Sağlık Bakanı Koca: Türkiye genelinde yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 67
Sağlık Bakanı Koca, "Türkiye genelinde yatak doluluk oranımız şu an yüzde 52, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 67, solunum cihazı doluluk oranımız ise yüzde 32." dedi.
Bölgedeki durumu yerinde görmek, acil müdahale gerektiren konulara çözüm üretmek amacıyla Van'a gelen Sağlık Bakan Fahrettin Koca, Edremit ilçesindeki Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi (GAMER) toplantı salonunda Van, Muş, Hakkari ve Bitlis'in il sağlık müdürü, saha koordinatörleri ve hastane başhekimlerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda illerdeki güncel durumu, ihtiyaçları ve sağlık altyapısını değerlendirdi.
Daha sonra gazetecilere açıklama yapan Koca, Van'ı merkeze alarak devamında Muş, Bitlis ve Hakkari illerinin mevcut durumunu ve sağlık hizmetlerini detaylarıyla değerlendirdiklerini ve bu kapsamda bazı kararlar aldıklarını aktardı.
"Türkiye, başarılı bir sınav verdi"
Bakan Koca, ülke için sağlık alanında önemli bir adım olan Dünya
Sağlık Örgütü Coğrafi Ayrık Ofisi'nin İstanbul'da bugün açıldığını
anımsattı.
Açılış törenine DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge ile video
konferans yöntemiyle katıldığını aktaran Bakan Koca, "İstanbul
Ofisi, Kovid-19 başta olmak üzere sağlık alanında insanlığın
karşılaştığı tüm krizlere hem hazırlık hem de yanıt verebilme
konusunda Avrupa ve dünya için bir rehber ve referans merkezi
olacak" ifadesini kullandı.
"Türkiye'nin sağlıkta geldiği seviyenin en önemli göstergelerinden
biri uluslararası kuruluşlarda temsilimizi artırıyor olmamız, bir
diğeri ise uluslararası sağlık politikalarının ve standartların
oluşturulmasında giderek daha etkin rol almamızdır" diyen Koca,
"Koronavirüs salgını, bu seviyenin bir kez daha sınandığı bir dönem
oldu. Türkiye bu süreçte güçlü sağlık altyapısı, tecrübeli ve
özverili sağlık çalışanlarıyla başarılı bir sınav verdi. Türkiye
yerli üretim kapasitesiyle, tüm dünyanın malzeme ve ilaca erişimde
zorluklar yaşadığı bir dönemde, 150'den fazla ülkeye tıbbi malzeme,
ilaç ve hatta solunum cihazı yardımında bulunabildi. Bu imkanlarla
gurur duymak tüm vatandaşlarımızın hakkı." diye konuştu.
"Bu dönemde sıkıntı yaşanan illerimizle bizzat ilgilendim"
Koronavirüsün yol açtığı hastalığın kesin tedavisinin henüz
bulunamadığını ancak Türkiye'nin erken başlanan etkili ilaç
tedavileri ve etkili hastane bakımları sayesinde tedavi açısından
en başarılı ülkeler arasına girdiğini vurgulayan Koca, bu sayede
vefat oranlarını düşük seviyelerde tutmayı başardıklarını
söyledi.
Pandeminin başladığı aylarda alınan sıkı önlemler sayesinde vaka
sayısını azaltmaya başladıklarını aktaran Koca, kısıtlamaların
tamamını katı bir şekilde sürdürmenin hiçbir ülke için mümkün
olmadığını, Türkiye'de de haziran ayında "Kontrollü Sosyal Hayat"
diyerek toplumsal ve çalışma hayatının sürdürülmesine izin veren
bir tedbir dönemi başlatıldığını kaydetti.
Kontrollü bir hayat tarzı ile ağır hastalık ve can kayıplarını
asgari seviyede tutmanın önemli olduğunu belirten Koca, şöyle
konuştu:
"Ancak alışkanlıklarımız, geleneklerimiz ve sosyokültürel yapımız,
toplumsal ilişki ve sorumluluklarımızın bizleri 'kontrollü olmayan'
bir sosyal hayatla yüz yüze getirdi. Bunun yansımalarını da hemen
gördük. Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz, sıkı aile
bağları ve sosyal ilişkileriyle öne çıkarken, tedbirlerin göz ardı
edildiği ve dolayısıyla vaka artışının yüksek seyretmeye başladığı
bölgeler olarak öne çıktı. Hasta artışının yaşandığı illerimiz
arasında Van, Muş, Bitlis ve Hakkari illeri de vardı. Bazı
illerimizde yer yer hızlı hasta artışından kaynaklanan sorunlar
gördük. Bu dönemde sıkıntı yaşanan illerimizle bizzat ilgilendim.
