Bakanlar Kurulu sonrası Arınç'tan son dakika açıklama
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı hakkında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç basın toplantısında konuşuyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ilk kez düzenlenen ve 8,5 saat süren Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığındaki Bakanlar Kurulu toplantılarının rutin olarak yapılmayacağını belirterek "Bu tür toplantıların periyodik olarak yapılması gündeme gelmemiştir. Cumhurbaşkanımız ilerleyen süreç içerisinde tekrar bir toplantıya başkanlık etme isteğini ileri sürerse başbakanımızla birlikte buna karar verebilirler. Rutin olarak bu toplantılar yapılmayacaktır" ifadelerini kullandı. Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleştirilmesinin ardından başkanlık sistemine geçiş yapıldığı yönündeki iddiaları değerlendirerek "Bunlar o kadar temelsiz düşüneceler. Bugün cumhurbaşkanımız halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanıdır. Ancak cumhurbaşkanının görev ve yetkileri 1982 Anayasasındaki gibidir. Bu bir çelişki midir diye soranlara o zaman 2007'de cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül Meclis'te seçilebilmiş olsaydı Anayasa değişikliği yapılmayacak ve cumhurbaşkanları Meclis tarafından seçilmeye devam edecekti. Meclis'e cumhurbaşkanlığı seçimini kilitleyip de halkın seçmesine yol açanların şimdi bundan şikayet etmeye hakkı yoktur. İleride seçimler oldu. Büyük bir çoğunlukla yeni Anayasanın yapılması gündeme geldi. Anayasa yapılırken de bir Başkanlık Sistemi benzeri Türkiye için uygun görüldü, halk da referandumda buna evet dediyse söylediklerinizin hepsi o Anayasa'dan sonra mümkün olabilecek" dedi.
"EŞKIYA GRUBU VARSA BUNLARI BÖLGEDEN İLİŞİĞİ KALMAYACAK
ŞEKİLDE UZAKLAŞTIRMAK HÜKÜMETİMİZİN GÖREVİDİR"
Cizre'de yaşanan olayların Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelip
gelmediği sorulan Arınç, "İçişleri Bakanımız Efkan Ala, güvenlik ve
asayiş yönünden uzun bir sunum yaptı. Bunun içerisinde şüphesiz
Cizre'de yaşanan olaylar da gündeme geldi. Genel bir değerlendirme
olduğu için Jandarma Genel Komutanımız da Emniyet Genel Müdürlüğü
yetkilileri de hazır bulundular. Son günlerde Cizre'de yaşanan acı
olaylar da gündemimizin içindeydi. Bu sadece bir asayişsizlik olayı
değil, aynı zamanda çözüm sürecini de yakından ilgilendiriyor.
Cizre konusu gündeme geldiğinde bunun bir siyasi boyutunun da
olabileceği düşünülüyor. Orada ölen sadece 12 yaşındaki masum bir
yavrumuz değil, sayının 8 civarında olduğunu biliyorum. Hepsi bizim
için değerli insanlarımızdır. Konu üzerinde çalışmalar yapılıyor.
Cizre nüfusu çok yoğun olan bir ilçemiz. Geçmişten bu yana bu tür
olaylara zemin hazırlanması için bazı çalışmaların yapıldığını
biliyoruz. Olaylar bütün boyutlarıyla inceleniyor. Çünkü orada
HDP'li milletvekillerinin de gitmesi ve bazı talimatların
verilmesini takiben bunun geriye 12 yaşındaki bir çocuğun cansız
cesedi olarak dönmesi hepimizi üzdü. Bunların hepsi bir mesaj
olabilir. Silahı, şiddeti elden bırakmayız. Burası bizimdir,
kimseye vermeyiz. Burada ancak biz olabiliriz, başkasının burada
yaşama hakkı yoktur, diyen bir eşkıya grubu varsa bunlarla mücadele
etmek, bunların o bölgeden artık ilişiği kalmayacak şekilde
uzaklaştırmak hükümetimizin görevidir" diye konuştu.
"BU TÜR TOPLANTILARIN PERİYODİK OLARAK YAPILMASI GÜNDEME
GELMEMİŞTİR"
Toplantıda bir sonraki Bakanlar Kurulu'nun ne zaman olacağının
kararının verilip verilmediği sorulan Arınç, "Müteakip Bakanlar
Kurulu toplantımız, 26'sında her pazartesi yaptığımız gibi
Başbakanlık'ta yapılacaktır. Bu tür toplantıların periyodik olarak
yapılması gündeme gelmemiştir. Cumhurbaşkanımız ilerleyen süreç
içerisinde tekrar bir toplantıya başkanlık etme isteğini ileri
sürerse başbakanımızla birlikte buna karar verebilirler. Rutin
olarak bu toplantılar yapılmayacaktır. Bu konu görüşülmemiştir.
Cumhurbaşkanımız anayasal yetkisini ne zaman kullanmak isterse
başbakanımızla bu konuyu kararlaştırabilirler" ifadelerini
kullandı.
"HUKUKUN, VİCDANIN EMRETTİĞİ NOKTADA OYUMU
KULLANACAĞIM"
Genel Kurul görüşmelerinde 4 eski bakan ile ilgili Meclis
Soruşturma Komisyonu'nun raporu doğrultusunda bir sonuç bekleyip
beklemediklerine yönelik sorulan bir soru için Arınç, "Bakanlar
Kurulıu toplantımızda bu konu kesinlikle gündeme gelmedi. Bu konu
ne zaman gündeme gelse ben hiçkimsenin kendi kararını açıklamak
gibi bir yanlışa düşmemesi gerektiğini söylüyorum. Maalesef bu
hatayı MHP'li, CHP'li milletvekilleri yapmıştır. Hiçbir
milletvekili Meclis çalışmalarında kullandığı oydan dolayı hukuken
sorumlu değildir. Vicdanen nasıl bir karar verecekler gizli
oylamada hep beraber göreceğiz. Ben de oylamaya katılacağım.
