HSYK kararnamesine seçim kurulu hakimleri de girdi!
Yaz kararnamesinden seçim sandığı çıktı. 2 bin 517 kişilik dev “yaz kararnamesine” seçimlerde il ve ilçe seçim kurulu başkan ve üyesi olarak görev yapan seçim hakimlerinin de girdiği belirlendi.
Hürriyet'in haberine göre, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 10 Ağustos'ta ilk turu yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi iş ve işlemlerinin aksayacağı itirazı ve talebi üzerine YSK ile HSYK seçim hakimlerinin Köşk seçiminin yetkili yapıp sonra atandıkları yerlere gitmeleri konusunda mutabakata vardılar.
TAYİNLERİ ÇIKTI AMA
Kararnameye giren ve aslında başka yere atanan il ve ilçe seçim
kurulu başkan ve asıl üyesi görevi yapan seçim hakimleri görevli
oldukları yerlerde yetkili bırakıldılar. Köşk seçim sonuçları
kesinleşinceye kadar yeni atandıkları yerlere gitmeyip yetkili
hakim olarak seçim işlerini yürütecekler. Ancak, seçim hakimleri
kararnameyle atandıkları yerlere ilişkin tebliği yapıp bulundukları
yerden ilişik kesecekler. Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk
Eminağaoğlu, hurriyet.com.tr’ye kararnameye seçim hakimlerinin
konulmasını bir ilk olarak nitelendirerek, şunları söyledi:
SEÇİM PERFORMANSLARINA GÖRE Mİ YETKİ
VERİLECEK
“Seçim Kanunu’na göre Ocak ayı başında adliyelerde en kıdemli
hakimler seçim hakimi olarak belirlendi. İki yıl olan bu süre
dolmamasına rağmen seçim hakimlerinin çok önemli bölümü kararnameye
girdi. Kararname ile terör estirilmiş, seçim yargıçlarından çok
büyük bir bölümü de kararnameye dahil edilmiş, bu durumu perdelemek
için Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin aralıksız işleyecek olması
nedeniyle, bu seçim yargıçlarının seçim süreci bitene kadar
yerlerinde kalacakları ifade edilmiştir. Oysa seçim takvimi henüz
başlamamış olup, 29.6.2014 tarihinde başlayacaktır. Bu seçim
yargıçları, hem atamaya tabi tutulmuş, hem de başlamamış seçim
takvimi nedeniyle, seçim işlerinin aralıksızlığı gerekçesiyle,
bulundukları yerde geçici olarak kalacakları ifade edilmiştir. Bu
yargıçların atandıkları yerdeki yetkileri, seçimlerdeki
performanslarına göre mi belirlenecektir! Bu yargı ve de seçimler
üzerinde büyük bir baskıdır. Aynı seçim takvimi içine HSYK seçim
süreci de denk gelmekte ve çakışmaktadır ki, bu anlayış orada da
sergilenecek midir! Seçim yargıçları bu yolla baskı altına
alınmıştır! Bu süreçte kararnameye karşı yapılacak başvurularla
bazı atamaların değiştirilmesi veya bazı atamaların
değiştirilmemesi ise, ayrıca seçimlerde gölge yaratıcı nitelikte
olacaktır."
YARGIÇILAR SENDİKASI NE DEDİ
"Adli ve idari yargıya yönelik yaz dönemi atama kararnamesinde 2500 ün üzerinde yargıç ve cumhuriyet savcısının görev yeri değiştirilmiştir. Somut hiç bir dayanağı olmadan keyfi biçimde kararnameye dahil edilenler, yine atama isteği olmadan kararname kapsamına alınanlar yanında, özellikle mahkeme başkanı ve cumhuriyet başsavcısı gibi ünvanlı görevlerde bulunan çok sayıda kişinin de somut hiç bir gerekçe ve neden olmadan kararname kapsamında yer alması, yine isteği olmadan yargıç iken savcı, savcı iken yargıç yapılanlar da gözetildiğinde, yargı için güvence olması gereken HSYK, yargı üzerinde terör estirerek çağdışı bir anlayış sonucunda bu kararnameyi ortaya çıkarmıştır.