Valilerimiz ve sağlık yöneticilerimizle sık sık görüşerek, artışta
etkili olan nedenleri ve alınması gereken tedbirleri gözden
geçirdik. Sıkıntı gördüğümüz illerin sağlık altyapı ihtiyaçlarına
da hızla müdahale ettik. Yatak, cihaz, malzeme ve personel
takviyesi yaparak kapasite artımı sağladık. Öncelikle illerde
alınan tedbirlerin etkisinin değerlendirilmesi sonucu bazı
tedbirlerin, hasta sayısını azaltmadaki rolünü yakından müşahede
ettik. Bu gibi tedbirleri yurt çapında yaygın olarak uygulama
kararı alındı."
"Büyüklerimizi koruma konusunda daha fazla çaba sarf etmeliyiz"
Sağlık Bakanı Koca, şöyle devam etti:
"Son ay Van'da vaka sayımızda yüzde 100’e varan, son hafta ise
yüzde 17 oranında artış yaşandı. Muş'ta son 1 ayda yüzde 15 olan
artış, son haftada ise yüzde 8 azalma görüldü. Hakkari'de son 1
ayda yüzde 38 olan vaka artışı, son haftada sabit kaldı. Bitlis'te
ise son 1 aya baktığımızda yüzde 9 düşen vaka sayımız, son hafta
sabit kaldı. Bu dört ilimizde 65 yaş üstü vatandaşlarımızda görülen
vaka oranının, bu yaş grubunun nüfusa göre oranına baktığımızda
Van'da 4 kat, Bitlis, Hakkari ve Muş'ta ise yaklaşık 3 kat olduğunu
gördük. Yani büyüklerimizi koruma konusunda çok daha fazla çaba
göstermeliyiz. Onların virüse daha fazla maruz kalmasına izin
vermemeliyiz."
Koca, 4 ildeki hasta yatak kapasiteleri ve yoğun bakım
yataklarını da değerlendirerek, şunları söyledi:
"Van'da 128 olan erişkin yoğun bakım yatak sayımıza 93 yatak ilave
ederek 221'e çıkarıyoruz. Van'da yatak doluluk oranı yüzde 53,
yoğun bakım doluluk oranı yüzde 74, solunum cihazı doluluk oranı
ise yüzde 25. Bitlis'te 55 olan erişkin yoğun bakım yatak sayımızı
25 ilaveyle 80'e çıkarıyoruz. Bitlis'te yatak doluluk oranımız 43,
yoğun bakım doluluk oranı yüzde 51, solunum cihazı doluluk oranı
yüzde 47. Muş'ta yoğun bakım yatak sayımızı 38'den 10 yatak ilavesi
ile 48 yatağa çıkarmış olacağız. Muş'ta yatak doluluk oranımız
yüzde 35, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 59, solunum cihazı
doluluk oranımız yüzde 37. Hakkari'de yoğun bakım yatak sayımız
mart ayında 25 idi. Bu süreçte 19 ilaveyle yoğun bakım kapasitemizi
44'e çıkarmış olacağız. Hakkari'de yatak doluluk oranımız yüzde 51,
yoğun bakım doluluk oranı yüzde 47, solunum cihazı doluluk oranı
yüzde 25. Türkiye geneline baktığımızda yatak doluluk oranımız
yüzde 52, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 67, solunum cihazı
doluluk oranımız ise yüzde 32. Yani bu anlamda herhangi bir sorun
olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz."
"Bölgeye sağlık yatırımlarımız devam edecek"
Aldıkları tedbirlerde öncelikli hedeflerinin hasta sayısındaki
artışları durdurmak olduğunu aktaran Koca, aksi durumda sadece
kapasite artırımına yönelik bu tedbirlerin bir süre sonra çözüm
konusunda yetersiz kalma ihtimalinin bulunduğunu, filyasyon
çalışmasının salgınla mücadelede hayati öneme sahip olduğunu
vurguladı.
