BIST 8.748
DOLAR 32,34
EURO 35,14
ALTIN 2.241,33
YAZARLAR

Eğitim ve kültürde  başarı imkansız mı?

Türkiye eğitim ve kültürde başarılı mı? Türkiye neden eğitim konusunda başarılı olamadı?

Eğitim ve kültür alanında başarılı olunamadığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanmıştı. Bu açıklama, açık yüreklilikle ve tüm siyasi kaygıların dışında yapılmış bir açıklama olarak değerlendirildi konunun dertlileri tarafından.

Gerçekten de bir ülke için eğitim çok önemlidir ve eğitimi de içine alan değerler bütünü olarak ifade edilen kültür üzerinde ciddi durulması gereken bir konu.

Neden eğitim konusunda başarı elde edilemedi,  Sayın Cumhurbaşkanının bu eleştirileri  vakai adiyeden bir konu kadar gündemde kalabildi. Her yıl şuralar yapılır, sendikalar görüşlerini açıklar, Milli Eğitim camiası günlerce seminerler düzenler de neden başarılı olunamaz eğitim alanında? Sistem değişikliklerinin, personel rejiminin ve müfredat uygulamasının tutarlı olması gerekmektedir her şeyden önce.

SIK SIK SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ YAPILMASI ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENİ ZORLUYOR

Sık sık sistem değişikliği öğrencileri zorladığı gibi öğretmenleri de zorlamaktadır. Acaba üzerinde defalarca düşünülerek ve gelecek yüz yılı kapsayacak bir sistem belirlenemez mi? Gelişmiş ülkeler bunu yapmaktadır ve sistemlerinin bir geleneğini oluşturmuşlardır. Bizdeki sistemler bazen  28 Şubat döneminde işin uzmanı olmayan paşaların ve onların sivil destekçilerinin zorlamasıyla oluşturuldu bazen de aynı hükümet içerisinde göreve başlayan her bakanın kendi sistemini oluşturmak istemesiyle belirlendi.

Müfredat uygulamaları çok değişken ve öğrenciler de eğitimciler de her üç beş senede bir müfredat değişikliğine kendisini adapte edememekteler. Öğrencileri bir türlü okumaya, üretmeye, kültüre, araştırmaya kanalize edemeyen bir eğitim sistemi var ülkemizde. Gençler, popüler kültür sarmalından bir türlü kurtulamıyor çünkü gençleri sokağa, sosyal iletişim araçlarına, televizyon dizilerine terk etmiş görüntüsü verilmektedir.

KANUNLARLA EĞİTİM POLİTİKASI BELİRLENMEMELİ

Sadece kanunlarla yönetmeliklerle eğitim politikası belirlenmemelidir. Çalışan öğrencinin “inek” olarak ifade edilmesi esasında çalışan öğrencilere bakışın arka planını da ortaya koymaktadır. Okul dizilerinde eğitimin dışında aşk, kavga, çatışma, moda, sınırsız harcama, öğretmeni itibarsızlaştırma, kapitalizm gibi eğitimin gücünü azaltacak her şey bulunmaktadır.

Eğitimin en büyük problemlerinden biri de personel rejimindeki değişkenliklerdir. Özellikle geçici görevlendirmeler bir taraftan öğretmen ihtiyacını artırırken öbür taraftan personel israfına sebep olmaktadır. İlçelerden, kırsaldan adamını bulan öğretmenler merkezlere geçici görevlendirme yaptırmaktadır. Köyden şehirlere göçün sebepleri araştırılırsa taşradaki öğretmenlerin kadrolarının bulunduğu okullarda görev yapmamalarının etkisi görülecektir.

 Milli eğitim çalışanlarının yarıdan fazlası karı koca birlikte çalışmaktadır. Hakim, savcı, polis, ve diğer kamu personelinin eşlerinin belli bir kısmı öğretmendir. Ve özür grubu tayinleri ile şehirlerde önemli oranda norm fazlası öğretmen yığılmaktadır. Yani bir öğretmen birinci sınıfta aldığı bir öğrenciyi dördüncü sınıftan mezun etmeden tayin yaptırmaktadır özellikle taşra teşkilatında. Tüm bunların dışında eğitim kalitesinin önünde moral motivasyon eksiklikleri olduğunu da ifade etmek gerekir.

BATI KÜLTÜRÜ MÜ ANADOLU KÜLTÜRÜ MÜ?

Kültür alanı Türkiye’de daha el atılmamış ve kendi halinde giden bir alan olarak karşımızda durmaktadır. Bir kere kültür alanında Batı kültürü mü Anadolu ve geleneksel kültür mü konusunda karar verilemedi. Hakim zihniyet Batı kültürü ekseninde çalışmaların devam etmesini isterken bir yandan da hükümetin ve bazı sivil toplum kuruluşlarının doğu kültürü ve İslami kültür vurgusu ön plana çıkmaktadır. Milli ve manevi kültür merkeze alınmalı ve çağın gerekleriyle güçlendirilmelidir.

Belediyelerin kültür müdürlükleri kültür alanında daha kaliteli çalışmalar yapmaktadır. Hatta Gençlik ve Spor Bakanlığının il teşkilatları gençler üzerinde sportif ve kültürel çalışmalarda beli bir mesafeyi kat etmiştir. Fakat il kültür ve turizm müdürlükleri müzeleri, tarihi mekânları korumakla meşgul. Hem hükümetin hem de halkın gerisinde kalmıştır kültür bürokrasisi. Kültür çalışmalarına geçmişi, bu günü ve geleceği birlikte değerlendirerek yeniden yön verilmelidir. Kültür Bakanlığı çalışanları fil dişi kuleden inmeli; sokakta, okulda, gençlerin ve yetişkinlerin mazi ve ati ekseninde Anadolu kültürüyle buluşturulmasını sağlamalıdır.

Bu yazının tüm hakları Memurhaber.com'a aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.

Yorumlar