Danıştay'dan Kentsel Dönüşüm kararı!
Danıştay, kentsel dönüşüm hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi. TOKİ'ye kentsel dönüşüm için uygulama yetkisi veren yürütmeliğin ilgili maddesi durduruldu.
Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, kentsel dönüşüm görüntüsü altında ‘rantsal dönüşüm’ yapıldığını savunarak, Türkiye’de riskli alan ilan edilen 148 yerin yüzde 95’in jeolojik bir riskin bulunmamasına dikkat çekti. Açtıkları davalar neticesinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kentsel dönüşüm yasasına ait uygulama yönetmeliğinin birçok maddesi için yürütmeyi durdurma kararı verdiğini kaydeden Alan, yaptıkları itirazlar sonrasında TOKİ Başkanı’nın bakanlık görevlendirmesi olmadan herhangi bir araziyi kentsel dönüşüm kapsamına alarak dileği gibi hareket edemeyeceğinin altını çizdi. Kentsel dönüşüm yasası olarak da bilinen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun ‘ben yaptım oldu’ anlayışı içinde hazırlandığını ifade eden Alan, kanuna ilişkin uygulama yönetmeliğine karşı oda olarak yürütmeyi durdurma kararı talep ettiklerini ve önceki gün Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun talepleri doğrultusunda karar verdiğini anlattı. Danıştay’ın verdiği karar ile 15.12.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin bazı maddeleri için yürütmeyi durdurma kararı verilmiş oldu.
“TOKİ’YE YÖNETMELİKLE KANUNDA OLMAYAN HAK TANINMIŞTI”
Oda olarak kanun için çıkartılan uygulama yönetmeliğine dava
açtıklarını kaydeden TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, TOKİ’nin yasada ‘ilgili idare’ kavramı
arasında zikredilmemesine rağmen TOKİ’nin de kentsel dönüşüm
yapmasıyla ilgili ‘ilgili idare’ kavramının içine sokulduğunu ifade
etti. “Bu şekliyle yasada olmamasına rağmen bir yönetmelikle
TOKİ’ye kentsel dönüşüm projelerinde görev verildi. Halbuki,
hükümetin kendisinin çıkardığı yasada böyle bir görev tanımı yok.
Biz de bunun yanlışlığına dikkat çekerek yürütmenin durdurulması
davası açtık. Yönetmeliğin sadece bu maddesiyle ilgili
itirazlarımız söz konusu değil.” diye konuştu.
Ancak bakanlık yetki verirse TOKİ’nin kentsel dönüşüm
yapabileceğini ifade eden Alan, “Doğrudan ‘gireyim ben şurayı
kentsel dönüşüm yapayım’ diyemeyecek. Kanunen de yetkisi yok zaten.
Ancak görevlendirme ile bunu yapabilecek. İlgili kanunda TOKİ
tanımlanmamış. Bakanlık görevlendirirse, o olabilir. Ona bir şey
diyemeyiz. Ama TOKİ başkanı şunu yapamayacak; Ankara’nın şuraları
da çok değerli, ben burada hemen kentsel dönüşüm projesi
hazırlayayım, uygulayayım diyemeyecek.” edi. Söz konusu
yönetmeliğin imar kanunu başta olmak üzere birçok yasaya
aykırılıklar bulunduğunu ifade eden Alan, bir yerin ‘riski bölge’
ilan edilmesi için ya üzerindeki yapıların risk taşıması
gerektiğini ya da heyelan, su baskını, fay hattı gibi jeolojik
risklerin aranması gerektiğini vurguladı.
“DEPREM BÖLGELERİNDE YER ALAN İLLERDE TEK BİR KENTSEL
DÖNÜŞÜM PROJESİ YOK”
Hüseyin Alan, “İlan edilen riskli alanların yüzde 47’sinin
İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep ve Adana gibi 5 büyük ilimizde
yoğunlaşması, deprem riskinden ziyade ‘imar ve konut rantıyla’
alakalı olduğunu açıkça göstermektedir. Hakkâri, Adıyaman, Aksaray,
Bartın, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bolu, Çanakkale, Düzce, Iğdır,
Isparta, Karabük, Uşak, Tunceli, Şırnak, Tekirdağ, Muğla, Manisa,
Kayseri gibi Türkiye deprem bölgeleri haritasına göre 1. ve 2.
deprem bölgelerinde yer alan illerimizde bir tane dahi bile kentsel
dönüşüm projesinin uygulanmaması, 2011 yılında Van’da yaşanan
depremlerden sonra kentlerimizi deprem tehlikesinden kurtaracağı
yaygarası ile 2012 yılında çıkarılan bu düzenlemenin bu sorunu
çözmekten uzak olduğunu, niyetin asıl olarak rantsal dönüşüm
olduğunu açıkça göstermektedir.” diye konuştu.
