Başka Soma'lar Olmasın Diye...

Başka Soma'lar Olmasın Diye... Sosyal Güvenlik Uzmanımız Bünyamin ESEN soma maden kazasının yıldönümünde bir daha böyle kazalar yaşanmaması için neler yapılması gerektiğini anlatıyor.

Bünyamin Esen bunyaminesen@internethaber.com


301 işçinin cansız bedeni çıkartılmıştı yeryüzüne...

301 haneye ateş düşmüş, 301 ocak kararmış, çocuklar yetim eşler dul kalmıştı...

Soma’dan bahsediyoruz... Kimi facia diyor, kimi kaza, kimi katliam, kimi toplu cinayet, kimi ihmaller zinciri...

Sıfatını ne koyarsanız koyun “Soma” denildiğinde artık herkes yanında bir sıfat olmasa da neden bahsedildiğini biliyor, anlıyor... Bir kelime binbir mana taşıyor...

Cumhuriyet tarihinin en büyük endüstriyel maden kazası olarak tarihe geçti Soma Maden Kazası.

Tam bir yıl geçmiş aradan, 365 gün. Dile kolay söylemek...

Ama o acının düştüğü 30 haneye sormak lazım bir çırpıda söylediğimiz bir yıl nasıl geçti diye...
 

İş Kazalarında Karnemiz Zayıf

Türkiye’de her yıl resmi rakamlara yansıyan 150 bin iş kazası oluyor.

Bu iş kazalarında her yıl ortalama 2 bin işçimiz can veriyor.

Yani her altı saatte bir işçi ölüyor.

Bu rakamın iki katı işçi de kaza sonucu sakat kalıyor, engelli hale geliyor...

Üstelik bunlar sadece resmi rakamlara yansıyanlar. Gerçek rakamlar bunun çok çok üzerinde…

TÜİK’in 2013 araştırmasına göre son bir yılda işe girenlerin yüzde 2,6’sı yani 706 bin kişi iş kazası geçirmiş. Bu dehşet bir rakam!

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) rakamlarına göre dünyanın iş kazaları alanında en kötü üç ülkesinden biriyiz. Avrupa ve OECD ülkeleri arasında en kötüsüyüz. Adımız Bangladeş ve Çin gibi ülkelerle anılıyor.

Bu sürdürülemez bir tablo…

Bu Türkiye’nin kalkınma hedeflerinde devasa bir “sosyal açığa” işaret ediyor.


Soma İbret Olmalı, Bir Milat Olmalı...

Soma’dan sonra önemli birçok değişiklik hayata geçirildi, iş kazalarını önlemek noktasında önemli adımlar atıldı.

Torba Yasala ile maden işyerlerinde çalışan işçilerin hakları arttırıldı, maden yeraltı işlerinde normal koşullarda fazla mesai yasaklandı, madenlerde iş güvenliği tedbirlerinin kapsamı genişletildi.

Maden işyerlerinde güvenlik tedbirlerine dair mevzuat güncelleştirildi... Yaşam odası gibi hayat kurtaran uygulamalara başlanıldı, hangi iş güvenliği uzmanlarının madenlerde çalışabileceği belirlendi...

Keza iş kazası geçirmeyen işyerlerine düşük prim ödeme teşviki geldi...

Ölümlü iş kazasına neden olan işverenlerin kamu ihalelerinden yasaklanması ve kamuoyuna ifşa edilmesi yönünde düzenlemeler yapıldı...


Soma İbret Olmalı, Bir Milat Olmalı...

Peki, bunlar yeterli mi? Değil...

Daha yapılacak çok şey var...

İş kazalarına karşı kapsamlı bir eylem ve mücadele planını yürürlüğe koymak, kamu-özel, bireysel-toplumsal dinamikleri ve ortaklıkları geliştirmek gerek...

Soma, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir milat olmalı, Soma’dan sonra değiştir herşey, iş kazalarına karşı savaşın kazanılmaya başlandığı nokta o oldu demeliyiz...

Yoksa ölün öldüğü ile kalır, yaptığımız hatalardan ders çıkartmamaya devam ederiz...

Bunun için de kapsamlı bir iş kazası mücadele eylem planının geciktirilmeksizin hayata geçirilmesi gerek.


Kapsamlı Bir Reform Paketi Gerekli

Peki Reform paketinin içerisinde hangi unsurlar bulunmalı?

-                     Tüm işçilerin kapsamlı bir eğitimden geçirilmesi zorunlu olmalı, devlet bunu sıkı sıkıya takip etmeli...

-                     Ulusal çapta bir eğitim ve bilinçlendirme kampanyası ile işçiler, işverenler ve tüm taraflar güvenli çalışma kültürüne alıştırılmalı…

-                     İş kazalarını önlemek için kamu-özel sektör işbirliği, işveren-işçi örgütleri işbirliği güçlendirilmeli.

-                     Tüm sosyal ve ekonomik tarafların katılımı ile (Sendikalar, sivil toplum örgütleri, iş müfettişleri/denetmenleri ve Çalışma Bakanlığı işbirliğinde) bir ulusal iş kazaları konseyi derhal kurulmalı...

-                     Taşeron sistemi hem özelde hem de kamuda çok sıkı denetlenmeli..

-                     İş kazalarına karşı toplumsal bilinçlendirme kampanyası başlamalı.

-                     Kapsamlı bir çalışma yaşamı denetim sistemi reformu uygulanmalı, denetim birimleri birleştirilmeli, etkinleştirilmeli...

-                     Üniversiteler ve enstitüler iş kazalarının bilimsel analizini arttırmalı, bu alanda köklü bir akademik gelenek oluşmalı…

Hasılı iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı ulusal bir kapsamlı strateji ile savaş açılmalı…


Ekononin Sürdürülebilir Temelleri İçin Zorunlu

Bu mücadele ekonomiye baltalayan değil, aksine sürdürülebilir bir temele oturtan bir mücadele...

Çalışanların sağlıklı ve güvenli ortamda çalışması hem Türkiye’nin ucuz işgücü ekonomisinden yüksek katmadeğer üreten ekonomiye geçmesi demek, hem de ürün kalite ve çeşitliliğini arttırması demek...

Türkiye artık “basic” mal üreten, ucuz işçilikle kalkınma stratejisi güden bir ülke olamaz, olmamalı...

Elbette ki, Soma’da yaşadığımız gibi insani krizler, ailelerin sönmesi de son bulacak kazalar bitince..

Yani iş kazalarına karşı mücadele hem bir ekonomik mücadele hem de bir sosyal mücadele...

Hem daha insanca bir çalışma yaşamı için hem de 2023 Dünyanın en büyük ekonomisinden biri olan Türkiye hedefleri için iş kazalarına karşı mücadelesini kazanmak zorunda...

Başka yolu yok!...

 

---

 

Kıssadan Hisse

“Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil

Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.”

— Yunus Emre

 

---

 

Sorularınız için:

Yazarın tüm yazıları için: