Parçalanmış cesedi bulundu başı ve gövdesi kayıp! Vahşette annenin o sözleri yürek yaktı
ANTALYA'da geçen sene ocak ayında kayıp olarak aranırken, bu yıl nisanda öldürüldüğü ortaya çıkan ve foseptikte parçalanmış cesedi bulunan Süleyman Eken'in (54) cinayet sanıkları Oktay ve Mehmet Yılmaz kardeşlerin yargılanmasına başlandı. Süleyman Eken'in annesi Sultan Akhan (74), oğlunun ceset parçalarının bulunmasını istedi.
Muratpaşa ilçesi Deniz Mahallesi'nde oturan Süleyman Eken'den haber alamayan Diyarbakır'daki annesi Sultan Akhan, geçen yıl 13 Ocak'ta polise kayıp başvurusunda bulundu. Sultan Akhan'ın oğluyla en son 8 Ocak'ta görüştüğünü bildirmesi üzerine harekete geçen ekipler, Eken'in yalnız yaşadığı evde inceleme yaptı. Arama çalışmalarında Süleyman Eken'e ulaşılamadı. Soruşturmayı devralıp özel bir ekip kuran Cinayet Büro Amirliği, Eken'in kaybolduğu tarihten itibaren güvenlik kamerası ve cep telefon kayıtlarını incelemeye aldı. Polis, teknik ve fiziki takiple Süleyman Eken'in, en son kadın kuaförü Oktay Yılmaz ve kardeşi Mehmet Yılmaz ile görüştüğünü belirledi. Eken'in telefon sinyalinin de son olarak Döşemealtı ilçesi Çıplaklı Mahallesi 412 Sokak'taki Oktay ve Mehmet Yılmaz'ın anneleri Gülger Yılmaz'a ait evden alındığı tespit edildi.
CESEDİN PARÇALARI FOSEPTİKTE BULUNDU
Polis, nisan ayında evin çevresinde iş makineleriyle kazı
gerçekleştirdi. Kadavra köpeğiyle yapılan aramada Süleyman Eken'e
ait cesedin parçaları, evin bahçesindeki foseptikte bulundu. Tüm
aramalara rağmen cesedin başıyla göğüs kafesine ulaşılamadı.
Gözaltına alınan Oktay ve Mehmet Yılmaz kardeşler tutuklandı.
Kardeşler için hazırlanan iddianamede, sanıkların ayrı ayrı
ağırlaştırılmış ömür boyu hapsi istendi. Ayrıca sanıkların Eken'e
yönelik 'yağma', 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlarından
da ayrı ayrı 22 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
YARGILAMA BAŞLADI
Sanıkların, Antalya 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yargılanmasına başlandı. Oktay ve Mehmet Yılmaz kardeşler,
koronavirüs testleri pozitif çıkınca duruşmaya katılamadı. Ölen
Süleyman Eken'in annesi Sultan Akhan ile taraf avukatları ise
salonda hazır bulundu. Maktulün annesi Sultan Akhan, sanıkların en
ağır cezaya çarptırılmasını istedi. Tanıklardan Mehmet Yılmaz'ın
eşi olay günü eşini kardeşi Oktay'ın çağırdığını ve bir iki saat
sonra geri geldiğini söyledi. Mahkeme heyeti, sanıkların
tutukluluğuna devam kararı verip duruşmayı sanıkların ifadelerinin
alınması için erteledi.
'ADİL BİR SONUÇ ÇIKACAĞINDAN ŞÜPHE
DUYMUYORUZ'
Duruşma sonunda maktul yakınları, gazetecilere açıklamada bulundu.
Avukat Hüseyin İlerioğlu, sanıklardan Mehmet Yılmaz'ın eşinin
verdiği ifadenin, iddialarını doğruladığını belirterek, “Biz
ısrarla maktulün ceset parçalarının bulunduğu evin anahtarının
sanığın eşi ve kayınvalidesinde olduğunu söylemiştik. Sanık Mehmet
Yılmaz'ın eşi de bunu teyit etti. Ayrıca, tanığın mahkemedeki
ifadeleri polis merkezindekilerle çelişkiliydi. HTS kayıtlarında
Yılmaz kardeşlerin ceset parçalarının atıldığı fosseptiğin
bulunduğu evde oldukları sabit. Suç sabittir. Savcılık detaylı
araştırma yapmıştır. Allah kendilerinden razı olsun. Sonucun ne
olacağı bellidir. Adil bir sonuç çıkacağından hiç şüphe duymuyoruz.
Mahkeme başkanı da gerekli olan konuları irdeledi" dedi.
'O EKSİK PARÇALARI İSTİYORUM'
Anne Sultan Akhan da oğlunun cinayet sanıklarından alacaklı
olduğunu ifade ederek, “Onu parasını vermek için çağırmışlar.
Parasını almak için gitmiş. Vermemişler. Oğlumu evlerinde
öldürmüşler. Parçalamışlar. Oğlumun bazı parçaları yok. Ben o eksik
parçaları istiyorum. Siz de ana yüreğini bilirsiniz. Benim ana
yüreğim yanıyor. Neden yüreğimi yaktılar? Ben bir anneyim. Tek
oğlumu benden aldılar. Bizden ne istediler? Oğluma temsili bir
mezar yaptık. Ancak parçaları eksik. Bu bir vahşettir. Adalete
güveniyorum" diye konuştu.
Maktulün dayısının oğlu Abdülhamit Akhan ise Süleyman Eken'i
öldürenler için adalet istediğini belirterek, şunları söyledi:
“Cenazemizin başı ve göğsü hala bulunamadı. Öylesine temsili bir mezar yaptık. Anne yüreğindeki ateşin dinmesi için devletin kalan ceset parçalarını da bulmasını istiyoruz. Hangi çağdayız? Bu insanlar bir cana nasıl kıyıp, parça parça ediyorlar?"