2 saniyede şehit olmuşlar
İki kazanın nedenini gazetecilere anlatan, bilgisizce ortaya atılan iddiaların ise üzücü olduğunu söyleyen Orgeneral Abidin Ünal, RF-4E keşif jetlerinin bugünden itibaren uçmayacağını açıkladı.
Genelkurmay
Başkanlığı, Malatya ve Konya’da ART arda
meydana gelen kazaların ardından F-4 uçaklarına ilişkin
tartışmalara Eskişehir Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze
Savunma Komutanlığı’nın kapılarını açarak son noktayı koydu.
Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Orgeneral Abidin
Ünal verdiği brifingde, RF-4E keşif jetlerinin bugünden itibaren
uçmayacağını, son uçuşu Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın
Öztürk ile kendisinin yapacağını belirtti. Ünal Malatya ve Konya’da
pilotların şehit olduğu kazanın iki ayrı kazanın nedenlerini de
anlattı.
Genelkurmay Başkanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Malatya
ve Konya’da meydana gelen ve F-4 uçaklarının, “uçan tabut” olarak
nitelendirilmesine yol açan, 10 gün içinde 6 pilotun şehit düştüğü
kazanın ardından kapılarını basına
açtı. gazeteciler, Genelkurmay Başkanlığı
tarafından Ankara’dan Konya’daki F-4 kazasında düşen uçağın
kalktığı Eskişehir Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma
Komutanlığı’na CASA tipi uçakla getirildi.
‘Aileleri üzdüler’
Burada ilk olarak gazetecilere kapsamlı bir brifing veren Orgeneral
Ünal, sözlerine birliğinin çalışmalarını anlatarak başladı. Her iki
kazadan sonra ortaya atılan iddialara sitem eden, bu kazaların önce
pilotların aileleri ve silah arkadaşlarını, sonra kamuoyunu
yaktığını söyleyen Ünal, “Biz olaya profesyonelce bakıyoruz. Böyle
bakmak hem acıyı hem cesareti gerektirir. Hava Kuvvetleri, acıyı da
umut ve cesareti de yüreğinde taşımasını bilir ama asker yemini
etmiş bir insan olarak, etkilenmedim demek yalan olur” dedi.
Gösterilen ilgiyi, Hava Kuvvetleri’ne duyulan güvene bağladıklarını
belirten Ünal, “Buna rağmen bilen bilmeyen bazı isimlerin kendi
ajandasına ve gündemine göre yorumlar yapabildi” dedi. Ünal, bilgi
ve havacılık kurallarına dayanmayan yorumların şehit ailelerini
üzdüğünü, görevdeki insanları ve ailelerini etkilediğini
vurguladı.
wÜnal, F-4 uçaklarına “uçan tabut” yakıştırmasını yerinde
bulmadıklarını belirtirken, bütün kazalardan sonra gerçek nedenin
inceleme raporuyla açığa çıkabildiğini, bu raporların yazımının da
uzun bir süreyi aldığını kaydederek, Türk Yıldızları’nı 2012’deki
bir kazasının raporunun 2014’te çıktığını vurguladı. Ünal, “Rapor
çıkmadan bütün söylenenler buz üstüne yazılmış yazı gibidir”
dedi.
F-4’lerle ile ilgili yorumların iki ana grupta toplandığını
söyleyen Ünal, “Uçaklar ‘hurda’, haşa ‘uçan tabut’ deniyor.
‘Personel eğitimsiz, yetersiz’ yorumları yapılıyor. Öncelikle
bilmek gerekir ki iki kazadaki uçaklar, Fantom başlığı altında
farklı uçaklardır. Malatya’daki kazadaki iki uçak RF-4E türü keşif
uçaklarıdır ve 2015 sonuna kadar uçar durumda uçaklardır” diye
konuştu.
Jübile uçuşu
Ünal, buna rağmen bu uçakların hizmetten kaldırılması için 2015
sonuna kadar beklenmeyeceğini, F-16’lara keşif için gerekli
kodlamaların yapıldığını ve testlerin tamamlandığını,
kullanılabilir 8 RF-4 (Reconnaissance Fighter-Keşif Savaşçısı)
uçaklarının görevlerinin bugünden itibaren durdurulacağını
kaydetti.
Ünal, “Hava Kuvvetleri Komutanımız ve ben Malatya’da son uçuşları
yapacağız. Daha sonra bu uçaklar jübile yapmış olacak. Ancak, bu
karar kaza nedeniyle verilmedi. Kaza olmasaydı da jübile takvimi 15
Mart olarak belirlenmişti. Kazadan üç gün önce yazışmalarımız var”
diye konuştu. Ünal, Hava Kuvvetleri Komutanı’nın jübile yapan
uçakla uçmasının gelenek olduğunu, kaza ile ilgisinin bulunmadığını
kaydederken, “Ben de komutamızın yanına yamandım. Birlikte
uçacağız” dedi.
