Bireysel emeklilikte 45 yaş şartı!
Bireysel Emeklilik Sistemi ile ilgili düzenlemeler devam ederken sisteme 45 yaş altı sınırı getirildiği öğrenildi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bireysel Emeklilik
Sistemi’ne (BES) otomatik katılımı sağlayacak çalışmayı
tamamladıklarını söylemişti.
Son olarak taslakta BES’e dahil olmayan tüm çalışanların 6 ay
boyunca katılması ve aylık 100 liralık kesintiler yapılmasının
planlandığı ancak 45 yaş sınırının getirildiği öğrenildi.
45 YAŞIN ÜSTÜNDEKİLER OTOMATİK DAHİL EDİLECEK
Buna göre BES’e dahil olabilecek şekilde çalışan 18 milyon kişinin 4 milyonu zaten sistemde olduğu için geri kalan 14 milyon değil 45 yaş üstünde olan 12 milyon otomatik olarak sisteme dahil edilecek. 6 ay boyunca 12 milyon kişiden kesilen 100’er lira sonunda 7.2 milyar lira birikecek.
Eğer 6 ay sonunda kimse sistemden çıkmazsa 1 yılda 14.4 milyar lira birikim sağlanacak. Otomatik katılan kişilerin yarısı çıkarsa ilk yıl 10.8 milyar lira toplanacak. Sonraki yılllarda fazladan 7.2 milyar lira sisteme girecek.
Devlet ise tıpkı mevcut BES sisteminde olduğu gibi her 100 liraya 25 lira katkı payı verecek. Önceleri düşünülen işveren katkısı ise taslağa girmedi. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Ramazan Ülger de hafta içinde işveren katkısız otomatik BES’in istenilen katkıyı veremeyeceğini söylemişti.
ZARAR EDENE FON YÖNETİMİ YOK
Diğer yandan asgari ücretliden bile zorunlu olarak para kesilecek
olması bu fonların yönetimini de tekrar gündeme getirdi.
Çalıştaylarda otomatik katılımda oluşacak 4-5 büyük fonu
yönetenlerin performanlarına bakılması önerildi. Fonu zarar ettiren
şirketin veya kişinin bir daha fon yönetmemesi de kaydedildi. Ancak
bu konunun taslağa girip girmediği henüz netleşmedi.
Otomatik BES’te tartışılan diğer konu ise fon seçimlerinin de risk algısına göre yapılması ve sistemden çıkışların da buna göre düzenlenmesi. Örneğin hisse fonunu seçenlerin 1-2 yılda sistemden çıkışıına izin verilmemesi bunun yanında likit fonları seçenlere olanak sağlanması.
6 ay sonunda fondan çıkış izni verildikten sonra her an değil örneğin 1 yıl 2 yıllık aralıklarla sistemin çıkış kapılarının açılması, bu kapılar açılırken de sürenin seçilen fona göre değişmesi öngörülüyor. Böylece likit fonu seçenler için bir sonraki çıkış 6 ay sonra olurken, hisse fonundaki kişi için 5 yıl sonra olabilecek.
SİGORTA SEKTÖRÜ FRANSIZ KALIYOR
Sigorta sektöründe şu anda faaliyet gösteren 37 hayatdışı, 19
hayat-emeklilik ve 4 hayat şirketi olmak üzere toplam 60 sigorta
şirketi bulunuyor. 2015 yıl sonu itibarıyla Gayri Safi Yurt İçi
Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 1.6’sına karşılık gelen prim üretimine
sahip sigorta sektöründe yabancı sermayenin payı yüzde 72
seviyelerine ulaştı.
Şirketlerin ödenmiş sermaye miktarı baz alınarak hisse sahiplerine
göre dağıtılması sonucunda sektörde en yüksek sermaye payına % 23
oranı ile Fransa orijinli şirketlerin sahip olduğu görülüyor.
İKİNCİ ALMANYA
Fransa’yı yüzde 17 oranı ile Alman şirketleri takip ediyor. Borsada
halka açık payın yüzde 4 olduğu sektörde yerli sermayenin payı da
Fransızlar kadar yani yüzde 23 seviyelerine kadar geriledi. Yabancı
sermayenin Türkiye’yi tercih etmesinin altında yatan neden ise
tabii ki taşıdığı potansiyel. 2014 yılı resmi istatistiklerine göre
Avrupa ülkelerinin ortalama penetrasyon oranı yüzde 6.8 (Sigorta
Primi / GSYİH) iken bu oran Türkiye’de yüzde 1.4 seviyelerinde. Bu
oran, gelişmiş Avrupa ülkelerinden Hollanda’da yüzde 11,
İngiltere’de yüzde 10.6 ve Fransa için yüzde 9.1 seviyelerinde.