İdam için kimler ne dedi?
Üniversiteli Özgecan Aslan henüz hayatının baharında canice katledildi. Katillere öfke kusan milyonlar sosyal medyada 'İdam geri gelsin' kampanyaları başlattı. Siyasilerin kimi 'Tartışılabilir' dedi, kimi 'Çağdışı'... İşte uzmanların görüşleri...
MEMURLAR - Tarsus'ta korkunç şekilde
öldürülen 20 yaşındaki Özgecan Aslan Üniversiteli
Özgecan'ın katledilmesi Türkiye'ye kelimenin tam anlamıyla travma
yaşattı. Sosyal medyada ünlülerden sıradan vatandaşa 7'den 70'e
herkes tepkisini dile getirdi. Kayseri'den Samsun'a kadar on binler
sokaklara döküldü, öfkesini haykırdı.
2012 yılında da o dönem başbakanlık koltuğunda oturan Recep Tayyip
Erdoğan'ın "Anketlerde çıkıyor. Birçok insanımız idam cezasının
yeniden gelmesini istiyor" sözleri tartışmanın fitilini
ateşlemişti. Bu 'öfke patlaması' içinde Türkiye'nin önceki
yıllardan aşina olduğu 'İdam geri gelsin' polemiği yeniden gündeme
geldi.
SİYASİLER GÖRÜŞLERİNİ DİLE
GETİRDİ
Sosyal medyadaki tartışmaların ardından siyasiler de polemiğe
katıldı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanı Ayşenur Aslan, Enerji Bakanı Taner Yıldız, TBMM Adalet
Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, "İdam cezası tartışılabilir" dedi.
CHP'li vekil Hüseyin Aygün ise idam cezası için "Çağdışı"
tanımlamasını kullandı.
ÇİÇEK'TEN 'ULUSLARARASI TAAHHÜTLER'E VURGU
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, "Tartışmaların, Türkiye'nin
uluslararası taahhütleri bilinerek yapılması bizi sağlıklı sonuca
ulaştırır" sözleri ise idam cezası tartışmalarına farklı bir boyut
getirdi. İdamın ceza kanunlarına girebilmesi mümkün mü? Bu konuda
Türkiye'nin imza attığı uluslararası sözleşmeler ne diyor?
İdan cezası konusunda hukukçular arasında ise farklı yorumlar
yapılıyor. Bazı hukukçulara göre 'Mümkün ancak siyaseten zor'
bazıları da ölüm cezasını yeniden getirmenin mümkün olmadığını dile
getiriyor. Ancak Özgecan cinayeti sonrası bir açıklama yapan
Kayseri Baro Başkanı Fevzi Konaç, "Belirli suçlarda tam ispatı
halinde idam mutlaka yeniden gündeme alınmalı" dedi.
HUKUKÇULAR NE DİYOR?
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ersan
Şen, 'tasfiye edici' özelliği nedeniyle cezanın fonksiyonlarına
aykırı bulunan ölüm cezasının, hukuk devletinde yerinin olmadığının
söylendiğini belirtiyor.
1950'de Avrupa Konseyi üyelerince üzerinde anlaşmaya varılan ve
ölüm cezasını kaldıran 'Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin altında
da Türkiye'nin imzası bulunuyor. 1983 yılında imzalanan İnsan
Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’nin
ekinde 'Ölüm Cezasının Kaldırılmasına Dair 6 no'lu protokolde ise
şu ifadeler yer alıyor:
Madde 1: Ölüm cezasının kaldırılması Ölüm cezası kaldırılmıştır. Hiç kimse bu cezaya çarptırılamaz ve idam edilemez.
'HEM TARAF OLUP HEM İHLAL EDEMEYİZ'
Üç yıl önceki 'idam' tartışmasında ise Habertürk'e
konuşan Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Dr. Necmi
Yüzbaşıoğlu şu ifadeleri kullanmıştı:
İdam cezası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde 6 No'lu protokolle
Avrupa'da kaldırıldı. Bu doğrultuda bizde de önce terör suçlarıyla
sınırlandırıldı. Sonra da büsbütün kaldırıldı. Avrupa Konseyi'ne
üye ülkeler arasında, yani sözleşmeyi imzalayan ülkeler arasında
idam cezası yok. Biz de o doğrultuda idam cezasını kaldırdık.
Tekrar konulabilir mi? Sözleşmeyi ihlal etmiş oluruz. Hem Avrupa
Konseyi üyesi olup, idam cezası uygularsak, Avrupa İnsan Hakları
sözleşmesini ihlal eden ülke oluruz. Mesele sadece iç hukuk
meselesi değil, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre idam cezası
verilemiyor. Türkiye de bu sözleşmeyi imzaladı, taraf oldu.
'GELSE DE GEÇMİŞE DÖNÜK UYGULANAMAZ'
İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal ise, "Türkiye idam cezasının hiçbir şekilde verilemeyeceğine dair değişiklik yaptı" diyerek başlattığı sözlerini şöyle sürdürüyor: Türkiye 13 no'lu protokolü imzaladı. Hukuken mümkün gözükmüyor. Varsayalım ki, bunu yaptınız. Ceza hukukunun çok evrensel bir ilkesi var. Geriye yürümeme ilkesi. O idam cezasını getirseniz dahi geçmişe uygulayamazsınız. Bundan sonraki olaylarda uygulanabilir. Zaten idam, artık insanlığın geldiği bu noktada çok kabul edilebilir bir şey de değil.
'ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİYLE HUKUKEN MÜMKÜN'
Ankara Strateji Enstitüsü Başkanı hukukçu Prof. Dr. Mehmet Özcan ise idam cezasının yürürlüğe girmesiyle ilgili tartışmalarda konunun hem iç hem uluslararası hukuk açısından değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Prof. Dr. Özcan görüşlerini şöyle dile getiriyor:
Öncelikle iç hukuk açısısından Anayasa’nın 38'inci maddesinde 7.5.2004 tarihinde yapılan değişiklikle 'ölüm cezası ve genel müsadere kaldırılmıştır' hükmü getirilmiştir. Aynı tarihte 90. maddede yapılan değişiklikle 'Usulüne uygun şekilde yürürlüğe girmiş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda, uluslararası antlaşma hükümleri esas alınır' düzenlemesi anayasamıza eklenmiştir. İdam cezası geri getirilecekse öncelikle bu iki düzenlemenin ortadan kaldırılması gerekir.
Türkiye, ölüm cezasını tamamen kaldıran 13 Nolu Protokolü 5409 sayılı 6.10.2005 tarihli "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne Ek Ölüm Cezasının Her Koşulda Kaldırılmasına İlişkin 13 Nolu Protokolün Onaylanmasına İlişkin Kanun'la kabul etmiştir. Bu protokol de Türkiye açısından bağlayıcı bir uluslararası hukuk normudur.
Türkiye bu düzenlemelere rağmen Anayasa’sını değiştirip ölüm cezası getirebilir mi? Bu hukuken mümkündür. Ancak siyaseten Avrupa Konseyi ile yaşanacak sorunlar açısından atılacak bir adım değildir.
'MUTLAKA GÜNDEME ALINMALI'
Kayseri Barosu Başkanı Fevzi Konaç ise Özgecan Aslan'ın
ölümünün ardından Baro Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte yaptığı
basın açıklamasında idam tartışmalarına değindi. Mersin'deki
cinayeti kınayan Baro Başkanı Konaç, "Daha önce çocuğa karşı
tecavüz ve cinayet hallerinde altını çizerek istediğimiz gibi,
belirli suçlarda tam ispatı halinde idam mutlaka yeniden gündeme
alınmalıdır" diye konuştu.
'DÜNYADA BİRÇOK ÜLKEDE VAR'
Ak Parti'nin hukukçu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop da dün
yaptığı açıklamada, "Şahsen kasten adam öldüren katillerin
cezalandırılması için idam cezasının olmasından yanayım" dedi.
Şentop ardından şöyle devam etti: Hunharca, vahşice adam
öldürmelerde idam cezasının olması lazım. Tabi hukuken bu mümkün
olur mu Bunun izahı uzun. Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi'nin ek protokolleri var, ve o protokollerin birinde idam
cezasının olmamasına dair bir hüküm vardı. Onu imzaladı Türkiye.
Buna bağlı olarak idam cezası anayasada vardı, Türkiye onu da
anayasadan çıkardı. Bir uluslararası sözleşme var. Ama dünyada
birçok ülkede de idam cezası var. ABD ve bazı eyaletlerinde idam
cezası var dedi.
'İDAM GELİRSE DE DAHA ÇOK DÜŞÜNCE SUÇLARINA YÖNELİK
UYGULANIR'
Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Günay Kaplan da
idam cezasını şu sözlerle değerlendirdi: İnsan kimliği açısından
bakıldığında idamın gelmesini istiyoruz hukukçu kimliğiyle
bakıldığında ise idamın devletin tasarlayarak adam öldürmesi olarak
baktığımız için istemiyoruz. Gelecek olan idam cezasının da bu tür
suçlara değil, daha çok düşünce suçlarına yönelik olabileceğini
düşündüğüm için idam cezasının yeniden getirilmesi tarafı
değilim.
'KİMYASAL KASTRASYON' YASADA VAR
TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Alev Dedegil: Çocuğa ve kadına karşı cinsel saldırı suçunu işleyen kişilere kimyasal kastrasyon (hadım) uygulanmasıyla ilgili tasarı 18 Haziran 2014'te yasalaştı. Yasada, 'Bu suçu işleyenler hakim kararıyla tıbbi tedaviye (kimyasal kastrasyon) tabi tutulur' deniliyor.
11 YIL ÖNCE TÜM SUÇLAR İÇİN KALDIRILDI
Türkiye'de idam cezasının kaldırılması ilk olarak 2001'de Bülent Ecevit'in Başbakan olduğu 57'nci hükümet döneminde gerçekleşti. Avrupa Birliği'ne uyum çalışmaları çerçevesinde yapılan düzenlemeyle ölüm cezası 'savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışındaki suçlar için' kaldırıldı. 2004 yılında ise Türk Ceza Kanunu'ndan 'tüm suçlar için' kaldırıldı.