Koronavirüs temizlik hastalığı misofobiyi tetikledi
KORONAVİRÜSLE mücadelede uygulanan kişisel hijyen önlemleri, bazı kişilerde misofobik (mikroplardan, kirlenmekten, kirletmekten ya da kirli yerlerden aşırı derecede korkma hastalığı) tetiklenmelere neden oluyor. Mikrop bulaşması endişesiyle hayatını olumsuz etkileyecek düzeyde önlem alan vatandaşlar, bu histen kurtulamadığı için büyük zorluk yaşıyor.
Psikolog Ferhan Bıçakçılar, "Misofobide dünyaya karşı 'yetersizlik' duygusuna yönelik bir savaş veriliyor ve kişi, topunun ve tüfeğinin hijyen maddeleri olduğunu düşünüyor" dedi.
Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs, dezenfektan, kolonya ve çeşitli hijyen maddelerinin kullanımını beraberinde getirdi ancak alınan kişisel hijyen önlemleri bazı durumlarda kişinin korku ve kaygı düzeyini kontrol edememesine yol açabiliyor. Bazı kişiler, mikrop bulaşması endişesiyle hayatını olumsuz etkileyecek düzeyde önlem alarak, misofobik tetiklenmeler yaşayabiliyor. Psikolog Ferhan Bıçakçılar, "Misofobi, buna yakalanmış kişinin düşüncelerinde yaratmış olduğu pislik üzerine kuruludur. Kişi bir paketi yüzlerce kez yıkasa da zihninde temizlik hissi yaratmadan ondan kurtulamaz. Tedavi sürecinde misofobinin bir sonuç olduğunu kabul ederek, bunun nedenleri üzerine gideriz ve kişilerde farkındalık yaratmaya çalışırız. Beynin 'Her an, her yerde bir mikrop var ve beni alt edecek, ben ise onunla baş etmekte yeterli değilim' şeklinde bir algısı var. Dünyaya karşı yetersizlik duygusuna yönelik savaş veriliyor. Bu yüzden kişi, topunun ve tüfeğinin hijyen maddeleri olduğunu düşünüyor" dedi.
‘TÜM DÜNYA MİSOFOBİ OLDU’
Misofobinin halk arasında temizlik ve titizlik hastalığı olarak
bilindiğini ifade eden Bıçakçılar, "Misofobi daha çok tiksinti,
mikroplarla uğraşma ve bunlara karşı hijyen maddelerini kullanma
olarak karşımıza çıkar. Misofobi, obsesif kompulsif takıntı
hastalıklarının şemsiyesi içinde yer alır. Misofobik kişiler
hayatlarındaki her şeyi kirli, pis olarak tanımlar ve sürekli
onları temizlemek için hareket ederler. Pandemiyle birlikte bu
hastalarda bazı farklılıklar oldu. Öncelikle biraz normalleştiler
çünkü bütün dünya misofobi oldu. Sokaktan gelen her şeyin üzerinde
bir virüs varmış ve bu virüs bizi yakalayacakmış gibi hissettik.
Zaman geçtikçe ve bunun böyle olmadığı anlaşıldıkça, insanlar
normalleşmeye başladıkça misofobik kişilerin fobileri daha çok
arttı. Şu anda da bu takıntı inanılmaz yüksek derecede seyrediyor.
Çok fazla deterjan, çamaşır suyu kullanıyorlar. Mikrop algısından
kurtulmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hijyen ürünlerini çok
fazla kullandıkları için alerjik reaksiyonlar beraberinde geliyor"
diye konuştu.
BUNLARI YAPIYORSANIZ DİKKAT
Sağlıklı bireylerin de bazı fobik reaksiyonlar gösterdiğini ifade
eden Bıçakçılar, "İçinde bulunduğumuz bu dönemde sağlıklı
bireylerin de misofobik tetiklenmesi olur. Şu dönemde belki hepimiz
biraz böyleyiz. Eskiden yapmadığımız bir davranış değişikliğini
kazandık. Bu dönem geçtikten sonra hala bunu yapmaya devam
ederseniz, misofobi kapınızı çalmaya başlamış demektir. Evde
otururken bile havadan bir mikrop gelecek ve elinize dokunacakmış
gibi dezenfektanla yaşıyorsanız, silmenize rağmen bölgenin hala
temiz olduğuna ikna olmuyorsanız dikkatli olun" dedi.
'ZAMAN GEÇTİKÇE TEDAVİ ZORLAŞIYOR'
Tedavi sürecinde erken tanının öneminin çok büyük olduğunu söyleyen
Bıçakçılar, "Geçmişten gelen bir problemse ve çok daha örüntülü bir
biçimde hayatın içinde yer aldıysa, o zaman tedavisi daha zor. Çaba
ve çok daha sabır gerektiriyor. Misofobi böyle durumlarda zaman
zaman şekil değiştiriyor. Örneğin temizlik ürünleri kullanımı
bitiyor, düzen başlıyor, düzen bitiyor, kapı kolunu üç kez silmek
başlıyor. Farklı geçişlerle karşılaşıyoruz. Ancak ne kadar erken
fark edilirse o kadar kolay halloluyor" diye konuştu.