‘F-4’ler kahramandır’
Konya’da düşen F-4 uçağının ise F-4E 2020 muharip uçağı olduğunu
anımsatan Ünal, uçaklardaki silah ve mühimmatın tamamen milli
projelerle geliştirildiğini ifade etti. Bu uçakların 2020’ye kadar
envanterde kalacağını belirten Ünal, şunları söyledi:
“F-4 uçakları, F-16’lardan farklıdır. Bunlar çift motorlu, çift
pilotlu. Bu yönleriyle güvenilir uçaklardır. Bütün bakım ve
modernizasyonları yapılmıştır. Biz zaten uçakları ömrünü
tamamladıkça emekli etmekten geriye kalmadık. İddia ediyoruz bizim
İkmal Bakım Merkezi’nden çıkan uçaklar uçar. Uçmayacak olanlar
oradan çıkamaz. Eskişehir’deki bu merkezimiz F-35 uçaklarının
da Avrupa’daki bakım yetkisini diğer ülkelerin önüne geçerek
almıştır. Bu uçaklardaki atlama sandalyeleri yüzde yüz yeni ve
bakımlı. F-4’ler 1974’ten bu yana ordumuza büyük kazanım
sağlamıştır. Bizim için F-4’ler Hava Kuvvetleri efsanesi ya da
kahramanıdır. Ben böyle görmeyi tercih ederim. 250 kilometreden bir
noktayı vurma yeteneğini milli projelerle bu uçaklara
kazandırdık.”
F-4E 2020’lerin kademeli olarak 2020’ye kadar envanterden
çıkarılacağını belirten Ünal, “F-5’leri de 50 yıldır kullanıyoruz.
Türk Yıldızları da kullanıyor. Bir sorun olsa o manevraları
yapabilirler mi?” dedi.
‘Gidişlerine şehitler kadar üzüldüm’
Orgeneral Abidin Ünal, Ergenekon ve Balyoz davalarının Hava Kuvvetleri’ni olumsuz etkilediği iddialarının anımsatılması üzerine de, “İtham edilen arkadaşlarımızın bir kısmı gitti. Gidişlerine belki şehitler kadar üzüldüm desem abartmış olurum” ifadesini kullandı. Orgeneral Ünal, brifing sırasında bir soruyu kurmay başkanının yanıtlamasını istedi. 1. Ana Jet Üs Komutanı Kurmay Başkanı Tümgeneral Ateş Mehmet İrez, mikrofona gelmek istemeyince “gel beraber yargılanalım” diye espri yaptı.
Taciz oldu
Ünal, Ege’deki tüm uçuşlara yapılan tacizler gibi Hava Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün gerçekleştiği uçuş sırasında da
tacizler yaşandığını bildirdi.
‘Panter Filo’dan gösteri
Eskişehir’deki basın turu F-4 2020 muharebe uçaklarından oluşan Panter Filo’nun gösteri uçuşuyla son buldu. Basın mensupları için sırayla 3 ayrı F-4 havalandı. F-4’leri kullandıkları gerekçesiyle tedirgin olduğu iddia edilen pilotlardan bazıları bu sırada gazetecilerle sohbet etti. Pilotlar F-4’lerle uçmaktan duydukları memnuniyeti aktardı. Basın turunda F-4’lere yüklenen silahlar, motor ve ikmal istasyonları da tanıtıldı. F-4’lerdeki silahların tamamının milli yazılımlarla oluşturulduğu ve kontrolün tamamen Türkiye’de olduğu aktarıldı.
Malatya’da kaza iletişim hatası
Malatya’da 24 Şubat’ta meydana gelen iki uçağın bir tepeye
çarpması sonucu 4 pilotun şehit olduğu kazanın nasıl geliştiğini
anlatan Orgeneral Abidin Ünal, ikili kol halinde keşif görevi yapan
uçakların saat 19.10’da Akçadağ’daki bir tepeye çarptığını, kazanın
uçuşun gece yapılması ya da meteorolojik şartlarla ilgisi
olmadığını vurgulayarak şunları anlattı:
“9 bin 500 feetteler. Bulutların üstü o sırada pırıl pırıl. Radara
soruyor (rapcon) alt taraf müsaitse alçalmak için. Radar, ‘yaklaşma
müsait’ diyor. Ancak alçaldıkları nokta 6 bin 100 feetin altında
olmamalı. Normalde 4 bin 500 feete inilebiliyor. Pilotlar, o esnada
rapcon’un kendilerini görerek yönlendirdiğini düşünüyor. Rapcon’da
pilotların görerek iniş yaptığını düşünüyor. Tamamen bir iletişim
hatası. Herhangi bir arıza ya da atlamaya çalışma bile söz konusu
değil. Yakın kolda uçarken tepeye sürtüyorlar. Sizlere ömür. Basit
dediğimiz bir kural ihlalinden başka bir şey değil. Kesin rapor yok
ama şimdilik insan ve iletişim hatası diyoruz. Atlama teşebbüsü
bile yok. Ne pilotlarımızda tecrübe ne uçakta teknik eksiklik yok.
Uçuşta sıfır tolerans, az tolerans dediğimiz hadiseden kaynaklı.
Radarın alçaktan uçuş uyarısı yapma zorunluluğu vardır ama iletişim
hatası daha başta başlıyor ama bu yorumlarım da buz üstüne yazdığım
yazı.”
