"Lahana kanser hücresinin oluşması ve çoğalmasına karşı önleyici bir besin"
Acıbadem Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Rabia Özaslan, lahananın kanser hastalığına karşı önemli bir besin olduğunu belirterek,
"Lahananın sindirildikten sonra ortaya çıkan metabolitileri var. Bunlar C vitamini, E vitamini ve enzimler (süperoksit dismutaz, peroksidaz, katalaz) üretmesinden dolayı kanser hücresi oluşumunun engellenmesinde önemli bir rol oynuyor. Yine aynı zamanda da oluşmuş kanserin vücutta çoğalmasını ve diğer bölgelere de sıçramasını engellemede etkili oluyor" dedi.
Çağın hastalıklarından olan bulaşıcı hastalıklardan korunmanın
en önemli yolunun bağışıklığı güçlendirmek olduğunu söyleyen
Beslenme ve Diyet Uzmanı Rabia Özaslan, lahananın A, C ve K
vitaminleri bakımından zengin bir besin maddesi olduğunu belirtti.
Lahananın ayrıca yaşlanmaya karşı da etkili olduğunu kaydeden
Özaslan, "Kış mevsimi, sağlığımıza yararlı bir besinin de
sofralarımızda yer almasını sağlıyor. Lahana çok önemli bir kış
sebzesidir. Besleyicidir ve yararları sayılamayacak kadar çoktur.
Besleyici özelliği içermiş olduğu vitamin, mineraller ve
antioksidanlar sayesindedir. En önemli özelliklerinden bir tanesi
de önemli bir lif kaynağı olmasıdır. Lahana A,C ve K vitamini
yönünden zengindir. Günümüz hastalığı olan bulaşıcı hastalıklardan
korunmanın en önemli yollarından biri de bağışıklığı
güçlendirmektir. Bu vitaminler de bağışıklık sistemini oldukça
güçlendirmektedir. Potasyum yönünden zengindir. Bu da kan basıncını
düzenler, aynı zamanda iyi bir lif kaynağıdır ve sindirim
sistemimizin çalışmasına yardımcı olması ile zayıflamamızı
kolaylaştırması açısından önemlidir. Alkali bir besindir, iyi bir
probiyotikdir. Antibakteriyel bir yapısı vardır. Kolesterol
düşürücü etkisi vardır. Karaciğer koruyucu bir etkisi vardır.
Yaşlanmaya karşı koruyucu bir etkisi vardır” dedi.
Lahananın aynı zamanda anti besleyici özelliği olduğuna dikkat
çeken Özaslan, fazla tüketildiğinde bazı toksik etkiler ortaya
çıkardığını söyleyerek şu bilgileri verdi:
“Fazla tüketmek vücutta toksik etkiler oluşmasına neden olabilir.
Bazı durumlarda ise, bazı hastalıklara zemin hazırlaması nedeniyle
uzak durulması gereken bir besindir. Şöyle ki lahana bir
guatrojenik besindir ve guatr hastalığından dolayı troit bezinin
nodülleri bulunan hastaların da tüketmemesini öneriyoruz. Çünkü
lahana bu hastalarda tüketildiğinde troitlerde büyüme yapmakta ve
dolayısıyla zarar vermektedir."
"Lahana kanser hücrelerinin engellenmesine yardımcı oluyor”
Lahananın sindirilmesinin ardından ortaya çıkan C ve E vitaminleri
ve bazı antioksidan enzimlerin kanser hücrelerinin oluşması ve
çoğalmasının engellenmesinde yardımcı olduğunun altını çizen
Özaslan, "Lahana kansere karşı koruyucu bir özellik taşıyor. ’Bunu
nasıl yapıyor?’ diyecek olursak, lahananın sindirildikten sonra
ortaya çıkan metabolitileri var. Bunlar C vitamini, E vitamini,
karotenoidler ve enzimler, antioksidan enzimler (süperoksit
dismutaz, peroksidaz, katalaz) üretmesinden dolayı kanser hücresi
oluşumunun engellenmesinde önemli rol oynar. Yine aynı zamanda da
oluşmuş kanserin vücutta çoğalmasının ve diğer bölgelere de
sıçramasının engellemesine yardımcı olurlar. Bazı hücrelerin
karakter değiştirerek çoğalmasını da önleyerek yine kanserin
oluşmasını engellemekte faydaları vardı. Bu anlamda lahana kansere
karşı etkili olan antioksidan yönünden oldukça zengin bir besindir”
dedi.
"Kırmızı lahana yeşil lahanadan bir tık önde"
Solucanlar üzerinde yapılan deneyde kırmızı lahananın yeşil
lahanaya göre yaşam süresini uzattığı sonucuna ulaşıldığını
sözlerine ekleyen Rabia Özaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kırmızı lahana, yeşil lahanadan bir tık daha önde bir besin. Bunun
sebebi ise yine antioksidanlar yönünden oldukça zengin olmasıdır.
Kırmızı lahananın içerisinde özellikle kırmızı rengini almasıyla da
ön plana çıkan bir pigment var. Bu pigmentin adı antosiyanindir.
Antosiyanin sayesinde kalp ve damar hastalıkları açısından riskli
olan insanların özellikle tüketmesini öneriyorum. Çünkü riski
azaltmaya yardımcı oluyor. Ailesinde genetik olarak bu tür hastalık
bulunanların sofralarında lahanaya yer vermeleri gerekir. Çünkü
kırmızı lahana kalp hastalıkların oluşumunun engellenmesine de
yardımcı oluyor. Bir yandan da hipertansiyona karşı etkili. Çünkü
trombosit oluşumunu içerdiği çok fazla polifenol sayesinde
engelleyerek, hipertansiyonun da engellenmesine yardımcı oluyor.
2021 yılında yayınlanan bir dergide kırmızı lahana ile yeşil lahana
kıyaslanmış ve solucanlar üzerinde de bir deney yapılmış. Kırmızı
lahananın, yeşil lahanaya oranla yaşam süresini uzattığı sonucuna
ulaşılmış. Ancak henüz insanlarda yapılmış bilimsel bir araştırma
sonucu yok.”
“Makul miktarda tüketin”
Lahananın yararlarını öğrenen pek çok kişinin bu sebzeyi fazlasıyla
tüketmeye çalıştığını belirten Özaslan, “Fakat her besinde olduğu
gibi lahanayı tüketirken makul sınırları aşmamak gerekiyor. Faydalı
özelliklerinden daha çok yararlanmak amacıyla çok sık ve çok
miktarda yenilmemelidir. Sebze yemeği ya da salata olarak
tüketilebilir. Bu besini salatalarınızda günlük tüketmeniz yeterli
olacaktır. Özellikle kanser hastaları, ’kanser önleyici etki’
özelliğini öğrenince daha fazla tüketmek istiyorlar ama onları da
uyarmak isteriz. Kırmızı lahana, kemoterapi ilaçları ile etkileşime
girebilir, suyunu sıkıp veya gereğinden fazla tüketirseniz
tedavinizi olumsuz yönde etkiliyor olabilirsiniz. Az ve kararınca
tüketmenizi tavsiye ederim" dedi.