BIST 9.722
DOLAR 32,52
EURO 34,93
ALTIN 2.425,53
ÖĞRETMEN

SBS'nin yerine yeni bir sınav yapılacak mı?

Ortaöğretimde SBS sınavları 2013'te son kez yapılacak. Şimdi herkesin cevabını merakla beklediği sorunun cevabı şu: "SBS kaldırıldı, yerine başka bir sınav yapılacak mı?"

İşte bu soruya Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Emin Zararsız'dan cevap geldi. Bugün NTV kameralarının karşısına geçen Zararsız, merak edilen her soruya açık açık cevap verdi:

"Eğitim-öğretim yılının sonunda SBS yine yapılacak. 2012-2013 öğretim yılının sonunda Haziran ayında takvimine göre yapılacak. 2013-2014 öğretim yılının sonunda ise SBS olmayacak. Bir başka şekilde ortaokuldan liseye yerleştirme yürürlüğe girecek."

Yeni sistemde kafa karışıklığı hala devam ediyor. Bu konuda çalışmaların sürdüğünü belirten Emin Zararsız, "NTV'ye Sorun programı"nda velilerden gelen soruları cevaplandırdı.

Sayın Zararsız, deniliyor ki; “Neden 4+4+4. Bu sistemde ne yanlıştı, MEB bu değişikliği pilot bir bölge uygulamasında deneyip sonucu ilgili mercilerde değerlendirerek başlayamaz mıydı?, böylesi daha doğru olmaz mıydı?” diyor seyircimiz.

-Okulların açılma zamanı yaklaştıkça yapılan sisteme dair olumlu veya olumsuz eleştirilerde artmaya başladı. Sizinde ifade ettiğiniz gibi en büyük eleştiri noktası olarak yaş meselesi gündeme getiriliyor. Ama neden 4+4+4 şeklinde kesintili bir eğitime geçildi, bunu farklı şekilde değerlendirmek bir takım araştırmalar ve ön uygulamalar yapıldıktan sonra hayata geçirmek mümkün değil miydi? Öncelikle 8 yıllık kesintisiz eğitim çok katı bir sistemi ortaya koyuyordu.

Bu sistem içinde çocukların kendi kabiliyetlerine göre bir takım alanlara yönlendirilmesine yönelik bir takım seçme imkanları mümkün olmuyordu. Dünya artık 8 yıllık değil 12 yıllık eğitim süresini bile az buluyorken hatta bazı ülkeler üniversite eğitimini okullaşma hedefini ortaya koymuşken biz sadece 8 yıllık zorunlu bir eğitim süresini devam ettirmemiz halinde dünya ile rekabet edebilecek bir ülke olmamız söz konusu olamayacaktı.

12 yıllık zorunlu eğitime geçiyorken bu kesintili mi olmalı kesintisiz mi olmalı şeklindeki tartışmalar bu kanun Türkiye'nin gündeme geldiğinde tartışılan bir konu değil. Türkiye 98 yılından bu yana bunu çok canlı şekilde tartışmakta. Dolayısıyla bu kadar birden bire her şeyin tasarlanıp bir iki gün içinde yürürlüğe konulduğu bir sistem üzerinde konuşmuyoruz biz şu anda.

Türkiye'de yıllardan beridir konuşulan tartışılan uygulaması yapılan farklı zamanlar itibariyle farklı kademelendirme sistemlerine dayalı eğitim sistemlerini uygulamış ve bunların hepsinden süzülerek meydana gelen bir sisteme geçilmiş bulunuyor. Dolayısıyla 8 yıllık kesintisiz eğitimin neyi eksikti de 12 yıllık ve kademeli bir eğitim sistemine geçildi demek biraz çağı ıskalamak anlamındaki düşüncelerde ısrar etmek anlamına da geliyor.

Türkiye'de eğitim süresinin 12 yıla çıkartılması ileriki yıllarda çok fazlasıyla faydasını göreceğimiz ve Türkiye'nin dünya ile rekabet etmesinde çok büyük katkı sağlayabilecek bir yapı. İlk uygulama yılını bu yıl itibariyle başlayacağımız sistemi orta vadeli sonuçlarına 5-6 sene sonra göreceğiz.

Çağla Akay (Öğrenci): Sabah ortaokulların öğleden sonra ilkokulların kullandıkları eğitim ortamları nasıl düzenlenecek? Örneğin sınıftaki sıralar 12 yaşa göre mi 6 yaşa göre mi olacak?

