Bahçeli ses kayıtları için neler söyledi?
MHP lideri Devlet Bahçeli Başbakan Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtları için neler söyledi?
MEMURLAR- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal arasında geçtiği iddia edilen ses
kayıtlarıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Bahçeli, ''Eğer bu konuşmalar tamamıyla doğruysa karşımızda
çok ciddi ve vahim bir mesele var demektir. Başta Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı olmak üzere hukuk organları devreye
girmeli, iddiaları teker teker incelemeli ve
soruşturmalıdır'' değerlendirmesinde bulundu.
X KOD ADI İLE DİNLENENLERİN TAM LİSTESİ BURADA!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan Erdoğan ve
hükümetinin meşruiyeti kalmamış, hukukiliği kaybolmuş, siyasi
ahlakı imha olmuş, milli iradeyi temsil yetkisi
sakatlanmıştır" iddiasında bulundu.
Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan
arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmasına ilişkin yaptığı
yazılı açıklamada, Türkiye'nin olağanüstü bir dönemden geçtiğini ve
sonuçları itibariyle çok ağır olacak tehlikeli bir sürecin tüm
ağırlığını yaşadığını savundu.
Sorunların çığ gibi büyüdüğünü öne süren Bahçeli, açıklamasında
"Aziz milletimiz her güne yeni bir musibetle uyanmakta,
hükümetin üst üste neden olduğu yıkım ve talanla muhatap
kalmaktadır. 17 Aralık'tan bugüne geçen 70 günlük sürenin,
rüşvetin, yolsuzluğun, karanlık ilişkilerin, çıkar ortaklıklarının
ve hazine yağmacılığının ayyuka çıkmasına resmen sahne olduğu
bilinen bir gerçektir" görüşünü bildirdi.
Bu kapsamda Türk milletinin yaşananları kaygı ve kızgınlıkla
izlediğini belirten Bahçeli, şunları öne sürdü:
"Cumhuriyet tarihinin hiçbir devresinde böylesine şaibeli,
böylesine ahlak, fazilet ve adaletle ters düşmüş bir siyasetçi ne
görülmüş ne de duyulmuştur. Başbakan, Türkiye'nin sırtındaki
kambur, önündeki engel, ayağındaki pranga haline gelmiştir. Rüşvet
ve yolsuzluk konusundaki ifşaatlar, bu çerçevede yayımlanan tape,
görüntü ve ses kayıtları Başbakan ve hükümetinin ipliğini çoktan
pazara çıkarmıştır."
Özellikle Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği
iddia edilen telefon görüşmelerinin dün sanal medyaya düşmesinin
gündeme damga vurduğunu ifade eden Bahçeli, açıklamasında şu
görüşlere yer verdi:
"17 Aralık operasyonunu haber alır almaz korkuya kapılan
Başbakanın, yolsuzluktan elde ettiği ve nakit olarak değişik aile
fertleri aracılığıyla sakladığı milyarlarca liranın derdine düşmesi
skandalla bile izah edilemeyecek bir rezillik olarak tarihe
geçmiştir. Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal'i arayarak, amcası
Mustafa, ağabeyi Burak, eniştesi Berat ile bir araya gelmesini ve
herkesin evinde bulunan çalıntı paraları bir an önce evden
çıkarmasını istediği medyaya yansımıştır. Başbakanın değişik
adreslere gizlenmiş 2,2 katrilyon tutarındaki kirli paranın tamamen
sıfırlanmasını ısrarla ve aceleyle oğlundan istediği anlaşılmıştır.
Bu kadar büyük bir meblağın akşam karanlıkta evden çıkarılmasının
daha yararlı olacağı baba ile oğul arasındaki konuşmalarla ortaya
çıkmıştır.
Eğer bu konuşmalar tamamıyla doğruysa karşımızda çok ciddi, çok
vahim bir mesele var demektir. Eğer bu konuşmalara en ufak bir
ilave, en küçük bir montaj yapılmamışsa Başbakanlık makamında
oturan zatın insanlığından, inandırıcılığından, iradesinden,
iffetinden, daha da önemlisi imanından dahi bahsetmek imkansız
olacaktır. Hiç kuşkusuz evinde helal kazancı olan birisinin
herhangi bir endişe taşıması, sıkıntıya girmesi, can havliyle
yargıdan kaçınması akıl dışılık olduğu kadar hayal mahsulü bir
davranıştır."
"Başbakan Erdoğan, oğluyla gerçekleştirdiği telefon görüşmesini
'montaj' diyerek savuşturacağını aklından çıkarmalı, hele hele
'Paralel saldırı var' diyerek yakayı kurtaracağını hiç
düşünmemelidir" ifadesini kullanan Bahçeli, bugüne kadar yazılı ve
görsel basına sızan hiçbir ses kaydı veya tapenin Başbakan Erdoğan
tarafından yalanlanamadığını öne sürdü.
Bahçeli, "Öyle ki Fas'tan yandaş 'Alo Fatih' hattına
talimat verdiğini bizzat ikrar etmiştir. Başbakan 70 gündür Türk
milletini sanal düşmanlarla avutmasının, komplolarla kandırmasının,
toplumu kutuplaştırmasının, hırsızlığı inkar eden yüzsüzlüğünün
hesabını vermelidir. Artık Başbakanın tüm sözleri, tüm ezberleri,
tüm algı operasyonları havaya uçmuştur. Savcılara ve hakimlere kara
çalınsa da adalette ki kıyım süratle devam etse de pislik diz boyu,
belgeli yolsuzluk dağ gibi ortada durmaktadır" iddiasında
bulundu.
Bu gelişmeler neticesinde Başbakan Erdoğan ve hükümetinin
meşruiyetinin kalmadığını, hukukiliğinin kaybolduğunu, siyasi
ahlakının imha olduğunu, milli iradeyi temsil yetkisinin
sakatlandığını öne süren Bahçeli, şu görüşleri savundu:
"Recep Tayyip Erdoğan'ın yalan, riya, vurgun, kin, ötekileştirme,
dışlama, bölme, götürme, yürütme, soygun üzerine kurduğu iktidarı
şiddetli deprem geçirmektedir. Nitekim AKP baştan ayağa iflastadır.
Başbakan siyasi durumunu en kısa yoldan ve en kısa sürede gözden
geçirmeli, samimi iç muhasebe yaparak bir karara varmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık koltuğunda harama tamah etmiş,
yolsuzluğun esareti altına girmiş birisi oturmamalıdır ve
oturamayacaktır. Başbakan Erdoğan boşuna çırpınmamalıdır."
Başta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olmak üzere hukuk
organlarının devreye girmesi, iddiaları teker teker
incelemesi ve soruşturması gerektiğini belirten Bahçeli, "Ayrıca
rüşvetçi bakanlarla ilgili fezlekeler derhal TBMM'ye intikal
ettirilmeli, 17 Aralık ve 25 Aralık'ta adaletin peşine düştüğü
şüpheliler objektif ve bağımsız mahkeme önünde çete başıyla
birlikte hesaba çekilmelidir" ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan için malum ve mutlak sonun göründüğünü savunan
Bahçeli, "Aileyi rüşvet ve hırsızlık kazanı olarak gören,
çocuklarını hırsızlığa alıştıran bu zihniyet hem Yüce Divan'da hem
de millet vicdanında hakkında verilecek hükme katlanmak zorunda
kalacaktır. Herkes bilsin ki bu günler çok uzak değildir"
iddiasında bulundu.