Diyanet'ten memur fetvası
Diyanet İşleri Başkanlığı, memurun kurumdaki bazı eşyaları özel işlerinde kullanmasını caiz olup olmadığı yönündeki soruya cevap verdi.
SORU:
Hocam bir devlet memurunun Dışarıdan çay alma imkanı olması veya
olmaması halinde,işyerindeki elektriği kullanarak çay yapması caiz
midir?kul hakkına girer mi? Aynı şekilde bize tahsis edilen
bilgisayarlarda şahsi işlerimizi yapmak(işimizi aksatmadan film
izlemek veya oyun oynamak) kul hakkına girer mi? Harammıdır?
DİYANET CEVABI
Sorunuzun bir takım yönleri bulunmaktadır:
1. Devlet dairelerinde işçi ya da memur olarak girenler, devletle
(kamuyla) kendileri arasında veya özel sektörde herhangi bir iş
yerinde çalışanlar yapılan bir akit gereği iş ve hizmet üretip,
karşılığında, maaş/ücret almaktadırlar. Çalıştığınız yerde
kullanılan elektrik bir kamu malı olduğu için -çay içmek vb. gibi-
özel ihtiyaçlar için kullanılmamalıdır. Kamu malı olan elektrik
kamuya hizmet üretme dışında özel ve şahsi ihtiyaçlar için bir
şekilde kullanılmışsa, kullanılan elektriğin bedelinin devlete
ödenmesi uygun olur.
2. Devletin sağlamış olduğu internetten şahsi olarak kullanmanın
boyutu hakkında detaylı bir bilgi olmadığı için, -söz gelimi
kişisel anlamda internet üzerinden ticaret yapmak vb.) şu genel
hususların paylaşılmasında fayda görülmektedir:
Dinimizde insanların kamu/kul haklarına saygılı olması
emredilmektedir. Bunun yanında kul hakkı ihlalinin, hakkı ihlal
edilen affetmedikçe, kimse tarafından affedilemeyeceği
belirtilmiştir. Memurlar devletle kendileri arasında yapılan bir
akit gereği iş ve hizmet üretip, karşılığında, maaş/ücret
almaktadırlar. Bu itibarla, verilen görevleri hakkıyla yapıp kamu
görevini dürüstlükle gerçekleştirmeleri gerekir. Buna göre memur
yasal çerçevede kalarak başkasının hakkını tecavüze mahal
vermemelidir.
Bunun dışında memurun işini aksatmamak ve vaktinde yapmak kaydıyla
bilgisayar ve internetten güncel haberlere bakması, ihtiyaç halinde
resmi dairede telefonunu şarz etmesi gibi hususlar umumi izin
verilen şeylerden sayılır. Kağıt ve kırtasiye malzemeleri gibi
maddeleri ise kişinin özel hizmetinde kullanması caiz olmaz.
Buna göre ilgili kuruluştaki yetkililer su, telefon, bilgisayar,
internet vb. araçlardan sınırlı veya sınırsız şekilde
kullanılmasına izin veriyorlarsa veya iş anlaşmasında varsa,
bunların belirlenen ölçüler içerisinde kullanılmasında dinen bir
sakınca yoktur. Zira kurumlarca belirlenmiş özel kurallar vardır.
Bu kurumlarda çalışan bireylerinde belirlenmiş olan bu kurallar
çerçevesinde hareket etmesi zorunludur.
Şayet sözkonusu kurumun en üst yetkili amiri, çalışanlarının bu
tarz ihtiyaçlarını karşılanması için bilgisayar ve internet ve
benzeri şeylerin kullanılmasına müsade ediyorsa; bu helaldır. Aksi
halde kullanılmış olanların takdiri bedelinin kurumunun temizlik,
kırtasiye vb. gibi zorunlu ihtiyaçlarına katkıda bulunmak suretiyle
telafi edilmesi ya da söz konusu harcama bedelinin mal
müdürlüklerine bağış olarak verilmesi yerinde olur.
İnternet kullanımı, veya genel internet bağlantısından faydalanma
ilke ve esasları kurumlar tarafından belirlenmiştir. İş ahlakı ve
düzeni açısından bir memurun kendi vazifesini yapması önceliklidir.
Bunu yaptıktan sonra genel kültür ve birikimini artırıcı,
gündemle ilgili bilgilerini geliştirici surette internet imkanından
yararlanmasında sakınca olmaz. Bu konuda önemli olan memurun
internette gereksiz, faydasız ve hatta zararlı içeriklerle meşgul
olmaması, genel anlamda faydalı, destekleyici ve geliştirici
içeriklere yönelmiş olmasıdır.
Bu konuda herhangi bir sözleşme ve belirlemenin olmadığı durumlarda
örfe göre hareket etmek gerekir. Buna göre örfe uygun olarak,
aşırıya kaçmadan ihtiyacı giderecek kadar kullanmakta bir sakınca
yoktur.
İhtiyaçtan fazla ve örfe uygun olmayan davranışlar ise caiz olmaz.
Çünkü devlete ait mallar topluma aittir. Bunların usulsüz olarak
kullanılması veya zimmete geçirilmesi ise haramdır. Bu
malların usulsüz kullanılması durumunda, hakkın iade edilmesi
gerekir. Aynı yere iadesi mümkün değilse, yine devlete ait
ve bütün halka hizmet veren genel bir yardım kuruluşuna verilmesi
ve tövbe edilmesi uygun olur.
Kaynak: Din İşleri Yüksek Kurulu Soru Cevaplandırma
Platformu