30 yaş üstüne sınavsız üniversite geliyor!
Adeta 'yap-boz' tahtasına dönen YÖK Yasa'su bu kez sıfırdan yenileniyor. Yeni yasada en dikkat çeken düzenleme ise 30 yaş üstündekilere sınavsız üniversite şansı verilmesi olacak..
MEMURLAR- 33 yılda 23 kere değişen YÖK yasası bir kez daha sil baştan yenileniyor. 12 Mayıs'ta duyurulacak yeni yasada üniversitelerin öğrenci seçebileceği ve 30 yaş üstünün üniversiteye sınavsız girebileceği yeni sistemler hedefleniyor.
Türkiye'de ilk kez eğitim ve yükseköğretim kurumlarını bir araya
getiren 1. Eğitim Zirvesi (EDU SUMMIT) İstanbul'da yapıldı.
Toplantının açış konuşmasını yapan Vakıf Üniversiteleri Birliği
Başkanı Rifat Sarıcaoğlu, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun,
yayımlandığı 1981'den bu yana 27 kez değiştiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra hazırlanan yeni YÖK
Yasası'nın ilk gündem maddesi olarak TBMM'de görüşülmesini isteyen
Başkan Sarıcaoğlu, üniversitelerin taleplerini sıraladı,
"Öğrencinin üniversiteyi seçme hakkı olduğu kadar, üniversitenin de
öğrenciyi seçme hakkı olmalıdır" dedi.
Yükseköğretimde reform yapılırken online eğitime çok önem verilmesi
gerektiğinin altını çizen Sarıcaoğlu, 30 yaş üstü yetişkinlere
sınavsız üniversite hakkı verilmesi gerektiğini söyledi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya ise Sarıcaoğlu'na,
"Açıklamalarının altına imzamı atarım" diyerek destek verdi, "27-30
üniversite, birkaç yüz bin öğrenci için kurgulanmış bir yapının,
bugün 5,5 milyon öğrencinin, 150 bin öğretim üyesinin, 180
üniversitenin oluşturduğu yapıda, küreselleşme dinamiklerinin hızlı
çalıştığı bir ortamda, mevcut haliyle gidebilmesi, yürüyebilmesi
mümkün değil" dedi.
Yükseköğretim sistemindeki öğretim üyesi sıkıntısına da değinen
Çetinsaya, farklı finansman modeli arayışlarına girmek gerektiğini
söyledi. Öte yandan kulislerde Sarıcaoğlu'nun gündeme getirdiği 30
yaş üzerindeki kişilerin sınavsız üniversite alınmasıyla ilgili
konunun üzerinde bir süredir durulduğu, paketten çıkacak
sürprizlerden birinin de "30 yaş" olacağı konuşuluyor. Öğretim
üyesi maaşlarının dünya standartlarına yükseltilerek, 80 bine çıkan
akademisyen açığının kapatılması de hedefler arasında yer
alıyor.
YENİ YÖK YASASI HAZIR
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, EDU SUMMIT I. Eğitim
Zirvesi'nin açılışında konuşma yaptı.
Çetinsaya, yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılması
konusunda toplumun her kesiminde konsensüs bulunduğunu ve 21.
yüzyıl Türkiye'sinin ve dünyasının şartlarına uygun bir yeniden
yapılandırma ihtiyacının belirgin olduğunu söyledi.
Çetinsaya, 1980'lerin başında, o günün koşullarında oluşturulmuş
terazinin, bugünkü yükseköğretimin ağırlığını taşıması ve
sistemi işletebilmesinin mümkün olmadığını dile getirerek, "Bu, çok
eleştirdiğimiz vesayetçi, merkeziyetçi anlayış zihniyet anlamında
da değil, bir bürokratik müessese olarak mümkün değil. İsteseniz de
yürütemeyeceğiniz bir durumda çünkü 27-30 üniversite, birkaç yüz
bin öğrenci için kurgulanmış bir yapının, bugün 5,5 milyon
öğrencinin, 150 bin öğretim üyesinin, 180 üniversitenin oluşturduğu
yapıda, küreselleşme dinamiklerinin hızlı çalıştığı bir ortamda,
mevcut haliyle gidebilmesi, yürüyebilmesi mümkün değil"
diye konuştu.
Bir an önce sistemi çağdaş Türkiye'nin ve dünyanın dinamiklerine
uygun şekilde dönüştürebilmek çabasında olduklarını ifade eden
Çetinsaya, bunu yapabilmek için mevcut durumu iyi analiz etmek
gerektiğini vurguladı.
Çetinsaya, "Nerede durduğumuzu iyi bilirsek, nereye
gideceğimizi ancak öyle işaret edebiliriz. Benim aşağı yukarı son 2
yıldır yaptığım çalışmalar bu çerçevede gelişti: 'Mevcut durumumuz
nedir?', 'Önümüzdeki 10 yılda nasıl bir yol haritası izlemeliyiz?',
'Hangi stratejik hedeflere doğru yönelmeliyiz?'. Çalışma tamamlandı
ve 12 Mayıs'ta Erzurum'daki Üniversitelerarası Kurul Toplantısı'nda
da tüm kamuoyuyla paylaşacağım" dedi.
Öncelikle istatistik sistemini tekrar inşa ettiklerini,
istatistik.yok.gov.tr adresinde oluşturulan veri bankasıyla
Türkiye'deki üniversite sisteminin istatistiğine yer verildiğini
anlatan Çetinsaya, şu bilgileri paylaştı:
"Şu anda 5 milyon 450 bin öğrencimiz var Türkiye'de yükseköğretim
sistemi içerisinde. Bunun yüzde 32'si ön lisans, yüzde 62'si
lisans, yüzde 6'sı lisansüstü programlarda okuyor. Genel olarak
bütün sisteme bakıldığında yüzde 47'sinin açık öğretim sistemi
içerisindeki öğrenciler olduğunu görüyoruz. İkinci öğretimin ise
tüm öğrenciler içerisinde yüzde 12 ama sadece yüz yüze eğitim için
düşünüldüğünde yüzde 25'lik bir payı var. Genel olarak baktığımızda
sistemin yarısı açık öğretim, yüzde 32'si ön lisans, yüzde 25'i de
ikinci öğretim şeklinde yapılanmış. Uzaktan öğretim ise sadece
yüzde 1,7'yi oluşturuyor. Tüm sistem içerisinde, benim hesaplarıma
göre 351 bin öğrenci vakıf üniversitelerimizde, 10 bin öğrenci de
vakıf meslek yüksekokullarında okuyor. Açık öğretim sistemini
dışarıda bırakırsak, tüm sistemin yüzde 10-15 aralığını vakıf
üniversitelerimiz temsil ediyor."
Çetinsaya, çalışmalarda Türkiye'nin gelecek 10 yılı için
oluşturulan 3 temel stratejik hedefin başlığını, "Nicel Büyümeden
Nitelikli Büyümeye", "Nitelikli Öğretim Üyesi Yetiştirmek" ve
"Uluslararasılaşma" şeklinde sıraladı.