Bizim Türkiye'deki okullarımızın yaklaşık yüzde 23’ünde ikili eğitim yapılmakta geriye kalan okullarımızda tekli eğitim yapılmakta. Dolayısıyla yüzde 23’ündeki fiziki şartlara göre bir değerlendirme yapıp genelleme yaptığımız zaman yanlış sonuca varırız. Ama tabi bu yüzde 23’teki eğitim öğretim gören öğrenci sayımızın oranı bir hayli yüksek yüzde 51’ler civarında.

Biz yaşın biraz daha erkene çekiliyor olmasından dolayı özellikle ilkokul birinci sınıflardaki fiziki ortamları yeni gelecek yaş grubuna uygun hale getirmek için yoğun bir şekilde tadilatlar yaptık. Bu tadilatlarda sıraların yükselliklerini biraz daha aşağıya çekilmesi hem bu çocuklarımızın kullanacağı lavabo ve tuvaletlerin yapılarını bu çocukların fiziki gelişimlerine uygun hale getirilmesi ve mümkün olduğu kadar bu çocukların bulunduğu sınıfların giriş katlarında bulunuyor olması.

Eğer mümkünse okulun fiziki yapısı imkan veriyorsa bu çocukların bahçeye çıkış yerlerinin ayrılmasının sağlanması. İlkokulla ortaokulun birlikte devam etmek durumunda kaldığı okullarda mümkünse bahçelerin birbirinden ayrılması, kantinlerde ve ortak kullanılan alanlarda bu çocukların daha güvenli bir şekilde o hizmetlerini ve ihtiyaçlarını giderebilmesi için mekanlar oluşturulması şeklinde aşağı yukarı okullarımızın kapandığı tarihten itibaren şu günlere kadar bu tadilatlarımız devam edecek.

Bu konuda bazı yerlerde yeteri kadar kaynak olmadığından vesaire hareketle bazı tadilatlar yerine gelmiş olmayabilir. Bireysel olarak meydana gelmiş bu şeylerle bütün sistemin bütün okul yapılarının bütün fiziki yapıların uygun olmadığı şeklindeki bir değerlendirmeyi de lütfen yapmasınlar velilerimiz.

Hasan Yıldırım (Serbest): Bu yıl 7 yaşında okula başlayacak çocuklar da var, 5 yaşında başlayacak çocuklar da. O yaştaki çocuklarda 2 yaş fark önemli nasıl bir arada eğitim görecekler? Öğretmenler hangi yaşa göre eğitim verecek?

Öncelikle yeni yapılan sistemle birlikte bir önceki yıla göre mukayese ettiğimiz zaman okula başlayan çocuk yaşında sadece iki aylık bir küçülme söz konusu. Geçtiğimiz öğretim yılında 68 aylık çocuklarımız da okullara başlıyorlardı. Hesaplanan yaşın esas alınacağı tarih itibariyle baktığımız zaman okul açıldığı zaman 68 aylık çocuklarımız okullarda bulunuyorlardı.

Bu sene farklılaşan 68 aylığın iki ay geriye çekilmesi. Bu seneki öğretim yılı itibariyle bu yaş farklı iki ay artmış gibi olmakla birlikte önümüzdeki öğretim yılından itibaren bu tamamen aşağıya çekilmiş olacak. Dolayısıyla geçen sene yaşanmış olan sorunlar neyse ondan daha büyük bir sorun yaşanmayacaktır.

Geçen seneki müfredata baktığımız zaman bir de bu seneki müfredatı karşılaştırdığımız zaman bunun giderilmiş olduğunu bütün velilerimiz ve bütün çocuklarımız okullar açıldığında görecekler. Bu seneki müfredatımız bu yaş grubuna uygun hale dönüştürüldü.

Enver Işık (Serbest Ticaret): Kızım geçen sene anaokuluna gitti bu sene birinci sınıfa başlayacak. Bu sene ana sınıfındaki gibi oyun oynayıp resim mi yapacak, yoksa okuma yazma mı öğrenecek?

Bu çocuklarımız birinci sınıfta geçen sene olduğu gibi akademik temelli bilgi yüklenmeye hemen ilk günden başlamayacaklar. Bu çocuklarımız okulların açılmasından itibaren belli bir zamana kadar biraz anaokulu müfredatı biraz ilkokul müfredatının karıştırıldığı bir yapı içinde oyun temelli bir öğrenme ile sisteme başlayacaklar.