Hukukun, vicdanın emrettiği noktada oyumu kullanacağım" şeklinde
konuştu.
"CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİ KİLİTLEYİP HALKIN SEÇMESİNE
YOL AÇANLARIN BUNDAN ŞİKAYET ETMEYE HAKKI YOKTUR"
Bakanlar Kurulu toplantısının Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda
gerçekleştirilmesinin ardından başkanlık sistemine geçiş yapıldığı
yönündeki iddiaları nasıl değerlendirdiği sorulan Arınç, "Bunlar o
kadar temelsiz düşüneceler. Günlük politika içerisinde o kadar
tüketilen, sakız gibi çiğnenen konular ki bunların ciddiyeti
konusunda lütfen herkes çok dikkatli olsun. Cumhuriyet Halk
Partisi'nin bütün sözcüleri nerede ağızlarını açsalar başkanlık
sisteminden bahsediyorlar. Parti sözcülerinin ağzı pek çok şeye
müsait. Bunlar bir siyasetçiye yakışmaz. Bugün cumhurbaşkanımız
halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanıdır. Ancak
cumhurbaşkanının görev ve yetkileri 1982 Anayasasındaki gibidir. Bu
bir çelişki midir diye soranlara o zaman 2007'de cumhurbaşkanı
adayı Abdullah Gül Meclis'te seçilebilmiş olsaydı Anayasa
değişikliği yapılmayacak ve cumhurbaşkanları Meclis tarafından
seçilmeye devam edecekti. Meclis'e cumhurbaşkanlığı seçimini
kilitleyip de halkın seçmesine yol açanların şimdi bundan şikayet
etmeye hakkı yoktur. İleride seçimler oldu. Büyük bir çoğunlukla
yeni Anayasanın yapılması gündeme geldi. Anayasa yapılırken de bir
Başkanlık Sistemi benzeri Türkiye için uygun görüldü, halk da
referandumda buna evet dediyse söylediklerinizin hepsi o
Anayasa'dan sonra mümkün olabilecek" açıklamasında bulundu.
"FAİZLERDE BUGÜNLERDE MUTLAKA DÜŞÜŞÜN OLMASI GEREKTİĞİNİ
BAKAN ARKADAŞLARIMIZ İFADE ETTİ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faiz indirimi konusunda bir
değerlendirmesinin olup olmadığı sorulan Arınç, "Faizlerin
indirilmesinin beklendiği ifade edildi. Yarın veya daha sonraki gün
müdür Para Piyasası Kurulunun toplanacağı ve orada muhtemelen faiz
indirimine gidileceğini bakanlarımız bir temenni olarak ifade
ettiler. Faizlerde bugünlerde mutlaka bir düşüşün olması
gerektiğini bakan arkadaşlarımız ifade ettiler" dedi.
"PARALEL DEVLET YAPILANMASI İLE İLGİLİ İRTİBAT SÖZKONUSU
İSE OLAYLARIN VEHAMETİNİ GÖSTERMESİ BAKIMINDAN
İLGİNÇTİR"
Hakkari'de yaşanan olaylarda 3 emniyet görevlisinin halkı
kışkırttığına ve bu olaylarda paralel yapının etkisi olduğuna dair
iddialar sorulan Arınç, şunları kaydetti: "Bazı olaylarda paralel
yapının da iş birliği içerisinde olabileceği istihbaratı saklama
noktasında bazı eylemlerinin tespit edildiği konuşuldu. Farklı
sebeplerle kolluk güçleri haklarında açılan idari soruşturmalar,
meslekten ihraç edilenler var. Tutuklananlar var. Bize verilen
tablo içerisinde maalesef bazı işbirliklerinin olabileceği, bu
işbirliği neticesinde de olaylara müdahale etmekte gecikmiş
olabileceğimiz veya bu konuda bir zaafiyet oluştuğunu ifade
ettiler. O bölgede yaşanan olaylarda paralel devlet yapılanması ile
ilgili bir irtibat sözkonusu ise bu yaşadığımız olayların
vehametini göstermesi bakımından ilginçtir. Paralel devlet
yapılanması mücadele etmemiz gereken ve kesinlikle müsamaha
etmeyeceğimiz bir yapıdır"
"KIRMIZI BÜLTENLE TAKİP EDİLMESİ KONUSUNDA ADALET
BAKANLIĞIMIZIN YAPTIĞI ÇALIŞMA SONUÇLANMADI"
Bakanlar Kurulu toplantısında Fethullah Gülen'in iadesi ve Gülen
hakkında kırmızı bülten çıkarılması noktasında bir gelişmenin
sözkonusu olup olmadığı sorulan Arınç,"Cumhurbaşkanımızın
konuşmasında ve değerlendirmelerinde Fethullah Gülen'le veya
kırmızı bültenle ilgili bir cümle yoktu. Bildiğiniz gibi Sulh Ceza
Hakimliği bu konuda bir karar verdi. Kırmızı bültenle takip
edilmesi konusunda Adalet Bakanlığımızın yaptığı çalışma henüz
sonuçlanmadı. Sonuçlandığında hukuk içerisinde bunun gereği neyse
yapılacaktır. Bugün bu konuyu özel olarak görüşmedik" diye
konuştu.