Memur Haber Mobil Uygulama
Memur Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Memur Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Önce dünkü gazetelerden bir haber ile başlayalım:
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Güllük beldesinde atık su artıma
tesisinde metan gazı zehirlenmesi sonucu yedi işçi feci şekilde can
verdi.
İşçilerin cenazesinde vatandaşlar "İş yeri sağlığı ve iş
yeri güvenliği burada ihmal edildi. Firma gerekli önlemleri almadı.
Bir hafta önce işe başlayan gence bile bile ölüme götürdüler.
İşçilere gaz maskesi verilmedi. Alarm cihazı yok. Buradan başta
Başbakan olmak üzere tüm bakanlara çağrıda bulunuyoruz. Bu işin
peşini bırakmasınlar." diye tepki gösterdi.
Kamu Makamları İhmali Biliyor muydu?
İşçilerin cenazesinde konuşan Makine Mühendisleri Odası Milas
Temsilcisi Onur Onay "Makine Mühendisleri Milas Temsilciliği
olarak tesisle ilgili bilirkişi raporu hazırladık. Tesisin
çalışmasının sakıncalı olduğunu raporla belirttik.
Borularla taşınan suya deniz suya karıştırıldığına dair
rapor sunduk. Tesisin geçici kabulü bile yapılmaması gerekliydi.
Tesisin çalışmasının sakıncalı olduğuna dair raporu yetkililere
verdik. Burada büyük ihmaller var. Denizli şubemiz ihmalleri
araştırıyor." diye konuşuyor.
Yani ölüm göz göre göre değil, bağıra bağıra gelmiş!
Ne denetim sorumluluğu kendisinde bulunan müdahale etmiş, ne de
yerel yetkililer.
İşçilerin ölmesi beklenmiş göz göre göre…
Ölen Öldüğü İle mi Kalacak?
Milas Kaymakamı ise “Metan gazı oksijenden daha ağır olduğu
için dibe çöküyor. Bacadan çıkıp gitme durumu yok. Dipte olan bir
olay zaten. Maalesef 7 vatandaşımızı da kaybettik. Olayla ilgili
soruşturma başlattık." ifadelerini kullanıyor.
Soruşturma nereye varacak Allah bilir… Şimdiye kadar iş kazalarında
ne oluyorsa o olacak diyor kimisi, bilmiyoruz…
Ölen öldüğü ile mi kalacak diye geliyor insanın aklına.
Kesin olan bir şey var, o da olan ölen işçilerin ailesine oldu.
Zira ateş düştüğü yeri yakıyor.
İş Kazası Haber Değeri Taşır mı?
Bu aktardığım haberi okumuşsunuzdur demiyorum, zira iş kazası
haberleri ya kibrit kutusu kadar haber oluyor gazetelerde, yada
altıncı sayfa haberi olarak veriliyor.
Niye haber yapılsın ki, okunurluğu yok… Zaten üç gün sonra
unutulacak…
İş kazaları o kadar kanıksanmış ki ülkemizde, haber değeri
taşımıyor!
Hani bir köpek adamı ısırırsa haber olmaz, ama adam köpeği ısırırsa
haber olur derle ya. İş kazalarının olmaması haber olacak nerede
ise!
Mucize sayın seyirciler falanca işyerinde bir yıldır iş kazası
olmadı! Şok haber, az sonra…
Mala Geleceğine Cana Gelsin!
Dünün gazetelerine bakmaya devam edelim. Ordu’nun Fatsa ilçesinde
gerçekleşen sel sonucu İslamdağ mevkiinde hidroelektrik santrali
(HES) inşaatında işçilerden biri sele kapılıyor, bazı işçiler de
canlarını zor kurtarıyor.
Gazetelerin söylediğine göre işçilerinin sele kapılmasının nedeni
işyeri yönetiminin işçilerden inşaatta bulunan iş makinelerine
binerek suyun yönünü ve akışını kesmek için çalışmalarını istemesi.
Bakın siz hele, güvenli iş ortamına: Azgın sele karşı çalışmak!
İşçilerin, canların selden kurtarılması değil; inşaata, şantiyeye
zarar gelmemesi mesele…
Mala geleceğine cana gelsin anlayacağınız!