Ve ilerleyen yıllarda bunlara akademik temelli bilgi öğretimi aşaması başlamış olacak. Bizim okullarımızda yaklaşık 1 milyon 250 bin civarında geçmiş öğretim yıllarında ortalama 1. sınıfa kaydolan çocuk vardı. Bu öğretim yılı ve yeni düzenleme çerçevesinde buna 470 bin civarında ilave çocuk gelmiş olacak. Her bir çocuğumuz mutlaka birbirinden çok farklı kabiliyetlere ve yeteneklere sahipler.

Biz bunların bir ortalamasını alarak bir müfredat oluşturmak zorundayız. En geriden en ileriye veya en ileriden en geriye doğru her bir çocuk için bireyselleştirilmiş bir müfredat uygulamasına geçmem mümkün olmayacağı için ortalama bir şey almak durumundayız. Dünyada uygulanan sistemlerin tamamı hemen hemen Milli Eğitim Bakanlığı tarafından incelenmiş değerlendirilmiştir ve bunların sonucunda ortaya çıkan şetler somutlaştırılmaya çalışılmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde birinci sınıfta iki ay sonra okumanın öğretildiği eğitim sistemi bulunmamakta. Daha çok oyun temelli öğrenme yöntemiyle bunları yaklaşılacak.

Berkcan Çiftçi (Öğrenci): Seneye 8. sınıflar tek sınav mı olacak? Ve sınav olacak mı?

SBS bu öğretim yılı bittiğinde bir tek sınav olarak yapılacak ve o sınavın sonucuna göre yerleştirme gerçekleşecek. Ama bir sonraki öğretim yılında biz artık SBS sınavını yapmamış olacağız ve ilköğretimden ortaöğretime geçiş konusunda farklı bir sisteme geçeceğiz. Şu anki yarışmaya ve sıralamaya dayalı SBS sınavı yerine bilgiyi ölçen ve bu ölçün sonucu ortaya çıkan bilgiler çerçevesinde yerleştirmeye dayalı bir sisteme geçmeyi planlıyoruz.

Mehmet Avşar (Bilgi İşlem): Yeni eğitim sistemi ile Fen Liseleri ve Galatasaray, İstanbul, Robert vb okullara giriş sistemi nasıl olacak? SBS kaldırılacak ise adil bir ölçme yapılabilinecek mi?

Adı geçen okullarımız da Türk milli eğitim sisteminin koymuş olduğu kurallara ve düzenlemelere tabi olan okullarımız. Bunlar farklı kurallara, farklı hukuka farklı mevzuata tabi olan okullarımız değil.

Sadece azınlık okulları itibariyle bir takım farklılıklar söz konusu onun dışında bütün özel statülü okullarımızda milli eğitim sistemimiz içinde ve milli eğitim düzenlemelerine tabi olan okullar. Şu anda özel okulların bazıları kendi özel sınavlarını yapmak suretiyle öğrenci alabiliyorlar veya istiyorlarsa SBS sonuçlarına göre yerleştirmeyi yapabiliyorlar.

Sonraki dönem itibariyle onların da içinde bulunduğu ve onların da kabul edebileceği bir yerleştirme sistemini biz şu andan itibaren planlamaya başladık. SBS’yi sıralamayı belirleyici bir sistem olmaktan çıkarıp daha çok bilgiyi ölçen bir sınav sistemine dönüştürmeyi planlıyoruz. Okul türleri konusunda da Milli Eğitim Bakanlığı azaltma konusunda ciddi çalışmalar yapmış geçmişten bu yana ve bir planlama dahilinde bu azaltma devam ediyor. Bu azaltmanın sonuçları belki bir veya iki öğretim yılı içinde tamamen tamamlanmış olacak.

Selçuk Özçelik (Eğitimci): Meslek liselerinin de ortaokul bölümleri açılacak mı?

Hayır açılmayacaktır. Aslında imam hatip ortaokullarının, meslek lisesi veya mesleki eğitim okulu olduğunu söylemek de doğru değil. Bizim müfredatımız bizim düzenlemelerimiz çerçevesinde imam hatip liseleri ve imam hatip ortaokulları meslek eğitim kapsamında değerlendirilmemekte.

Sanıyorum 40 bin öğretmenimizin atamaları 10 Eylül’de yapılacak. Bu 10 Eylül’de ataması yapılan öğretmeler acaba yeni öğretim sezonuna nasıl bir hızla alışabilecekler?