Yapılan görev yeri değişiklerinde ehliyet ve liyakatin gözetilmemesi, HSYK'nın koruma, kollama ve ayrımcılık duygu ve düşüncesiyle hareket edildiğini açıkça ortaya koymaktadır. Aksinin ikna edici biçimde ortaya konulması gerekmektedir ki, konulamamaktadır. Bu durum, HSYK ile ilgili yapılan yasa ve görev değişiklikleri de gözetildiğinde HSYK'ya hakim olan bakanlık iradesinin yanında ya da karşısında olmak gibi yorumları ortaya çıkarmıştır ki, yargıyı bu görünüme sürükleyen, meslektaşlar üzerinde bu şekilde etiket ve baskı yaratan HSYK'yı tarih önünde kınıyorum.
Bugün neredeyse üçüncü dünya ülkelerinde bile yargıda istek dışı atamalara son verildiği hatırlandığında, bu kararnamenin temelini istek dışı atamaların oluşturması; güdülen, biçim verilen bir yargının amaçlandığını bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Yargı için güvence olması gereken HSYK, yargıyı yöneten bir organ konumuna sürüklenmiş, bu şekildeki varlığı ve yaptığı bu uygulamaları, yargı için en büyük tehlike haline gelmiştir.
Adalet Bakanlığı bürokratlarından kararnamede yer alanlarının çok büyük bir bölümünün, bir başka yer yokmuş gibi Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına atanması, Bakanlık ile Başsavcılığın siyam ikizi görüntüsünü ve bu bütünsel yapıda HSYK'nın siyasi irade ile aynı duruş içinde olduğunu ortaya koymuş,Adalet Bakanlığı 'nda görevli olan diğer kişilerin atamalarında da HSYK'nın kollayıcı hareket ettiğinin görülmesi şaşırtıcı olmamıştır.
HSYK'daki bu işlemlerin, siyasi iradenin arzu ve isteklerini yansıtması ise, HSYK'nın adeta bir karargah durumunda olduğunu göstermektedir ki, 2014 sonbaharında yapılacak HSYK seçimlerine iktidarın şimdiden soyunması ve seçim sürecini organizeye yönelik çaba ve çalışmaları da, gelecekteki HSYK'nın, bu HSYK'dan geri kalmamasına yönelik isteğini, bu HSYK'dan olan memnuniyetini ortaya koymaktadır.
Her yıl binlerce kişinin ataması yapılmakta, bu yıl da aynı kapsamda bu kararname çıkarılmakta denilerek, yapılan işlemler meşru gösterilmekte olup yargıdaki ortaçağdan kalan bu uygulamalara bir an önce son verilmesini diliyoruz.Yargıya güvence olması gereken HSYK'yı, etik değerlerle çatışan bu atama kararnamesiyle yargı üzerinde yarattığı baskı nedeniyle kınıyorum. HSYK, bir yandan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yönetilmesini, bir yandan yeni HSYK seçimlerinde yargıç ve savcılardan amaçladığı oylar ve o seçimlerin kendi iradesi altında yönetilmesi amacıyla, objektiflikten uzak biçimde hareket etmiş, kendi varlık nedenini görmezden gelmiştir.
Yargı için güvence oluşturacak, yargıya vesayet yaratmayacak bir
HSYK'nın var olacağı, terkedilmeyen ezberler nedeniyle çağdışı
anlayışlarla çıkarılan bu atama kararnamelerinin son bulacağı
günler de elbette gelecektir.
