BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
YAZARLAR

Memurlara kıyafetten soruşturma açılabilir mi?

Memurların, öğrencilerin ve öğretmenlerin kılık kıyafet özgürlüğü dünden bugüne nasıl değişti...

1982 Anayasası, toplumun iradesini yok sayarak hemen her davranışına devletin karar verdiği bir yönetim tarzı benimsemiştir. İnsanlar, adeta makineleştirilmiş hatta mankurtlaştırılmış bir vaziyette sürüler halinde darbecilerin verdiği istikamete koşmak zorunda bırakılmışlardır. Öğrencilerin ve öğretmenlerin kılık kıyafet uygulaması da bu dayatmaların başında gelmektedir.

ÖĞRENCİNİN SAÇININ UZUNLUĞUNA BAKILIRDI!

Bir öğrencinin saçının uzunluğuna el yordamıyla bakıldığı, saç uzunsa tam da kafanın ön üst tarafından makasla saçın dibinden kesilerek tren yolu yapıldığı günlerin üzerinden asırlar falan geçmedi. Yine öğrencilerin giydikleri pantolonları rengi, kumaş cinsi, genişliği darlığı sabah içtimalarında titizlikle takip edilen bir konuydu.

Kız öğrenciler, şayet başlarını örtmek istiyorlarsa haşa bu durum devletin laik yapısına bir tehdit olarak algılanıyor, bırakın okulun bahçesine başörtülü girmeyi, okulun yakın semtlerine bile başörtülü yaklaşamıyordu. Zira okul idaresinin hafiyeleri vardı ve bir şekilde bu durumdan haberdar oluyor, o kız çocuğuna haddini bildiriveriyordu vakit kaybetmeden. Okulun kantincisi bile kızların başörtüsü denetimini yapıyor okul idaresinde aldığı destekle bu durumdaki kız çocuklarını okulun dışına atmaya çalışıyordu.

Kız öğrenciler, şayet başlarını örtmek istiyorlarsa haşa bu durum devletin laik yapısına bir tehdit olarak algılanıyor, bırakın okulun bahçesine başörtülü girmeyi, okulun yakın semtlerine bile başörtülü yaklaşamıyordu.

Öğretmenlerin kılık kıyafet özgürlüğü mevzu bahis bile edilemezdi 1982 Anayasasına göre. Devlet memurları devleti temsil etmekteydi, devlet de ciddi olmalıydı. Takım elbiseli, kravatlı, siyah ayakkabılı, bıyığı dudak boyunu geçmeyen, favorileri kulak memesi hizasında, ense uzunluğu gömlek yakasının üzerinde olacaktı öğretmenin. Bir de tıraşlı olacak ütülü pantolon olmazsa olmazıydı kılık kıyafet yönetmeliğinin.  Kadın memurlar dar pantolon giymeyecek, etek boyları yönetmelikte belirtilen şekilde olacak, makyaj yapmayacak cak cak cak.

"SİZİN YERİNİZE BİZ DÜŞÜNÜRÜZ"

Ülkeyi yönetenler, ne kadar da düşünmüştü çalışanları. Onlara düşünecek hiçbir konu bırakmamıştı. Tırnak boylarına kadar her şeyi düşünen darbenin mimarları ve onların emir erleri, toplumun aklıyla alay etmişler ve “sizin yerinize biz düşünürüz, siz sadece bizim emirlerimizi yerine getirin” demişti halkına.

2012 YILINDA ÖĞRENCİLERE SERBEST KIYAFET GELDİ

Gelinen noktada 2012 yılında öğrencilere kılık kıyafet serbestîsi getirdi. Bu duruma alışmak biraz sancılı oldu. Bazı öğrenciler bu serbest kıyafet uygulamasını abartılı bir şekilde kullandılar; fakat zamanla zihinlerde bir standart oluşmaya başladı. 2016 yılı itibarı ile birçok okulda serbest kıyafet uygulaması devam etmektedir. Ve öğrencilerin başarılarında, arkadaşlık ilişkilerinde, öğretmenlerine karşı tutumlarında, devlete ve millete bağlılıklarında bir değişiklik olmadı. Zaten bir gencin devletine, milletine, ailesine sevgisinin ve bağlılığının göstergesi asker kıyafeti gibi tek tip kıyafet giymek değildir.

2013'TEN BERİ SERBEST KIYAFET EYLEMİ DEVAM ETMEKTE

Eğitim Bir Sen’in başlatmış olduğu serbest kıyafet eylemi 2013 yılından beri devam etmektedir. Başörtülü öğretmenler ve memurlar kendi iradeleriyle başörtülü bir şekilde kamu hizmeti vermeye başlamışlardı. Bir hemşire, bir öğretmen, bir memur istediği kıyafetle çalışmalarını sürdürmektedir. Kadın memurlarla ilgili bir sıkıntı yaşanmamaktadır son yıllarda.

SERBEST KIYAFETLE RAHATLAMA OLDU

Kamusal alana da kamu anlayışına da bir şey olmadı, yani devlet elden gitmedi fakat çalışanlarda bir rahatlama oldu. İnsanlar artık işlerine daha rahat ve güvenle gitmektedir. Kapıda bekleyen profesör, amir, müdür kılıklı bekçilerin olmadığı bir ülkede, özgür bir çalışma ortamı verilen hizmetin kalitesini, insanların devletine muhabbetini artırdı.

Erkek öğretenler de 2013 yılından beri serbest kıyafet eylemine katılmaktadır. Bu eylemi, en büyük eğitim sendikası olan Eğitim Bir Sen başlattı. Eğitim Bir Sen üyelerinin yanında diğer sendikalara üye öğretmenler hatta sendikasız öğretmenler bile bu uygulamayı devam ettirmektedir. Zira hiçbir öğretmen kendisine kıyafet dayatmasını kabul etmez.

DEVLET ARTIK KIYAFETLE UĞRAŞMAMALIDIR!

İsteyen kravatlı, takım elbiseli de gelebilir, isteyen bıyık, sakal, ense, tırnaklarını devletin istediği gibi de belirleyebilir. Fakat devlet artık çalışanlarının saçıyla sakalıyla bıyığıyla, etek boyuyla, başörtüsüyle, uğraşmamalıdır.  Öğretmenler de diğer kamu çalışanları da serbest kıyafet uygulamasının kanuni güvenceye alınmasını beklemektedir. Bir annenin oğlunun yemin törenine kıyafetinden dolayı alınmadığı günler bu milletin asaletine ve kadim kültürüne açılan kötü bir parantez olarak kabul edilmeli, bu baskı ve yok sayma uygulamaları ortadan kaldırılarak parantez açılmamak üzere kapatılmalıdır.

Bu yazının tüm hakları Memurhaber.com'e aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.

Yorumlar 3 Yorum