Taşeron işçi sayısında rekor artış!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Taşeron işçiliğin en yaygın olduğu sektörleri ve çalışan işçi sayılarını açıkladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın raporuna göre, kamuda 585 bin 788 ve özel sektörde 419 bin 466 kişi alt işverende çalışıyor.
Taşeron işçiliğin en yaygın olduğu sektörler, 417 bin kişi ile temizlik ve 318 bin kişi ile inşaat sektörleri.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, işçi ve işveren sendikaları konfederasyonları ve siyasi partilerin temsilcilerinin katılımıyla ''alt işverenlik, geçici iş ilişkisi ve uzaktan çalışma'' konularında yürütülen çalışmalara ilişkin değerlendirme toplantısı yaptı.
UZMANLIK GEREKTİREN İŞLER NELER?
Toplantıda,''alt işverenlik, geçici iş ilişkisi ve uzaktan
çalışma'' konusunda bakanlıkça hazırlanan rapor sunuldu.
Raporda, alt işverenlik ''Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal
veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerden veya asıl işin bir
bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği
işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer
işveren'' olarak tanımlandı.
KAMUDA NE KADAR İŞÇİ ÇALIŞIYOR?
Rapora göre, Türkiye'de alt işverende çalışan işçi sayısı, kamuda
585 bin 788 ve özel sektörde 419 bin 466 olmak üzere toplam 1
milyon 5 bin 254. Verilere göre, taşeron işçiliğin en yaygın olduğu
sektörler 417 bin 442 kişi ile (kamu)temizlik ve 318 bin 87 kişi
ile (özel) inşaat sektörlerinde. Hizmet alımının en yaygın
olduğu kamu kurumları, yüzde 36 ile belediyeler, yüzde 14 ile
KİT'ler ve yüzde 4 ile yüksek öğretim kurumlar.
Raporda, AB'ye üye 27 ülkede alt işverenlik işlem hacminin 453 milyar avro olduğuna işaret edilerek, alt işverenlik kapsamındaki firma sayısının 404 bin 699 ve bu kapsamdaki işçi sayısının ise 4 milyon 482 bin 143 olduğu belirtildi.
RAPORDA NELERDEN BAHSEDİLİYOR?
Raporda, alt işverenlik uygulamasında yaşanan sorunlar, işçi ve
işverenler açısından da ayrı ayrı değerlendirildi. Buna göre,
taşeronda çalışan işçilerin yaşadığı sorunlar şöyle:
''-Alt işveren yanında çalışan işçi, sık işveren değişikliği
nedeniyle yıllık ücretli izne hak kazanamıyor.
-İşçiler, ücretlerini tam ve düzenli alamıyor. Kamu makamlarının,
alt işverene verdiği belirli işler dışında, alt işverenin işçisinin
ücretini ödeyip ödemediğini kontrol etme yükümlülüğü bulunmuyor.
Özel sektör işverenlerinin ise kontrol yükümlülüğü ihtiyari.
-SGK verilerine göre, Türkiye'de 2011 yılında yaklaşık 12,5 milyon
'işten çıkış bildirgesi' hazırlandı. İşten çıkış bildirgelerine
göre, kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde işten çıkan ya da
çıkarılan işçilerin oranı sadece yüzde 10.
-Bir yıldan az sürelerle sözleşme yapılması ve bir yıllık kıdem
şartı sağlansa dahi kıdem tazminatları alt işveren tarafından
ödenmemesi sonucunda, işçiler kıdem tazminatlarını ya hiç alamıyor
ya da uzun yargı süreçleri ile alabiliyor.
-Alt işverenlik ilişkisi, işçilerin iş güvencesi
hükümlerinden yararlanmasını engellemek amacıyla İş Kanunu'nda
belirlenen 30 işçi sayısının altına düşmek için kullanılıyor.
-Alt işverenlik uygulaması kapsamında çalışan işçilerin
örgütlenmeleri ve kendi işverenleri ile toplu iş sözleşmesi
akdetmeleri önünde yasal hiçbir engel yok. Fakat alt işverenlik
uygulaması yapısı gereği örgütlenmeyi ve toplu iş sözleşmesinden
yararlanmayı imkansızlaştırıyor.