YARSAV NE DEDİ
İKTİDAR PARALEL YAPISINI KURDU
YARSAV Başkanı Murat Arslan ise Hürriyet’e yaz kararnamesinin HSYK
seçimlerine dönük olduğunu, bakanlığın etkisindeki Yargıda Birlik
Platformu’nu destekleyen hakim ve savcıların tayin gördüklerini
savundu. Arslan, şunları söyledi:
“Bu kararname incelendiğinde siyasi iktidarın paralel yapı adı
altında bazı kişileri tasfiye görüntüsü vermekle birlikte kendi
paralel yapısının oluşturduğu bir kararnamedir. Alınanlara değil
yerine atananlara bakmak lazımdır. Önümüzde HSYK seçimleri var.
Bakanlığın etkisindeki Yargıda Birlik Platformunu destekleyenlerin
hepsi tayin gördü. Siyasi iktidarın HSYK seçimlerine yönelik
çıkardığı bir kararnamedir. Bu kararname HSYK’nın ilke kararlarına,
Nakil ve Atama Yönetmeliği’ne uygun liyakata dayalı değildir.”
HSYK’DAN TEŞKİLATA SEÇİM HAKİMLERİ DUYURUSU
HSYK 1. Dairesi teşkilatına Seçim Hakimleri için duyuru yayınladı.
Duyuruda Köşk seçimlerinin ilk turunun 10 Ağustos ikinci turunun 24
Ağustos’ta yapılacağı vurgulanarak, şöyle denildi:
“Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nın talebi ve varılan mutabakat
kapsamında; 2014 yılı yaz kararnamesine tabi il seçim kurulu başkan
ve asıl üyeleri ile ilçe seçim kurulu başkanları ve hâkim veya
Cumhuriyet savcısı olan eşleri, seçim işlemlerinin süreklilik arz
eden ve birbirini takip eden işlerden olması nedeniyle, seçim
sonuçları kesinleşinceye kadar yerlerinde yetkili
bırakılacaklardır.
İLİŞİK KESECEKLER AMA İŞLERİNİ YAPACAKLAR
İlgililerin, kararname tebligatlarını tebellüğ ederek asli
görevleri ile ilişiklerini kesmeleri ancak, seçim işlemleri ile
ilgilenmek üzere görev yerlerinden ayrılmamaları, görevden
ayrılışların yerinde yetki süresi sonunda yapılarak mehil
sürelerinin başlatılması, önemli mazereti olanların ise
durumlarının talep etmeleri halinde ayrıca değerlendirileceği
hususları meslektaşlarımıza saygıyla duyurulur"
ADANA’YA KADIN BAŞSAVCI VEKİLİ
Yaz kararnamesi ile 169 başsavcı ve başsavcı vekilinin yeri
değişirken, Ankara ve Adana’ya iki kadın başsavcı vekili atandı.
Ankara Savcısı Mehtap Öğeç Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili
olurken, Adana Savcısı Birsen Türkoğlu da Adana Başsavcı
Vekilliği’ne atandı.
İDARİ YARGIDA İLGİNÇ ATAMALAR
293 kişiyi kapsayan idari yargı kararnamesinde ise taleplerin yüzde 90’ının karşılandığı ve 2011’de Ankara ve İstanbul’dan gönderilen çok sayıda hakim ve savcının eski yerlerine bazıları da başkanlığa terfi ettirilerek döndükleri dikkat çekti. Bu atamalar arasında CHP’li İlhan Cihaner’in Erzincan Başsavcılığını yürüttüğü dönemde, hakkında soruşturma başlatan Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal’a suç duyurusunda bulunması ve bakanlığın izin vermemesinin ardından Ankara 1. İdare Mahkemesi’nde açtığı davaya bakan Hakim Gürsel Özkan’ın da olması dikkat çekti. Bakanlık, o dönemde Cihaner’in ve Ankara 1. İdare Mahkemesi başkanlığına 13 aydır vekaleten bakan Özkan’ın da YARSAV üyesi olduğu gerekçesiyle reddi hakim yaptı. Ancak Özkan da kararnameye girdi. Ankara Bölge İdare Mahkemesi üyesi Özkan, Ankara İdare Mahkemesi Başkanlığı’na terfi etti.