Van'da salgın başında 80 olan filyasyon ekip sayısını 128'e
yükselttiklerini, bugün verdikleri talimatla filyasyon ekip
sayısını bir kaç gün içinde 150'ye çıkaracaklarını dile getiren
Koca, şunları kaydetti:
"Bitlis'te salgının başında 72 olan filyasyon ekip sayımızı 90'a
çıkardık. Hakkari'de salgının başında 44 olan ekip sayımız şu an 65
oldu. Muş'ta 37 ekibimiz vardı, şu an 50 ekiple filyasyon çalışması
yapıyoruz. Van'da temaslılara ulaşma süremiz 26 saatten 17 saate
kadar düştü. Ancak bu bölgede hasta sayılarında artış halen devam
etmektedir. Bugün incelemelerde bulunduğumuz illerimizde filyasyon
için adresinde bulunamayanların oranı yüzde 9,2. Bir kez daha
temaslı ve şüphelilerin kendilerini mutlaka izole etmesi
gerektiğinin altını çiziyorum. Alacağımız tedbirlerle, bir tek
hasta kalmayıncaya kadar birlikte mücadeleye devam edeceğiz. Van'da
50 yataklı Amatem-Çamatem sağlık tesisimizi bu yıl tamamlayacağız.
75 yataklı Çaldıran hastanemizin inşaatında yüzde 95 seviyelerine
geldik. Hızlı tamamlanması için valiliğimiz ve il müdürlüğümüze
gerekli talimatları verdik. Erciş Ağız Diş Sağlığı Merkezimizin
inşaatına başladık. Bahçesaray ilçe hastanemizin arsa sorunu
çözüldü. Projelerini hazırlatarak 20 yataklı hastanemizin inşaatına
başlayacağız. 75 yataklı Başkale Devlet Hastanesi projeleri bu yıl
içinde tamamlanacak inşaatına başlanacak. Muş Malazgirt ilçemizde
24 Ağustos'ta 100 yataklı Devlet Hastanemizin inşaatına
başlamıştık. Hasköy Devlet Hastanemizin ihalesini yaptık. Ayrıca
Muş merkezde 500 yataklı bir eğitim araştırma hastanemizi yatırım
programına aldık ve projelerine başladık. Hakkari'de Derecik ilçe
hastanemizi bu yıl içinde hizmete alacağız. Yüksekova ilçemize 100
yataklı bir ek bina ve 20 ünitelik Ağız-Diş Sağlığı Merkezini
yatırım programımıza aldık. Şu an projeleri hazırlanıyor. Hakkari
merkezde ise 100 yataklı ek bina için arsa tahsis süreci
tamamlandı. Bu ay içinde proje ihalesine çıkılmış olacak. Bitlis'te
50 yataklı Amatem-Çamatem tesisimizi yıl sonuna kadar açmış
olacağız. 50 yataklı Ahlat Devlet Hastanemizin ek binasının inşaatı
devam ediyor. 50 yataklı Tatvan Devlet Hastanemizin yenileme
çalışmaları yıl sonunda tamamlanacak."
"En fazla riske maruz kalanlar sağlık personelleri oldu"
Salgının başından beri en fazla riske maruz kalanların sağlık
personeli olduğunun altını çizen Koca, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Bu büyük riske karşı ön cephede mücadele esnasında çok sayıda
hastalananımız oldu, kayıplarımız oldu. Sağlıkçılarımız fedakardır.
Ancak bu fedakarlığın dikkatsizliklere, sorumsuzluklara feda
edilmesini onlardan bekleyemeyiz. Vatandaşlarımızın tedbirlere
uymadaki ihmalleri, bizleri çok üzüyor. Lütfen tedbirler noktasında
çok daha dikkatli olalım. Bugün burada çok verimli bir saha
çalışması yaptığımız kanaatindeyim. İllerimizin sağlık yöneticileri
talimatlarımızı aldı. Görevlerinin başına dönerek gereğini hızla
hayata geçirecekler. Biz de bu çalışmaları destekleyecek imkanları
onlara sağlamak üzere üzerimize düşenleri yapacağız. Bu fırsattan
istifade ederek tekrar söylemek istiyorum, asıl görev
vatandaşlarımıza düşmektedir. Temizlik, maske, mesafe tedbirlerine
uyduğumuz ölçüde virüs o ölçüde etkisiz kalacak, o kadar çabuk
tehdit olmaktan çıkacaktır."
Bakan Koca, Van'ın Edremit ilçesindeki Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi (GAMER) toplantı salonunda Van, Muş, Hakkari ve Bitlis'in il sağlık müdürü, saha koordinatörleri ve hastane başhekimlerinin katılımıyla düzenlenen, illerdeki güncel durum, ihtiyaçlar ve sağlık altyapısının değerlendirildiği toplantı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Grip aşısını verme noktasında sorun yaşamayacağız"
Bakan Koca, bu yıl dünya genelinde grip aşısına ilgi ve talebin
olduğunu gördüklerini, üretim yapan firmaların sayısının da
arttığını söyledi.