İnsanın aklına İkitelli’deki selde ölen işçiler geliyor…
İnsanımız bu kadar kıymetsiz olmamalı…
Suriye’den Kaçtı İşkazasından
Kaçamadı
Yine dünün gazetelerinden başka bir iş kazası haberi:
Ülkesindeki iç savaştan kaçıp İstanbul’a yerleşen Suriyeli işçi,
Ahmet Muhammed el Şabib, yolda kazı çalışması yaparken göçük
altında kalarak yaralandı. Üç saat göçük altında kalan Şabib
belediyeye taşeron iş yapan taşeron bir inşaat firmasında
çalışıyordu.
Milyonlarca taşeron işçisi gibi o da en temel iş sağlığı ve
güvenliği tedbirleri olmadan çalışıyordu.
Üzerine gömülen toprak ile canını teslim etmekten son anda
kurtuldu…
Niçin? Üç kuruş fazla verilip, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine
uygun işyeri ortamı oluşturulmadığı için…
Bunların hepsi sadece dünün gazetelerinin haberleri… Hergün
yüzlercesi benzerinden medyada yer alabilenler…
Türkiye İşkazalarında Yüz Kızartıcı Halde
Türkiye’nin iş kazaları konusundaki hali içler acısı.
Ülkemiz OECD ülkeleri arasında en çok iş kazası gerçekleşen ülkeler
arasında.
Dünyada Brezilya’dan sonra en çok iş kazası olan ülkelerden
biriyiz. Ölümlü iş kazalarında Avrupa birinciliği bizde.
Her yıl en az 70 bin iş kazası oluyor
ülkemizde!
Her Allah’ın günü en az iki yüz iş kazası oluyor ülkemizde. Her
dört saatte bir işçi ölüyor bu kazalarda.
Yanlış okumadığınız: Her Allahın günü altı çalışan iş kazalarında
can veriyor.
Her yıl ortalama 2000 işçi ölüyor bu
kazalarda…
Ülkemize Avrupa ortalamasının yedi katı ölümlü iş kazası oluyor. Bu
bizim vatandaşımız olan bir işçi İngiliz bir işçiden yedi kat daha
fazla ölüyor demek.
Kazalarda her yıl ortalama 2000 kişi kendi kendine bakamayacak
derecede sakat kalıyor…
İş kazası sonucunda kaybedilen çalışma saatleri yüzbinlerce
saat…
Tabii bunların hepsi yanlızca kayıtlara geçenler, SGK’ya
bildirilenler.. Gerçek rakam bunların çok çok üstünde…
Fazlası var azı yok…
Yasal Adımlar Atıldı
Oysa iş sağlığı ve güvenliği alanındaki bu yüz kızartıcı tabloyu
hem ILO sözleşmeleri hem de AB standartları gereği düzeltmemiz
gerekiyor.
Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk Çelik’in iş
sağlığı ve güvenliği konusundaki hassasiyetini biliyoruz. Son
dönemde iş kazalarını önlemek üzere önemli adımlar atıldı.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yürürlüğe girdi.
İşyerlerine işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı çalıştırma
zorunluluğu getirildi.
Yetmedi, ondan az işçi çalıştıran işyerlerine iş sağlığı ve
güvenliği hizmetlerinin teşviki için Hazine desteği sağlandı.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri konusunda alt mevzuat hızla
hazırlanıyor.
Bunlar çok önemli, tarihi adımlar.
Yasalar Yapmakla Sorun
Çözülmüyor
Ancak yasalar yapmakla sorun çözülmüyor.
Hayata geçmediği sürece yasada olan bir hükmün gerçek hayatta
hiçbir hükmü yok!
Uygulanmayan bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun Şapka
Kanunu’ndan bir farkı yok. Sahada denetimi olmayan bir İş Sağlığı
ve Güvenliği Yasası sembolik, herşey dostlar alışverişte görsün
hesabı…
Şimdi yapılması gereken kapsamlı bir denetim mekanizmasının
kurulması.
Bunun için personel yok değil: Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı’nın ciddi yetişmiş bir denetim personeli var. İş ve
sosyal güvenlik hukuku alanında SGK Denetmenleri, SGK Müfettişleri
ve İş Müfettişleri bulunuyor.
