Dokunulmazlıklara artık dokunulmalı
Türkiye Kamu-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Fahrettin Yokuş anadilde eğitim ve dokunulmazlıklar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Son günlerin en fazla tartışılan konularının başında milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması ve Ana Dil’de savunma hakkının verilmesi gelmektedir.
Her iki düzenleme de kamuoyundan kaçırılır gibi tek taraflı tartışmaya açılmakta; enine boyuna tartılmadan gündelik siyasi çıkarlara kurban edilmektedir.
Bilindiği üzere ülkemiz 1984 yılından beri bölücü terörle mücadele etmektedir. Ülkemizde demokrasi adına, bölücülere açılan TBMM kapısı, maalesef terörün daha da azgınlaşmasına ve saldırganlaşmasına sebebiyet vermiştir.
Dafa fazla demokrasi adına değiştirilen yasalarla ülkemizde,
bölücü şebekenin de parti kurmasına, siyasi faaliyet yapmasına izin
verilmiştir. Bölücü eşkıya adına organize olan sözde siyasi parti,
baskı ve tehditle vatandaşlarımızın %5 civarında oy almıştır. Ülke
nüfusunun %95’i sözde demokrasi adına %5’nin tahakkümüne mahkum
bırakılmıştır.
Güvenlik güçlerimizin yürütmüş olduğu terörle mücadelenin yanı
sıra, bölücü terör yandaşlarının da kanunları çiğneyen tavırlarıyla
mücadele etmekte büyük önem arz etmektedir. Bunun için de
öncelik dokunulmazlıkların kaldırılması olmalıdır.
Türk devletinin birliğine, dirliğine kast eden, toprak bütünlüğünü
yok etmek isteyen, bölücü terörle kucak kucağa olan, daha doğru bir
ifade ile devletin temeline dinamit koymak isteyen, bu yönde
işbirliği içinde olan kim varsa, Meclis’te dokunulmazlıkları
kalkmalı ve yargılanmalıdır.
Bugün TBMM’de bulunan, mevcut milletvekillerinin 760
dokunulmazlık dosyasının 560’ı Bdp’li bölücü sözde
milletvekillerine aittir. Yani dosyaların %74’ü, meclisteki
vekil sayısının %6’sını oluşturanlarındır. Bu tablodan da
anlaşıldığı üzere, bölücü her Bdp milletvekiline ortalama ( suç
isnadıyla ilgili) 16 dosya, diğer partilerin milletvekillerine ise;
ortalama 0.4 dosya düşmektedir. Zaten bu durumda BDP’li
milletvekillerinin vehametini orta koymakta, egemenliğin simgesi
Meclis’imizi de zan altında bırakmaktadır.
Milletvekili Dokunuzlmazlığı Tamamen
Kaldırılmalıdır
Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması ayrıca,
yolsuzlukların aydınlatılması ve daha şeffaf yönetim anlayışının
benimsenmesi için de son derece gereklidir.
Gündemdeki diğer bir tartışma konusu ise; ana dilde savunma
hakkının verilmesidir. Bilindiği üzere TBMM Adalet Komisyonunda
görüşülerek, ana dillde savunma hakkını tanıyan yasa tasarısından
“meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilen
sanık.” ifadesi çıkartılmıştır.
Yani mevcut halde yasalarda bulunan bir hak daha da genişletilerek;
açılım senaryolarının devamı sergilenmektedir. Ülkemizde Türkçe
eğitim veren okullardan mezun olan hiç kimseye başka bir dilde
savunma hakkı verilmemelidir. Resmi dilimiz olan Türkçe’nin
yargı mekanizmasında tek dil olarak uygulanmasının önüne geçmeyi
hedefleyen düzenlemenin diğer bir olumsuz yanı ise; Türkiye’nin her
ilçesinde bulunan mahkemelere tercüman istihdamımı
gerektirmesidir.
Bu Şekliyle Ana Dilde Eğitim Kabul Edilemez
Yasa bu şekilde TBMM’den geçirilirse terör örgütü bütün Kürt
kökenli vatandaşlarımızın Adliyelerdeki tüm davalarına müdahil
olacaktır. Böylece terör örgütünün kucağına iletilecektir.
Tüm bu maddi-manevi olumsuz yönlerine rağmen; ana dilde savunma
hakkının verilmesi kararı, Türk toplumuyla kaynaşmış bazı alt
kültür gruplarını da tahrik edecek ve tamiri imkânsız sosyal
yaraların açılmasına yol açacaktır. Bu tür düzenlemeler,
Türkiye’nin önündeki sorunları çözmek şöyle dursun bilakis
ayrılıkçı talepleri ve PKK terörünü azdıracak, terörizme verilen
tavizler hanesine yazılacaktır.
AKP hükümetini ve milletvekillerini uyarıyoruz. Tasarı bu
haliyle yasalaşırsa bunun altında kalırsınız.