-Alt işverenler, ekonomik açıdan zayıf olmaları nedeniyle iş
sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmasını asıl işverenden
bekliyor, iş kazası ve meslek hastalıklarının oluşmasını önleyici
tedbirlere ve eğitimlere gereken önemi vermiyor.''
-İşçilerin asıl işverenin emir ve talimatları doğrultusunda
çalıştırılması
Rapora göre, alt işverenlik uygulamasında işverenlerin yaşadığı
sorunların başında alt işverene verilecek işin belirsiz olması
geliyor. İş Kanunu'na göre alt işverene verilecek asıl işin bir
bölümünün 'işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren işlerden olması gerekiyor. Bu şartların
birlikte aranması, belirsizliğe ve işverenlerde muvaaza endişesine
neden oluyor. İşverenlerin yaşadığı diğer sıkıntılar ise şöyle
sıralanıyor:
''-Aynı işyerinde çalışmasına rağmen her yıl alt işvereni değişen
işçinin son alt işveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi
durumunda, Yargıtay tarafından işyeri devrinden hareketle
son alt işverenin, işçinin daha önceki alt işverenler nezdindeki
haklarından da sorumlu olduğuna hükmedilmesi.
-Uygulamada alt işveren işçilerinin, özellikle kamu kurumlarında
asıl işveren tarafından işe alınıp işten çıkarılması, tamamen asıl
işverenin emir ve talimatları doğrultusunda çalıştırılması ve asıl
işverenle yapılan sözleşme kapsamındaki işlerde çalıştırılması,
muvaazaya sebep oluyor.''
-Geçici iş ilişkisi, daimi istihdam olanaklarını
artırıyor
Bakanlık raporuna göre, Türkiye'de özellikle mevsimlik tarım
işlerinde, aralıklı olarak görülen kısa süreli işlerde, temizlik
işlerinde, evde yaşlı, hasta ve çocuk bakım hizmetlerinde
kayıtdışılık fazla. Tarımda yaklaşık 4,5 milyon kişi, tarım dışında
ise 5,5 milyon kişi kayıtdışı çalışıyor. Örneğin, mevsimlik gezici
tarım işlerinde yaklaşık 400 bin, ev hizmetlerinde 500 bin
civarında kayıtdışı çalışan bulunduğu tahmin ediliyor.
Kayıtdışı uygulamaları ortadan kaldırmak, suistimalleri engellemek,
sosyal güvenceye kavuşturmak için özel istihdam bürolarını daha
işlevsel hale getirilmesine ihtiyaç duyulduğu belirtilen raporda,
şunlar kaydedildi:
''Geçici iş ilişkisi, işverenler açısından, talep dalgalanmalarını,
hastalık ve doğum gibi sebeplerle boşalan pozisyonları hızlı
doldurma ihtiyacını karşılıyor. İşçiler açısından ise
iş-yaşam dengesini sağlıyor, işgücü piyasasına entegrasyonu
kolaylaştırıyor, daimi istihdam olanaklarını artırıyor, kayıtdışı
uygulamaları ortadan kaldırarak suistimalleri engelliyor,
istihdamda dezavantajlı gruplar işgücü piyasasına dahil olmalarını
kolaylaştırıyor.''
2010 yılında dünyada geçici iş ilişkisi ile tam zamanlı
çalışan işçi sayısının 10 milyon 240 bin olduğu ifade edilen
raporda, AB ülkelerinde geçici iş ilişkisi 3 milyon 575 kişinin tam
zamanlı çalıştığına dikkat çekildi.
Rapora göre, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi
ile çalışanların oranı Birleşik Krallık'ta yüzde 3, Hollanda'da
yüzde 2,5, Belçika'da yüzde 2, Almanya'da yüzde 2, İsveç'te yüzde
1,3, İspanya'da yüzde 0,5 ve Yunanistan'da yüzde 0,1.
Uzaktan çalışmanın İş Kanunu'nda düzenlenmediği, ancak uygulamada
yaygın olarak kullanıldığı anlatılan raporda, Almanya, Hollanda,
İrlanda ve Yunanistan'da evde çalışanların yüzde 90-95'ini
kadınların oluşturduğu belirtildi.