Dünyada bu kapasitede toplamda yüzde 20 oranında bu yıl artışın
yaşandığını ancak talebin bundan daha fazla arttığını belirten
Koca, "Ülkemizde bu anlamda geçen yıl talep ettiğimiz aşıdan daha
fazlasını tedarik etmek üzere yoğun bir çaba içerisindeyiz.
Zannediyorum geçen yılların 2 veya 3, hatta 4 katı oranında bu
tedariki sağlama noktasında bir sonuç elde etmiş olacağız." diye
konuştu.
"Önemli olan herkesin grip aşısını yapmak zorunluluğu içinde
olmadığını bilebilir olmamız. Bununla ilgili bilim kurulumuz 'grip
aşısı kimler yapılmalı' şeklinde bir çalışma yapıyor. Bunu
önümüzdeki günlerde ya da bir iki hafta içerisinde açıklamış
oluruz." diyen Bakan Koca, şunları kaydetti:
"Özellikle riskli olan, mutlak yapmasını düşündüğümüz hastalarımıza
yapma noktasında bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Bölge için de
yaşlı nüfusun çok yüksek olmadığını, yüzde 4,8 oranında olduğunu
biliyoruz. Bölgede de bu anlamda riskli hastalarımıza grip aşısını
verme noktasında sorun yaşamayacağımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bunun dışında geçen hafta 6 ille ilgili yapılan değerlendirme
sonrası yüzde 30 ile 70 arası değişken oranda hasta sayısının
azaldığını ifade etmiştim. Bu hafta boyunca yine bütün illerimizde
bu azalışın kısmen de olsa devam ettiğini, kimisinde sabit
kaldığını ama yükselen biri ilimizin olmadığını söyleyebilir. Altı
için söylüyorum."
"İstanbul'da şu an ilave pandemi hastanesine ihtiyacımız bulunmuyor"
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Heybeliada Sanatoryumuna ilişkin
soru üzerine şunları söyledi:
"Burası 2005'e kadar hastane olarak kullanılan bir yerdi. 2005'ten
sonra tüberküloz hastalarının oraya gönderilmesiyle ilgili bir
ihtiyaç ortadan kalkmıştı ve o dönemde hastane olarak kullanımının
devam etmemesine karar verildiğini biliyoruz. 2005 yılından bu yana
yani 15 yıllık zaman diliminde bu binalar kullanılmıyor.
Dolayısıyla kullanılabilir durumda da değil. Bu dönemde pandemi
hastanesi için gündeme geldi. İstanbul'da toplam 2 bin 16 yatak
kapasitesi olan iki tane pandemi hastanesini açmış olduk bu
süreçte. Dolayısıyla bu hastanelerden sonra İstanbul'da şu an ilave
pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söyleyebilirim. Bu
arsanın yeri, mülkiyeti Sağlık Bakanlığı'na ait değil. Milli
Emlak'ta. İki yıldan fazla zaman önce Milli Emlak tarafından
Diyanet İşleri Başkanlığımıza tahsis edildiğini biliyoruz. Bizim şu
dönemde pandemi hastanesine ihtiyacımız yok. İki yıl zaman
diliminde Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu yere herhangi bir
yatırım yapmadığını ve bir inşaat faaliyetinin olmadığını
biliyoruz. Eğer bu süreçte tahsis edilen amaç doğrultusunda Diyanet
İşleri Başkanlığı değerlendirmeme noktasına bir irade beyanında
bulunursa biz de bu süreçte pandemi hastanesine ihtiyacımızın
olmadığını söylüyoruz ama buna rağmen böyle bir irade ortaya
konulursa sağlık amaçlı değerlendirmeyi gündemimize alabileceğimizi
söylemek istiyorum."
Koca, yeni açılan hastanelere personel alımıyla ilgili soruyu da
"Bu yeni hastanelerimizle birlikte personel alımı gündemimize
gelebilir. Bununla ilgili çalışıyoruz. Bu dönemde de personel alımı
yer yer yaptığımızı da söylemek istiyorum." şeklinde yanıtladı.
"Herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor"
Bakan Koca, özellikle salgının yaşandığı bu dönemde herkesin
tedbirlere uymasını istedi.