Biz ilk kez geçtiğimiz öğretim yılında atamış olduğumuz öğretmenlere bir oryantasyon programı başlattık. Benzer bir uygulamayı bu sene yine yapacağız. Ancak bu sene geçiş yılı olduğu için birçok şey Milli Eğitim Bakanlığı’na geçmiş yıllardaki uygulama zamanlarına göre sapmalara uğramak durumunda kaldı. Bu öğretmenlerimizi de biz yine uyum eğitimine tabi tutacağız. Gerek uzaktan eğitim yoluyla gerekse temin edilen eğiticiler yoluyla uyum eğitimine tabi tutacağız.

Peki masa başında bunun fizibilitesinin yapılış şekli içinize tamamen siniyor diyebilir miyiz?

Biz geçen seneki yapmış olduğumuz oryantasyon eğitiminde bütün öğretmenlerimize anketler dağıttık. İsimleri yazmamak kaydıyla ve onlardan geri dönüşlerle nasıl bir uyum eğitimi yapılması gerektiğine dair gerekli çalışmalarımızı yaptık. Bu sene de yine aynı şeyleri uygulayacağız ve gelen bilgiler çerçevesinde programımızı gözden geçireceğiz.

Biz hiçbir zaman “bizim yaptığımız mutlak doğrudur bunun dışında doğru yoktur ve her şey bu doğruya uygun şekilde yapılmalıdır” gibi bir iddiamız yok. Bazen planlamasından, bazen uygulamasından kaynaklanan hatalar olabilir. Önemli olan konulacak sistemin hedefinin amacının doğru bir şekilde ortaya konulmasıdır. Yani başta da söylediğim gibi 8 yıllık kesintisiz eğitimin statik bir yapısı vardı esnekliğe imkan tanımıyordu. İnsanları tek tip yetiştirmek üzere kurulan bir uygulamaydı.

Şerif Kan (Kürtçe öğretmeni): Benim merak ettiğim bu yeni sistemde Kürtçe öğretmenlerin pozisyonu ne olacak kadrolu mu olacaklar, yoksa ücretli mi olacaklar? Liselerde de seçmeli ders olarak okutulacak mı Kürtçe?

Kürtçe ve diğer seçmeli dersleri dikkate aldığımız zaman yeni getirilen sistemdeki esnek ve demokratik yapının ortaya nasıl çıktığını hep birlikte görüyoruz. Elbette bu öğretim yılında Kürtçe öğretmeni olarak yetiştirilmiş bir öğretmen söz konusu değil. Bu sene itibariyle Kürtçenin her iki lehçesini de seçecek olan insanlarımız için mutlaka biz öğretmen tedarikini sağlayacağız.

Onları belli bir formasyondan mı geçireceksiniz?

Şu anda Mardin Artuklu Üniversitesi’nin öncülüğünde birçok üniversitemizde Kürtçe eğitim-öğretime dair programlar ve bölümler bulunmakta. Biz bu üniversitelerle görüşmelerimizi yaptık YÖK’le görüşmelerimizi yaptık ve bu üniversitelerimizde lisansüstü eğitim çerçevesinde bir program oluşturuldu.

Buralar henüz daha mezun vermediği için bizim mevcut öğretmenlerimizden özellikle dil öğretmenlerinden, sosyal bilgiler öğretmenlerimizden Kürtçeyi bilen öğretmenlerimizin bu programlara giderek mezun olmasından sonra Kürtçe öğretmeni olması konusunda bir programımız şu anda yürürlükte. Ama yılda Kürtçe seçmeli dersini seçen kişilere de sözleşmeli öğretmen tedarikine hazırlıklarımız devam ediyor. Mevcut öğretmenlerimizden de biz yararlanacağız.

Ahmet Taştan (Serbest): Bu yıl 5. sınıflar haftada 37 saat ders görecekler. Bunu haftanın hangi bölümüne sığdırmayı düşünüyorsunuz? Yoksa cumartesi dersleri yeniden mi başlayacak?

Hayır, cumartesi günü yeniden başlaması söz konusu değil. Sadece ikili eğitim yapan okullarımızda sabah başlama saatiyle akşam okuldan çıkma saatinde bir miktar erkene alma ve ilave yapmak suretiyle biz bunu yapmak durumundayız. Türkiye toplamda 43 ülke içinde bir yıl az eğitim veriyor.

