1 Mayıs'ta kaç işçi meydanlara inecek?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün Taksim'de kutlanması tartışmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün Taksim'de kutlanması tartışmalarına ilişkin, "Taksim ile ilgili Sayın Valinin, Sayın Emniyet Müdürünün, sayın iktidar yetkililerinin argümanlarının tamamı yalan. 1 milyon insanın rahat dolaştığı yerde 30 bin, 40 bin işçi bayramını kutlayacak. Bunu onlara neden çok görüyorsunuz?" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcıları Tekin ve Yakup Akkaya, "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü" ile ilgili basın toplantısı düzenlediler. Toplantının başında CHP tarafından geçmiş bir 1 Mayıs kutlamaları ile Türkiye'de işçilerin durumu ve iktidarın buna ilişkin beyanlarının yer aldığı kısa filmin de gösterimi yapıldı.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün coşku ve barış içinde kutlanmasını dileyen ve İstanbul'daki kutlamaların Taksim Meydanı'nında yapılmasına ilişkin tartışmaları değerlendiren Tekin, "Taksim ile ilgili Sayın Valinin, Sayın Emniyet Müdürünün, sayın iktidar yetkililerinin argümanlarının tamamı yalan, hiçbirisi doğru değildir. Gün içerisinde Taksim'deki sirkülasyon 1 milyon. 1 milyon insanın rahat dolaştığı yerde 30 bin, 40 bin işçi bayramını kutlayacak. Bunu onlara neden çok görüyorsunuz? Altı farklı güzergah var. 6 farklı güzergahtan insanlar alana gelebilecek durumdadır. Bu yasakçı mantıktan vazgeçin diyorum'' şeklinde konuştu.
"İş barışı olmadan bu ülkede toplumsal barış olmaz"
Akkaya da Türkiye'de işçi olmanın zor olduğunu, Hükümetin hiçbir zaman emekten yana bir tavır sergilemediğini savundu.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün barış ve huzur içinde kutlanmasından yana olduklarını belirterek, CHP'nin bunun için elinden geleni yaptığını ve yapacağını söyledi. Akkaya, Hükümetin işçilere yönelik yasal düzenlemelerinden de örnekler vererek, bu kesimin mevcut haklarının giderek daraltıldığını ileri sürdü.
Türkiye'de son dönemlerde bir toplumsal barış havasının estirilmeye çalışıldığını ifade eden Akkaya, şöyle konuştu:
"İş barışı olmadan bu ülkede toplumsal barış olmaz. 'Annelerin gözyaşı dursun' deniliyor, 'analar ağlamasın' deniyor. Sadece 11 yılda 12 bin işçi iş kazalarında öldü. 11 yılda yaklaşık 36 bin işçi engelliler sınıfına katıldı. 11 yılda bu kadar terörden insan ölmedi. Peki bu iş kazalarında ölen işçilerin annelerinin gözyaşları yok muydu? Çalışma barışı olmadan bu ülkede toplumsal barış olmayacağını iddia ediyoruz. Çalışma hayatı ile ilgili sorunlar ortadan kalkmazsa toplumsal barış bu ülkeye kolay kolay gelmez. Onun için bizim yüzümüz emeğe, işçiye, emekliye dönük."
CHP'nin TBMM'ye getirdiği çalışma hayatına ilişkin olumlu önerilere iktidarın duyarsız kaldığını da ileri süren Akkaya, "Sosyal Güvenlik Yasası'nda geçen hafta torba yasayla ilgili bir düzenleme getiriliyor Meclis'e. Ahlaki olmayan bir düzenleme. Gizli tanık sıfatıyla yer alanların ömür boyu sosyal güvenlik primlerine devletin katkı vermesiyle ilgili bir düzenleme. Bu bir rüşvettir. Kabul edilebilir bir yanı yoktur'' dedi.
Akkaya, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün İstanbul'da sembolik anlamı olan Taksim'de kutlanmasının önemli olduğunu da belirterek, buranın emek alanı olarak ilan edilmesi ve emek anıtı dikilmesi gerektiğini söyledi. Bazı illerde kutlamalar konusunda işçilerin ayrıştığını gördüklerini de aktaran Akkaya, 1 Mayıs alanlarının ortak sorunların haykırıldığı yerler olması gerektiğini, işçilerin de bu anlayış içinde birlikte hareket etmelerinin en iyisi olduğunu kaydetti.
"Öyle icat edilmiş bir şey değil, bildik ayran işte"
Açıklamalarının ardından Tekin ve Akkaya gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Tekin, 1 Mayıs'ın sorunsuz kutlanmasının yasakların olmadığı bir ortamın yaratılması ile mümkün kılınacağını belirterek, CHP olarak alternatif bir kutlamalarının olmayacağını Türkiye'nin tüm illerinde işçi ve emekçilerle birlikte alanlarda olacaklarını söyledi.
Bir gazetecinin "Ankara'da iki farklı alanda kutlama olacak siz nerede olacaksınız" sorusu üzerine Akkaya, CHP olarak her iki alanda da işçilerin yanında olacaklarını kaydetti.
Tekin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "milli içkimiz ayrandır" şeklinde sözleri olduğu belirtilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Ayran içki değil, içecek. Türkiye'nin de çok milli içeceği de değil. Tarihçesine bakıldığı zaman Moğolların, İranlıların, Ermenilerin yoğun olarak kullandığı. Köylü çocukları bilir eskiden teknoloji yok, yoğurdunuzda buzdolabında koruma imkanınız yok. Ekşidikçe suyla yumuşatıyorsunuz. Yani böyle icat edilmiş, Sayın Başbakan'ın dediği gibi bir cola yaratılmış değil. Bildik ayran işte. Ama tabie Sayın Başbakanın ayran söylemesine gerek yok, çay da söylese gündemi meşgul ediyor.