“FAY HATTI ÜZERİNDEKİ YERLERDE DEĞİL, BOĞAZ’DA RANTI YÜKSEK YERLERDE KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPILIYOR”
Yasanın çıktığı tarihten geçtiğimiz Temmuz ayına kadarki bütün Resmi Gazeteleri tek tek tarayarak 148 adet ‘riskli alan’ kararına rastladıklarını ifade eden Alan, kentsel dönüşüme imkân tanıyan riskli alan ilan edilen yerlerin başını İstanbul çektiğini söyledi. “Bolu, Kuzey Anadolu fay hattının üzerinde kurulmuş bir kent. Gerede fay zonu üzerine kurulmuş bir yer. Havza, Niksar ta Erzincan’a kadar bir sürü kent ve kırsal alan fay hattı üzerinde. Doğu Anadolu’da fay hattı üzerinde onlarca yerleşim yeri var. Bugün deprem olsa Allah korusun binlerce kişi hayatını kaybeder. Ama bu illerde kentsel dönüşüm yapabil miyiz? Hayır! Nerede yapıyoruz kentsel dönüşümü? Boğazın kenarındaki rantı yüksek alanlarda kentsel dönüşüm yapılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“KAFASINA KOYDUĞU ARAZİYİ ALACAK YA”
Boğaz manzaralı, rant getirisi yüksek alanların kentsel dönüşümde öncelik verildiğini kaydeden Alan, bu bölgeleri incelediklerini ve yüzde 95’inde herhangi bir jeolojik riskin bulunmadığına dikkat çekti. Risk alanlının ikinci kriteri olan üzerindeki yapıların da uluslararası standartlarda denetlenmediğini belirten Alan, “Kafasına koyduğu araziyi alacak ya. İlla vatandaşın konutunu yıkacaklar, bunun için gerekçe hazırlıyorlar. Bunu da yönetmeliklerle hallediyorlar.” dedi.
“AYM KARARI İPTAL EDİNCE HUKUKSUZLUKLAR ORTAYA ÇIKTI”
Biz de bu yönetmeliğin birçok maddesini dava konusu ettik. Danıştay kanunda bir düzenleme yaptılar. Esasa ilişkin hiçbir şey yapılamıyor. Yargı öyle bir dizayn edildi ki yargı esasa giremiyor. Yasaya uygunluk açısından denetleyebiliyordu. Yasada da özellikle kentsel dönüşüm projelerinde yürütmeyi durdurma kararı veremiyordu. Anayasa Mahkemesi bunu iptal edince yani ‘yürütmeyi durdurmak kararı veremezsin’ kararını iptal edince bu hukuksuzluklar ortaya çıktı. İdari Davalar Genel Kurulu da burada yürütmeyi durdurma kararı verdi.” dedi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM İŞİN BAHANESİ, RANTSAL DÖNÜŞÜM
YAPILIYOR”
Türkiye’deki fay hatları üzerinde yerleşim birimlerinin büyük
kısmının kentsel dönüşümün dışında tutulduğuna dikkat çeken Alan,
485 fay hattının üzerinde bulunan kaç yerleşim yerinde kentsel
dönüşüm yapıldığını sordu. Sadece boğaza nazır ya da Bağdat
Caddesi’nde kentsel dönüşüm yapılmak istendiğini kaydeden Alan,
Van’ın Erciş ilçesinde tek bir kentsel dönüşümün hayata
geçirilmediğini söyledi.
“BAKANLIK, YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARINI FIRSAT OLARAK
GÖRMELİ”
Hüseyin Alan, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uygulama
yönetmeliğinin yürütmesinin durdurulması kararını bir fırsat olarak
görmeli, ülkemizde imar, kentleşme, yapı üretim ve denetim
süreçlerinde izlenen “ikiyüzlü” politikanın sürdürülmesi
durdurulmalı, meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının
üniversitelerin, yerel idarelerin içinde yer aldığı geniş katılımlı
kararlarla konu bir bütün olarak yeniden ele alınarak imar,
planlama, afet, kentleşme, yapı üretim ve denetim süreçleri yeniden
tanımlanmalı, kentlerimiz ve yaşam çevrelerimiz rant alanı olmaktan
çıkarılmalıdır.” diye konuştu.