Alman aşısında gönüllü doçent: Yan etkiler, koronavirüsün yanında hiçbir şey
ALMAN aşısının Türkiye'de yürütülen Faz 3 çalışmalarında gönüllü olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, DHA'ya konuştu.
Savaşçı, "Aşı yerinde ağrı, hafif bir sersemlik, kas ağrısı ve bulantı durumları ortaya çıktı ve aşı yapıldığını anlamış oldum. Koronavirüs hastalığını geçiren hastaları ve bıraktığı hasarları düşündükçe kesinlikle bu aşıyı yaptırmak gerektiğini düşündüm. Bu yan etkiler hiçbir şeydi onların yanına" dedi.
Türk profesörler Uğur Şahin ve Özlem Türeci çiftinin başında olduğu BioNTech firmasının, ABD'li Pfizer ile işbirliğinde geliştirdiği Covid-19 aşısının Türkiye'deki çalışmalarında gönüllü olan Doç. Dr. Ümit Savaşçı'ya, yaklaşık 1 ay önce ilk doz, 21 gün sonra da ikinci doz uygulandı. Doç. Dr. Savaşçı, bilimin öncülüğünü yapmak zorunda olduklarını belirterek "Türk bilim insanları Uğur hocamız ve Özlem hocamızın bulduğu aşıyı gönüllü oldum. Birçok formu imzalayarak, saatler süren imza aşaması ve bilgilendirme sonrası aşı uygulandı. Ben her yıl birçok aşı olurum, bütün aşıları hayatımda yaptırdım" dedi.
'HASTALARI GÖRDÜKÇE AŞIYI YAPTIRMAK GEREKTİĞİNİ
DÜŞÜNDÜM'
Doç. Dr. Savaşçı, aşının ardından hissettiği belirtilere ilişkin,
"Aşı yerinde ağrı, hafif bir sersemlik, kas ağrısı ve bulantı
durumları ortaya çıktı ve aşı yapıldığını anlamış oldum. Çünkü
tuzlu su da yapılmış olabiliyor, şans eseri bu. Bu belirtiler 1-2
gün sürdü. Koronavirüs hastalığını geçiren hastaları ve bıraktığı
hasarları düşündükçe kesinlikle bu aşıyı yaptırmak gerektiğini
düşündüm. Bu yan etkiler hiçbir şeydi onların yanına. Herhangi bir
hasar kalmadan, yeni bir teknolojik bir aşı olduğu için mRNA aşısı
vücuda herhangi bir şekilde virüs zerk edilmiyor, virüsün genetik
kodu çözülüp, bir şekilde kendi vücudunuza balık vermiyor da
oltayla size balık avlatma sistemi gibi düşünün. Savunma
hücrelerini çoğaltma sistemi ile yapılan bir aşı" diye konuştu.
BAZI SERİLERDE YÜZDE 100'E YAKIN ANTİKOR
Doç. Dr. Savaşçı, 21 gün arayla 2 doz aşı yapıldığını belirterek,
"Bunun sonucunda antikor seviyesi yüzde 95'lere, hatta bazı
serilerde yüzde 100'e yakın antikor oluştuğu tespit edildi. Bu çok
yüksek tabii. Bizim grip aşısında maksimum bağışıklık sistemi iyi
olan birisi için yüzde 70 civarında bir bağışıklık oluşurken,
burada yüzde 95 civarında bir bağışıklık çok üst seviyede kaldı.
Tabii dünyayı kurtaracak olan hem bizim belirlediğimiz temizlik,
mesafe, maske kuralı olduğu gibi özellikle aşı bulunması yaz
aylarında bize bir umut ışığı doğurdu. Önümüzdeki 4-5 ay içerisinde
bu uygulamalar sonucunda toplumumuzun yüze 60-70'i bağışık hale
geldiği sürece artık bizim koronavirüs belasından kurtulacağımızı
umut ediyorum" ifadesini kullandı.
'TÜNELDE IŞIK GÖRÜNDÜ'
İkinci doz aşıda daha az belirtilerin olduğunu kaydeden Doç. Dr.
Savaşçı, "İkinci dozda daha hafif belirtiler oldu, yan etki olarak.
Aşı yerinde ağrım oldu, diğer belirtilerim olmadı. 15 gün sonra
antikor seviyesi bakılacak, aşının tutup tutmadığını anlamış
olacağız. 2 yıl takipli olacağız. Her gün takip sistemine
belirtilerimizi giriyoruz, bize bir elektronik cihaz verildi. Her
gün ateşimizi ölçüyoruz. Herhangi bir belirti olursa direk
yetkililer ile temasa geçiyoruz. Şu ana kadar kullandığımız ilaçlar
aslında daha önceki viral hastalıklarda kullanılan ilaçlardı. Ama
birkaç firma özellikle başarılı çalışmalara imza attılar. 1-2 ay
içerisinde çok ciddi bu hastalığa direk etkili, bu virüsü tamamen
yok edecek ilaçların çıkacağını umutla bekliyoruz, bu tür veriler
alıyoruz. Tünelde ışık göründü; ama 4-5 ayı çok iyi geçirmeliyiz"
diye konuştu.