülkede öğretmenlik
yapmaktadır. Özel uzmanlık gerektiren zihinsel engelli, görme
engelli, işitme engelli öğrencilerimizin derslerine bile iki yıllık
meslek yüksek okulu mezunları girebilmektedir.
Bu koşullarda nasıl öğretmen ihtiyacımız olduğunu göremezsiniz,
‘bütçe neye elverirse, ona göre atama yaparız’ dersiniz?
Yoksa ülkemizin eğitimle kalkınacağından bihaber misiniz?
Kör topal, düşe kalka giden bir eğitim sistemine sahip olmak
sizlerin içine siniyorsa, diyeceğimiz hiçbir şey olamaz!
Öğretmensiz okullarla ‘çağı yakalarız, dünyayla rekabet edebiliriz’
iddiasındaysanız, yine söyleyebilecek lafımız olamaz!
Bu ülkeyi yönetenlerden kadro dilenmiyoruz, ‘Ülkemizin öğretmen
ihtiyacı var ve bu ihtiyacı karşılayacak genç beyinlerimiz var. Bu
nedenle atama şart’ diyoruz.
Nabi Avcı yaptığı açıklamada, “Şubat ayında yapılacak her atama,
alan sorularını da içeren sınavlara girecek olan gençlerin
kontenjanından düşüleceği anlamına gelir” demiştir. Kadro
konusundaki en büyük engelin Maliye kafası olduğunun farkındayız.
Bizim Avcı’dan isteğimiz; Ömer Dinçer’in yapamadığını yapmasıdır.
Yani Avcı; Sayın Başbakanı kadro konusunda sıkıştırmalı, “benim
öğretmen ihtiyacım var” diyebilmelidir.
Amacımız polemik yaratmak değil, yeni Bakanı yerden yere vurmak hiç
değil. Zira Nabi Avcı’nın başarısı, eğitimin, eğitimin
aktörlerinin, öğrencilerin kısacası bu ülkenin başarısı
olacaktır.
Bu noktada Başbakan’ın öğretmen atamaları ile ilgili manidar
sözlerine de değinmek istiyoruz.
Türkiye’nin dünyanın 16. büyük ekonomisi olduğuyla övünen Başbakan
değil miydi?
Ülkemizin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri
olmasını hedefleyen Başbakan değil miydi?
2013 yılının ilk aylarında yapılacak ödemelerle, Türkiye'nin IMF'ye
borcunu tamamen sıfırlayacaklarını söyleyen Başbakan değil
miydi?
Hazinedeki paranın Cumhuriyet tarihinin en büyük parası olduğunu
gururla ifade eden Başbakan değil miydi?
Başbakan’ın, ülkemiz ekonomisi hakkındaki bu söylemleri aslında bir
masaldan mı ibaretti?
Başbakan’ın dün ülke ekonomisinin zenginliğinden söz ederken, bugün
bütçenin yokluğundan dem vurması büyük bir çelişkidir. Başbakan dün
mü doğru söylüyordu, yoksa bugün mü? Eğer Başbakan’ın ülke
ekonomisinin güzelliğine ilişkin sözleri gerçekse, bunun gereği
yerine getirilmelidir.
Bu ülkede nerelere, ne paralar harcanmıyor ki…. Son 10 yılda
milyoner sayısı 5.5 kat arttı. TBMM tarafından kullanılan 28 araç
için yıllık tam 454 bin TL yakıt faturası devletin kaynaklarından
ödenirken, vekil odalarının tadilatı için 238 milyon lira
harcanırken, çalışmadan para kazanan rantiyeciye ödenen yıllık 50,3
milyar TL faiz gideri bütçeyi etkilemezken; söz konusu öğretmen
atamaları olunca mı bütçe muktedir olmuyor? Buna güler,
geçeriz…
Öte yandan Başbakan’ın “Ondan sonra da yeni bir sorun başlar.
'Öğretmenlerin maaşları verilmiyor'. Bizden önceki dönemde
yaşadığımız gibi. Biz bunları yaşamak istemiyoruz” şeklindeki
sözleri de aslında düşündürücüdür. ‘Biz öğretmen ataması yaparsak,
öğretmenlerin maaşlarını veremeyiz’ anlamına gelen bu sözler, şu
anda görev yapan öğretmenler ile atama bekleyen öğretmenleri ister
istemez karşı karşıya getirmektedir. Türkiye’yi böyle bir
tartışmanın içine sokmak kimseye fayda getirmeyecektir.
Türk Eğitim-Sen olarak öğretmen atamaları ile ilgili talebimizi bir
kez daha gündeme getirmek istiyoruz: Şubat ayında öğretmen ataması
yapılması bu ülkenin ihtiyacıdır. Atama bekleyen öğretmenlerimiz de
umutlarını korumaktadır. Dolayısıyla siyasi erk; gençlerimiz için
elini taşın altına sokmalı, tüm imkânlarını seferber etmeli ve
Şubat ayında atama yaparak, onların yüzünü bir nebze de olsa
güldürmelidir. bu ülkenin Şubat ayında 30 bin, AĞUSTOS AYINDA 70
BİN öğretmen atayacak gücü yoksa, vay bu memleketin haline!
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.