Hiç kimsenin salgınla mücadelede dışarıda kalmaya hakkının
olamayacağını vurgulayan Koca, şöyle devam etti:
"Özellikle sorumluluk sahibi olan kişilerin, bu milletvekili de
olabilir, bürokrat da olabilir, yönetici de olabilir, sorumluluk
sahibi olan kişilerin daha ciddi anlamda sorumluluğun gereğini
yapabiliyor olması gerektiğini düşünüyorum. İnsandan insana geçen
salgını giderek daha da artırabilecek olan mekanların, ortamların
oluşturulmaması, bu noktada vatandaşımıza sorumluluk sahibi olan
kişilerin daha çok örnek olması gerektiği kanaatindeyim.
Dolayısıyla bu anlamda herkesin üzerine düşen sorumluluğun gereğini
yaparak bu salgınla mücadelede yer alması gerektiği
kanaatindeyim."
Aşı çalışmaları
Dünya genelinde yürütülen aşı çalışmalarını değerlendiren Koca,
şu bilgileri aktardı:
"Almanya'da yapılan çalışmayla ilgili biliyorsunuz şu an Faz 3
çalışmasına kadar gelmiş bulunuyoruz. Bu Faz 3 çalışmasına
Türkiye'de de başlandı. Yani dosyasının yeterli olduğu, hayvan,
fare ve maymun çalışmalarının yapıldığını, Faz 1, Faz 2 dediğimiz
insan çalışmalarının da yapıldığını ve buralarda başarılı sonuçlar
elde edildiğini, Faz 3'ün daha geniş insan topluluğu ve birden
fazla ülkede yapılması gereken bir dönem. Onunla ilgili de
Türkiye'de biliyorsunuz 10'a yakın üniversitemiz bu anlamda bu
çalışmayı bakanlığımızın izin vermesiyle başlatmış oldu. Bir diğer
çalışma, bahsettiğiniz Oxford'un çalışması. Onunla ilgili bir
reaksiyon geliştiği için şimdilik durduruldu ama önümüzdeki dönemde
bununla ilgili daha net bilgiler elde etmiş olacağız. Bir diğer
Türkiye'de yapılan çalışma ise Çin'de Sinovac dediğimiz aşıyla
ilgili yine dosyası bizim Aşı Bilim Kurulu tarafından yeterli
görülen, hayvan çalışmaları, Faz 1, Faz 2 dediğimiz insan
çalışmaları yapılıp uygun görülen, Faz 3 çalışması için de bize
müracaat edildi. Bakanlık olarak Faz 3 çalışmasına izin verildi.
Hacettepe Üniversitesi sorumluluğunda 10 merkezde Faz 3 çalışması
başlamış oldu. Bu Faz 3 çalışmalarına Türkiye'de biz niye
veriyoruz. Burada izin vermemizdeki temel amaç şu; Faz 1, Faz 2
insan çalışmaları yapılmış olan, toksik etkisi olmayan, daha geniş
insan topluluğuna ve birden fazla ülkede yapılma zorunluluğu olduğu
için biz burada özellikle insanımızın, Türkiye'de genetik
farklılıkları dahil olmak üzere bu aşıların etkisini ayrıca bilmek
istiyoruz. Çünkü ona göre reaksiyon almak istiyoruz."
Rusya'da yapılan aşıyla ilgili Faz 3 çalışması için kendilerine
müracaat edildiğini anlatan Koca, sözlerini şöyle tamamladı:
"Faz 3 çalışmasıyla ilgili müracaat edilen dosyanın yeterli
olduğunu, hem fare hem maymun hem Faz 1, Faz 2 çalışmalarının
yapıldığını gördük. Bunu bize sundular. Aşı Bilim Kurulu önümüzdeki
günlerde bu konuyla ilgili değerlendirmesini yapmış olur.
Muhtemelen önümüzdeki hafta Rusya'daki aşının Faz 3 çalışmasına da
izin verebiliriz. Ayrıca bizim Türkiye'de yaptığımız çalışmalarımız
var. Toplam 13 tane aşı çalışması var. Bu aşı çalışmalarını Faz 1
çalışmasına kadar gelmiş oldu ama Faz 1 çalışması daha başlamadı.
Önümüzdeki haftalarda Faz 1 çalışması başlayabilir ama aşının
ortaya çıkması sanırım 2021'in başlarında olur. Yani nisan, mayıs
ya da haziran aylarında olabilir. Hem Pfizer hem Çin Sinovac hem
Rusya'nın aşılarının yıl bitmeden de piyasaya verileceği kanaati
taşıyorum. Bununla ilgili de ayrıca bağlantılarımızın, iş
birliğimizin olduğunu da söylemek istiyorum."