Ünal, Konya’da 5 Mart’ta yaşanan iki pilotun şehit olduğu
kazayı anlatırken de şunları kaydetti:
“Pilotlarımız ikinci manevra yapılırken, süratlerinin düşük
olmasının etkisiyle bir saniyelik hatayla uçağın kontrolünü
kaybetmişler. Uçak, 9 bin feetten 3 bin feete doğru düşmüş. Bu
feete düştüğünüzde artık 10 bine çıkamazsınız. Out of control
durumu. Yapılacak tek şey atlamak. Ancak pilotlarımız belli bir
süre bunu yapmamış. Devletimizin uçağını kırıma uğratmamak için
kurtarma gayretinde bulunmuş. Olmayınca öndeki pilot koltuğu
çekmiş. Arka sandalye fırlamış. Uçak düştüğü için paraşütün
açılacağı zaman bile olmamış. Diğeri zaten basmamış. İki saniye
önce arkadaşlarımız çekse şu anda bizimleydiler.
Havacılıkta kurallar kanla yazılmıştır. Burada da olacak olan
budur. Lidersiz, eğitimsiz oldukları, teknik eksik olduğu, hiçbir
veriye dayanmadan söyleniyor ve bunlar bizi üzüyor.”
‘Yorgunluk var ama çöküş yok’
Hava Kuvvetleri’nden çok sayıda pilotun ayrılmasının kazalardaki
etkin olduğu yorumlarını anımsatan Ünal, 2010’dan bu yana 567
pilotun emekli olduğunu ya da istifa ettiğini, 2010’dan bu yana
sadece 2013’te normalin üzerinde, 153 pilotun ayrıldığını
vurguladı. 2013’teki durumun mecburi hizmet süresinin 15 yıldan 10
yıla indirilmesinden kaynaklandığını belirten Ünal, “Bizi asıl
etkileyen bütün süreçte 300 öğreticimizin 6’da birinin ayrılması
olmuştur. Külfetimiz budur” dedi. Ayrılanlara anket uyguladıklarını
kaydeden Ünal, “Üç tane neden bildiriyorlar. Birincisi emeklilik
süresinin 20 yıldan 30 yıla çıkarılması. 15 yıllık hizmetten sonra
bir 15 yıl daha çalışmak istemiyorlar. Emeklilik süresi 20 yıla
inerse bu sorun ortadan kalkar. İkinci neden maddi durum.
Havayolunda dört yılda bizden ayrıldıktan sonra çalışan pilot, 15
yıl hizmet etmiş bir pilotun dört katı ücret alıyor. Üçüncü neden,
bizde 4-5 yılda bir tayin olur. 15 yılı bitirenler artık sabit bir
yerde oturmak istiyor. Bunların dışında yok. Hani protesto diyorlar
ya.”
Konjonktür değişti
Eğitimden feragat edilemeyeceğini, uçuş emniyeti ile harbe
hazırlığın adaletin terazisi gibi olduğunu ancak, önceliğin uçuş
emniyetinde bulunduğunu vurgulayan Ünal, şöyle devam etti:
“Tabii konjonktür de değişti. Suriye krizi, terör...
Nöbetimiz birken iki oldu. Yorgunluk diyoruz ya. Ama biz bunun için
varız. 2011’den sonra Hava Kuvvetleri dönüşüm yaşadı. Yorgunluk var
mı, evet var ama asla şikâyet yok. Çöküş, düşüş gibi bir durum söz
konusu değil. Garanti veriyorum bir daha olmayacak diyemem. Hiçbir
havacı söyleyemez. Yerden ayağınız kesilince risk başlar. Altı
şehit arkadaşımızı ebedi filoya tayin ettik. Yukarıya her
çıktığımızda onlar da bizlerle uçuyor kabul ediyoruz. Gece gündüz,
savaş pilotları sesleri duyulmasa da yukarıda nöbettedir. Acımızla
işimizi karıştırmayız.”
Dışarıdan düşürülemez
Orgeneral Abidin Ünal, İsrail tarafından uçakların
modernizasyonunun yapılmış olmasını düşmelerde etkisi olup olmadığı
yönündeki soruya ise “Uzaktan bir uçağı yazılımına girilerek
düşürülmesi mümkün. Bunun adı siber savaş. Bu ileri teknolojilerde
mümkün. Bu uçakların iletimini düşünün. Yazılımı da tamamen
bizdedir. Asla mümkün değil. Zaten bu uçaklar manuel kullanılıyor.
İmkânı yok” yanıtını verdi.
Yüzde 7’nin altı normal
ABD’de F-4E uçaklarının 25 yıl envanterde kaldığını, 353 kaza
meydana geldiğini belirten Ünal, Türkiye’de 41 yılda 60 uçak kazası
yaşandığını söyledi. Ünal, ABD’de 100 bin saatte yüzde 4,6,
Türkiye’de 100 bin saatte yüzde 6,7 oranında kaza yaşandığını,
oranın yüz bin saatte yüzde 7 olduğunu söyledi.