Abbas Güçlü'den ÖSYM'ye YGS eleştirisi
YGS 2016 sınavına sayılı günler kala ÖSYM Başkanı Ömer Demir'in güvenlik önlemi açıklamalarına değinen Abbas Güçlü, ÖSYM kurumunu ve ülkemizdeki sınav sistemini eleştirdi.
MEMURHABER.COM- Eğitim camiasının önde gelen
isimlerinden Abbas Güçlü, Milliyet'teki bugünkü köşesinde ÖSYM ve
yaklaşan YGS sınav sistemi başta olmak üzere ülkemizdeki sınav
sistemine eleştirdi.
Güçlü, 13 Mart'ta gerçekleşecek Yükseköğretime Geçiş
Sınavı (YGS) öncesi ÖSYM Başkanı Ömer Demir'in sınav güvenliğine
ilişkin açıklamalarına atıfta bulunarak, "Sanırsınız ki
hazine dairesi ya da Genelkurmay’ın kozmik odaları korunuyor.
(...) Neredeyse kırk yıldır yapılan ÖSYM sınavları ne işe
yarıyor? Sonuçlardan ne kadar memnunuz ve daha da önemlisi, ne
kadar doğru seçim yapıyoruz? Keşke biraz da buna kafa
yorsalar!.." ifadeleriyle eleştirilerini
sıraladı:
"SINAVLAR ÖNEMSİZ Mİ?"
ÖSYM Başkanı Ömer Demir ve yardımcıları, YGS’ye yönelik olarak
alınan güvenlik önlemlerini anlattıkça anlatıyor.
Sanırsınız ki hazine dairesi ya da Genelkurmay’ın kozmik odaları
korunuyor.
Sınavlar önemsiz mi?
Elbette önemli ama daha önemli olan, sınavın içeriği ve
sonuçları!..
Neredeyse kırk yıldır yapılan ÖSYM sınavları ne işe yarıyor?
Sonuçlardan ne kadar memnunuz ve daha da önemlisi, ne kadar doğru
seçim yapıyoruz?
Keşke biraz da buna kafa yorsalar!..
SINAVLAR HAYATIMIZDAN NELERİ GÖTÜRÜYOR
Güçlü, ayrıca, sınav sistemini de eleştirerek, 'sınavların
hayatımızdab neleri alıp götürdüğünü' şöyle sıraladı:
- Yaratıcılığımızı köreltiyor.
- Her yıl 10 milyar dolar götürüyor.
- Çocukların çocukluklarını, gençlerin gençliğini heba ediyor.
- Adayların yüzde 90’ını mutsuz ediyor!
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ MESAJI
Güçlü, 8 Mart yani dün, Kadınlar Günü olması nedeniyle güdnemde hep
kadınların yer aldığını vurgulayarak, 'Meğerse kadınları ne kadar
da çok seviyormuşuz! Konuşmaya gelince hemen herkes başımızın
tacı der ama iş uygulamaya gelince, onlara en büyük mağduriyeti
yaşatanlar, yine o en büyük lafları edenler olur...' diye
eleştiride bulundu.
Güçlü, Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü’nde dün
gerçekleşen ve kendisinin de katıldığı “Toplumsal Cinsiyet
Eşit(SİZ)liği Yansımaları - Engeller ve Çözüm Önerileri” başlıklı
sempozyumun oturumlarından kritik örnekler verdi.
"EĞİTİMİN TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNDE ROLÜ"
Güçlü, “Eğitimin toplumsal cinsiyet eşitliğinde rolü, ülkemizdeki
durum, engeller ve çözüm önerileri” olan oturum başlığına
değinerek şöyle konuştu:
"Dört değerli kadın konuşmacı bir de ben vardım. Salonun dörtte üçü
de kadındı. Şaka yollu, biz de eşitlik istiyoruz diye söze
başladım.
Diğer pek çok toplantıda olduğu gibi kadınların dışlandığından,
ezildiğinden, eşit haklara sahip olmadığından söz edildi.
Haksızlar mıydı? Hem evet hem hayır.
"EZİLENİN KADINI ERKEĞİ OLUR MU"
Ezilen sadece onlar değil ki! Ezilenin kadını, erkeği olur mu,
“önce insan” diye başladım ve “Eğer genelin sorunlarını çözersek
kadınların sorunları da büyük oranda zaten çözülür” dedim.
En temel insan haklarının, hukukun üstünlüğünün, demokrasinin bile
tartışıldığı bir ortamda, kadınların, çocukların, gençlerin,
yaşlıların, erkeklerin, okumuşların ya da okumamışların hakları
diye yola çıkarsak gücümüzün azalacağını söyledim.
Kariyer ve güç sahibi olacağız diye, giderek erkekleşen kadınların
ve genç kızların sosyal medyada giderek maçolaşan üsluplarıyla
hemcinslerine daha fazla zarar verdiklerinden söz ettim.
Kota ve pozitif ayrımcılığın kadınları kayırmak değil, rencide
etmek olduğunu anlattım.
ÇİLLER ÖRNEĞİ
Bileklerinin gücüyle bir yere geldiklerinde bile, sanki kota ve
pozitif ayrımcılıkla geldiler diye algılandığının örneklerini
verdim.
Gücün hep erkeklerin elinde olduğunu ve bu yüzden kendilerine hak
tanınmadığını iddia ettiler. Çiller örneğini verdim, kadın genel
başkan, kadın başbakan olduğunda durum farklı mıydı deyip yaşadığım
şu olayı anlattım:
İLETİŞİM FAKÜLTESİ'NDEKİ DERS...
İletişim Fakültesi’nde ders verirken yine bu konu gündeme gelmişti
ve en feminist öğrenciyi tahtaya davet edip, sınıftan en güncel
haberleri alıp, tek tek sıraladık ve 30 haberden gazeteye girecek
10 haberi kendisinin belirlemesini istedik.
Haberlerin çoğu kadın haberi ve onlardan gelen önerilerdi. Sonuçta
belirlenen 10 haber içerisine, onların hiçbiri giremedi.
Niye, siz kadın düşmanı mısınız, hiçbirini almadınız dediğimizde de
ama güncel olan bunlardı dedi.
Aslına bakarsanız, hemen her konuda yapılan da farklı değil.
Maksadı aşan yanlışlar yok mu?
Elbette fazlasıyla var ama her konuda art niyet aramak da hiç doğru
değil...
İyi ki varsınız, sizsiz bir dünya çok sıradan olurdu!..
SINAV KANDIRMACASI
Sınavların hayatımızı nasıl yiyip bitirdiğini yıllardır
yazıyoruz.
Görünen o ki daha çok uzun yıllar yazacağız, çünkü kimsenin
umurunda değil.
Hadi, bu durum politikacıların, dershanecilerin, Milli Eğitim’in,
ÖSYM’nin umurunda değil peki ya anne, babalar ve öğrenciler, bu
vahamete niye seyirci kalıyor!..
Üniversitelerde geçen yıl 150 binden fazla kontenjan boş kaldı,
Anadolu liselerinde yabancı dille eğitime çoktan son verildi.
Yani üniversiteye girmek artık hiç sorun değilken ve sıradan
mahalle liselerine dönüşen Anadolu liseleri için hâlâ bu kıyasıya
yarış niye?
Elini kolunu sallayanın üniversiteye girdiği, kazanılan liselerin
diğerlerinden hiçbir farkı olmadığı halde, bu sınav kandırmacası
niye?"