ÖSYM davalık oldu
Ankara Barosu, ÖSYM Başkanlığının 23 Mart 2014 YGS soru ve cevaplarının yayınlanmayacağına ilişkin kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Ankara İdare Mahkemesinde dava açtı
Ankara Barosu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)
Başkanlığının 23 Mart 2014 Yükseköğretime Geçiş Sınavının (YGS)
soru ve cevaplarının yayınlanmayacağına ilişkin kararının
yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Ankara İdare
Mahkemesinde dava açtı.
Dava dilekçesinde, ÖSYM Yönetim Kurulunun 12 Mart 2014 kararı
kapsamında rastgele seçilen bazı soruların adayların incelemesine
açıldığı, 6495 sayılı Kanun uyarınca sınavlara ait soru ve
cevapların Bilgi Edinme Hakkı Kanununun kapsamı dışına çıkarıldığı
anımsatıldı.
ÖSYM'nin "Temel Soru Kitapçığı" adı altında
internet sitesinden yayımlanan sorular dışında kalan ve artık
Merkeze ait gizli bilgi olarak nitelenecek tüm soruların yazılı,
görsel veya işitsel olarak herhangi bir yolla bütün olarak veya
kısmen paylaşılması halinde kişi ve kuruluşlar hakkında ilgili
mevzuat çerçevesinde gerekli yasal işlemlerin başlatılacağının
bildirildiği hatırlatıldı.
Dilekçede, Ankara Barosunca yapılan yazılı başvuru üzerine,
ÖSYM'nin işlemde kişilerin hak arama hürriyetinin kısıtlanması gibi
bir durumun asla söz konusu olmadığının belirtildiği aktarıldı.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 15 ile 28. maddeleri arasında hakkın
sınırlarının belirlendiği anlatılan dilekçede, yargı denetimi
dışında kalan idari işlemler, devlet sırrı niteliğindeki, ülkenin
ekonomik çıkarına, sivil veya askeri istihbarata, idari
soruşturmaya, adli soruşturma ve kovuşturmaya, özel hayata,
haberleşmeye ilişkin bilgi veya belgeler ile ticari sır
niteliğindeki, fikir ve sanat eserlerine, kurum içi düzenlemelere,
kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiyelere, tavsiye taleplerine
ilişkin bilgi veya belgelerin bunlar arasında sayıldığı
bildirildi.
Bu çerçevede sayılan madde hükümlerinin dava konusu kararı
kapsamadığı savunulan dilekçede, bu sınırların düzenleniş
itibariyle istisna teşkil etmekle birlikte bilgi edinme hakkının
alanını daralttığı ifade edildi.
Öğrenim hakkının en genel anlamıyla, istenilen, ihtiyaç duyulan
bilgiyi meşru kıstaslar çerçevesinde başka hiçbir engelle
karşılaşmaksızın arayabilme, bulabilme kısacası öğrenebilme hakkı
olarak tanımlanabileceği belirtilen dilekçede, "Anayasa ve Yasa
hükümleri çerçevesinde ÖSYM'nin YGS gibi bir seviye tespit
sınavının soru ve cevaplarını açıklamaması, Anayasa ile tanınan
temel hak ve özgürlüklerin ölçüsüz olarak sınırlanması ve
demokratik toplum düzeni ve şeffaflık ilkesine aykırılık teşkil
etmektedir" ifedelerine yer verildi.
Öğrenciler için sınav sonrasında yanlışları-doğruları bilmenin en
doğal hak olduğu vurgulanan dilekçede, "Bu anlamda
soruların gizlenmesi doğru olmaz. Sınavdan sonra bütün soruların
açıklanması gerekir ki; eğitimciler tarafından sorular ve cevapları
tartışılabilsin incelenebilsin ve hatalı soru varsa tespit edilip
iptal edilebilsin. Eğitimde esas olan öğrencilerin öğrenmesine,
bilgiye erişime olanak vermektir. Bu da gizlilikle
sağlanamaz" görüşüne yer verildi.
Dilekçede, bu gerekçelerle ÖSYM Başkanlığının 23 Mart 2014 YGS
sınavının soru ve cevaplarının yayınlanmayacağına ilişkin 12 Mart
2014 tarihli Yönetim Kurulu Kararının iptali ve yürütmesinin
durdurulması, Bilgi Edinme Kanunu'nun 2. Maddesine eklenen
"Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı tarafından
uygulanan sınavlara ait soru ve cevaplar bu Kanun kapsamı
dışındadır" hükmünün itiraz yoluyla iptali için Anayasa
Mahkemesine başvurulması talep edildi.