Ancak denetimler etkili bir şekilde yapılamıyor. Zira bölünmüşlük,
çokbaşlılık etkinliği azaltıyor. Vatandaş iş kazasını kime şikayet
edeceğini bilemiyor. Denetim birimleri gereksiz iş yükü ile
oyalanırken, her denetim birimi kendisiyle mutlu iken bu milli
mesele ıskalanıyor. Herkes kendi küçük dünyasında mutlu.
Olansa güvensiz ortamda can veren, sakat kalan bu ülkenin
insanına oluyor. Olan bu ülkenin milli servetine,
kaybedilen verimliliğe oluyor…
Denetim Güçlendirilmeli, Çok Başlılık Son
Bulmalı
Çare basit.
Türkiye derhal bir “İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İle
Mücadele Acil Eylem Planına” başlamalı.
Denetim konusundaki yetişmiş personel olan SGK
Denetmenleri/Müfettişleri ve İş Müfettişleri iş ve sosyal güvenlik
hayatının denetimi alanında birleştirilmeli, ortak ve etkin bir
denetim yapısına kavuşturulmalı. Zira çalışma hayatının denetimi
bir bütün. Bölünmüşlük ancak Kanuna uymayan, haksız rekabet edenin
işine geliyor.
Tüm bu birimler tek bir unvan altında toplanarak İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu yönünden yetkilendirilmeli. Maliye Bakanlığı’nda
gördüğümüz üzere denetime yeni bir ruh ve dinamizm katılmalı.
Bu yeni yapı dinamizmi ile Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna tüm
işyerlerini Acil Eylem Planı kapsamında denetime almalı, ülkemizde
güvencesiz çalışma son bulmalı.
ILO’nun tavsiye kararlarının da AB müzakere sürecinin de, milli
iradeyi hakim kılmanın da yolu budur.
Garip gurebanın fakir fukaranın iş kazalarında heder olduğu bir
modelle ülkemiz 2023 hedefine ulaşamaz. Aksine verimliliğin
arttığı, güvenli çalışmanın esas olduğu, katmadeğeri yüksek
üretimin öne geçtiği bir modele geçmek zorunludur.
Terör Belası Bitti, Sıra İş Kazaları Terörünün
Bitmesinde
Ülkemiz terörle mücadelede büyük mesafe katetti. Artık hergün
pusuya düşen, mayına basan gençlerimizin bayrağa sarılı tabutlarla
analarına gönderildiğine dair haberleri okumuyoruz gazetelerde.
İnşallah, o kötü günleri bir daha anmayacak şekilde geride bırakmış
olmayı umuyoruz yakın zamanda.
Ancak iş kazalarında ölen gençlerimiz ne
olacak?
Son yirmi yılda 40 bin canımız gitmiş iş
kazalarında.
Bu ülkenin insanı bunu haketmiyor.
Terörün önüne geçen bir Türkiye’nin iş kazaları terörünün belini
kırması da mümkün. Yeterki isteyelim, yeterki denetim birimleri ve
mekanizmaları etkinleştirilsin, yeterki acil eylem planına
geçelim…
---
Kıssadan Hisse
“İnsanoğlunun değeri benliğinden elde
ettiği özgürlüğün derecesinde saklıdır.”
— Albert Einstein
---
Sorularınız için:
Emeklilik tarihini hesaplatmak isteyen okurlarımızın T.C. kimlik
numarası, SSK sigorta sicil numarası, Bağ-Kur numarası, ay-gün-yıl
olarak doğum tarihi, askerlik yaptığı ve terhis olduğu tarihleri,
askerlik süresini, er olarak yada yedek subay olarak yaptığını, ilk
işe giriş tarihi (ilk kez sigortalı olarak çalışmaya başlanılan
tarih), hizmet dökümü, doğum borçlanması için çocukların doğum
tarihlerini, özürlü ise özürlülük rapor oranını, vergi indirimi
yazısı alıp almadığı bilgilerinin tümünü eksiksiz göndermeleri
gerekmektedir. Tarihlerin ay, yıl ve gün şeklinde gönderilmesi
gerekir.
Yazarın tüm yazıları için: