ÖSYM'ye sınav iptal ettiren skandal!
Avukatların hâkim-savcılığa geçiş sınavında usulsüzlük yapıldığına yönelik soruşturmada, ÖSYM’nin savcılığa suç duyurusunda adı geçen 10 şüpheli yerine başka 10 adayın adını ‘şüpheli’ diye gönderdiği ortaya çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2013'te takipsizlik kararıyla kapatıp geçtiğimiz günlerde resmen yeniden başlattığı, 6 Mayıs 2012'deki avukatların hakim savcılığa geçiş sınavında usulsüzlük yapıldığına yönelik soruşturmadan gariplikler çıktı.
Yeniden soruşturma açılmasına karşılık, CHP Konya Milletvekili
Atilla Kart'ın suç duyurusu dilekçesindeki ve ÖSYM'nin savcılığa
bildirdiği adaylardan 9'unun, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın 29
Ocak'ta MEB şura salonunda katıldığı kura töreniyle hakim,
savcı olduğu ortaya çıktı. Ayrıca Kart'ın dilekçesindeki 8 kişinin
de Adalet Bakanlığı'nın üç ayrı dönemde mülakat yapmasına karşın
aynı tarihteki mülakata alınarak aday kabul edildikleri ortaya
çıktı.
ÖSYM, 6 Mayıs 2012'de avukatlar için adli yargı hakim ve savcı
adaylığı sınavı yaptı. Sınav sonuçları 30 Mayıs 2012'de açıklandı.
Sınav sonuçları açıklanmadan 13 gün önce, internette,
"Razmoni" rumuzlu bir kişi; sınavı 250-300 kişinin
kazanacağını, hiçbir sorunun iptal edilmeyeceğini ve birincisinin
A.K. olacağını yazdı. Sınavın sonucu da aynen bu şekilde
gerçekleşti. A.K., 93,5 puanla sınavı kazandı.
CHP'li Kart, 10 Temmuz 2012'de suç duyurusunda bulundu. Kart, suç
duyurusunda, aynı adreste oturan, aynı büroda görev yapan, kardeş
olan, evli olan, AKP teşkilatlarında çalışan, cemaat bağlantılı
olduğu iddia edilen S.A., H.B., O.B., A.A., N.K., S.K., A.K.N.,
H.K.'nın rumuzlu kişilerin puanlarının araştırılmasını istedi.
ÖSYM SINAVI İPTAL ETTİ
Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, Savcı Ömer Faruk Tezel,
Kart'ın suç duyurusu üzerine soruşturma başlatırken, ÖSYM ise
İnceleme Komisyonu'nun 28 Ağustos 2012 tarihli raporundaki, somut
bir delil olmasa da sınav sorularının sınavdan önce bir kısım
adaylara ulaştırıldığı, sınavın ölçme ve seçme niteliğini kaybetmiş
olduğu, gizlilik ve güvenlik içerisinde gerçekleşmediği yönündeki
kanaat için yeterli ortamın olduğu görüşü doğrultusunda 29 Ağustos
2012'de sınavın iptaline karar verdi.
Sınava katılanlardan biri, ÖSYM'nin işlemine karşı dava açtı.
Ankara 2. İdare Mahkemesi, şüphe ve sanal ortamda yapılan dedikodu
mahiyetindeki duyumların sınavın iptalini gerektirecek nitelik ve
yeterlilikte olmadığı, sınav soru ve cevap anahtarının önceden bazı
adaylara ulaştırıldığının somut olarak belgelendirilemediği
gerekçesiyle ÖSYM işleminin yürütmesini durdurdu. Böylece sınava
katılanların puanları da geçerli sayılmış oldu.
SAVCI TAKİPSİZLİK VERDİ
Bu arada ÖSYM, Kart'ın bildirdiği adaylar yerine, girdikleri
sınavlarda daha önceki sınavlara benzer puan alan 10 adayın adını
'şüpheli' olarak savcılığa gönderdi. Soruşturmayı yürüten savcı
Tezel de, Kart'ın dilekçesindeki isimleri araştırmaksızın ÖSYM'nin
bildirdiği isimler üzerinden soruşturmayı yürüttü ve 5 Mart 2013'te
takipsizlik kararı verdi. Kararda, Adalet Bakanlığı ve ÖSYM
görevlilerinin soru ve cevapları ele geçirdikleri, adayların ise bu
soru ve cevapları aldıklarına ilişkin somut bir delil bulunamadığı
belirtildi.
17 Aralık operasyonunun ardından iktidar ile cemaat arasında
başlayan "paralel devlet" tartışmaları sürerken,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararıyla kapatılan bu
soruşturma dosyasını 2014/20429 hazırlık numarası ile yeniden
açtı.
TAM BİR GARABET VE KAOS
Atilla Kart konuyla ilgili şunları söyledi: "Bir taraftan bu yapı
(cemaat), diğer taraftan ÖSYM iptal ediyor ama sen Adalet Bakanlığı
olarak mülakata devam ediyorsun. Bu tam anlamıyla bir kaos
ortamıdır. Bir taraftan sınavın iptali var. İptalini iptal eden
yargı kararı var. Bir taraftan iptale rağmen yapılan mülakatlar
var. Gerçekten tam bir kaos ve garabet. Tamamen yüzeysel
bir soruşturma yapıldı ve o zamanki konjonktüre göre üzeri örtüldü.
Suç var, suç ilişkisi var ama suçlular yok. Garip bir tablo. Aynı
mülakata alınıp ataması yapılanlar belli ki iktidar ilişkileri
içinde özel olarak bunlar korunan kişiler. Bunların da elbetteki
üzerine gideceğiz. Onlar hakim savcı olarak da atanmış olsalar
bunun peşini bırakmayacağız. Hadi o zaman cemaat vardı. Ama şimdi
sen ne yapıyorsun. Cemaatin yaptığı usulsüzlük ve haksızlıklardan
sana yarayanları koruyorsun iktidar olarak. Onu alarak
kullanıyorsun. Yani tipik bir AKP karakteristiği. Bu fotoğrafı
ortaya koyup olayın üzerine gideceğiz."