Siz bu şekildeki bir eğitimle diğer ülkelerle rekabet etmek durumunda kalıyorsunuz. Öğrencilerimizin sabah 20 dakika erken başlaması, akşam da 20 dakika geç çıkması katlanılması gereken bir durum söz konusu olacak. Bizim ikili eğitim yapan okullarımız giderek azalmaya başlıyor. Ortaokul düzeyindeki öğrencilerimiz sabahçı uygulamasıyla ilkokul düzeyinde öğrencilerimizse öğlenci uygulamasıyla bu problemin üstesinden gelmeye çalışıyoruz.

İngilizce eğitimi konusunda yeni bir sistem geliştirmeyi düşünüyor musunuz?

İngilizce konusunda yeni müfredatla birlikte önemli bazı değişimler meydana geldi. Önceden biliyorsunuz sadece 4. sınıfta başlıyordu. İngilizce dersi şimdi ikinci sınıftan itibaren başlayacak. Ayrıca biz seçimlik dersleri gruplandırıyorken yabancı dil adı altında ayrı bir grup daha oluşturduk.

Dolayısıyla bir öğrencimiz hem normal olarak zorunlu ders saati olarak alması gereken İngilizcenin üstüne veya bir yabancı dilin üstüne isterse seçimlik derslerin tamamını da o yabancı dili seçmek suretiyle alabilmek imkanına sahip. Dolayısıyla bir öğrencinin daha erken yaştan itibaren yabancı dil öğrenmeye başlama imkanı bu eğitim öğretim yılından itibaren vatandaşlarımızın ve çocuklarımızın hizmetine açılmış bulunuyor.

İkinci bir konu da İngilizcenin öğretimi yöntemi konusunda bir hazırlık içindeyiz. Şu anda bir pilot uygulama diyebileceğimiz bir başka öğretim metodunun yaygınlaştırılması konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Bu yaygınlaştırmayı gerçekleştirdiğimizde dünyada çok geçerli bir uygulaması olan sistemden söz ediyorum. Çocuğun bir iletişim aracı olarak yabacı dil öğrenmesinden ziyade akademik temelli bir yabancı dil öğrenme prosedürü uyguluyoruz.

Temel problem buradan kaynaklanıyor Hem alınacak ders saatinin arttırılması söz konusu oldu şu anda hem de uygulanacak yeni öğretim metoduyla birlikte artık çocuğun bir iletişim aracı olarak yabancı dil öğrenmesi söz konusu olabilecek.

Kadir Tekin (Öğretmen): Yeni sistemde ortaokullarda (5-6-7-8.sınıflar) yabancı dil derslerinin dağılımı nasıl olacak?

Ortaokullarda haftada 4 saat yabancı dil eğitimi söz konusu. İlave olarak isterse 8 saat daha seçmeli derslerden o yabancı dili alabilmekte. Dolayısıyla bir çocuğumuz haftada 12 saat bir yabancı dili seçip okuma imkanına sahip yeni düzenleme ile.

Sizin etrafınızdan duyduğunuz hiç olumlu şunu da çok iyi yaptınız diye duyduğunuz şey nedir?

Özellikle eğitim sistemimizin kesintisiz olmaktan kademeli hale getirilmesinden dolayı çok ciddi manada tebrik alıyoruz. 8 yıldan 12 yıla çıkarılması konusunda da çok ciddi manada tebrik alıyoruz. Türkiye'nin bu çağ itibariyle kesintisiz eğitime devam etmesinin kabul edilemeyeceğini sadece 8 yıllık zorunlu eğitim düzeyinde kalan ülkeler liginde kalmasının doğru olmayacağını birçok kesim ifade etmekte.

Ayrıca insanlar bilgi sahibi olduğu için müfredatın değişimi konusunda da çok müspet geri bildirimler alıyoruz. Çünkü hep yakınıyoruz birer veli olarak hepimiz aynı zamanda çocuk babasıyız çocuklarımız bu okullarda devam ediyor ve hep yakınıyoruz “bu kadar ağır müfredat olur mu? bu kadar çok bilgi, yüklenir mi?” şeklinde yakınıyoruz. Yeni müfredat uygulamamalarımız yürürlüğe girdiğinde daha yakinen göreceğiz ki müfredat değişimleri de çok olumu bir şekilde velilerimiz tarafından takdirle karşılanıyor.

Aslında bir sistem değişikliği hem de çok ciddi bir değişiklik içinde elbette geçiş yılı içinde uygulama anlamında bir takım sıkıntılar ve sorunlar yaşayacağız. Ama geçen eğitim-öğretim yılında yaşamış olduğumuz sıkıntılardan ve sorunlardan daha ağır bir sıkıntı ve sorun yaşamayacağız.

Yorumlar
ÇOK OKUNANLAR