BIST 9.722
DOLAR 32,56
EURO 34,98
ALTIN 2.428,08
YAZARLAR

Cinsel istismar taciz tecavüz...Nasıl durdurulacak?

Cinsel istismar, taciz, tecavüz ve cinayetler nasıl önlenmelidir? Hacı Sarı'dan gençler için çarpıcı yazı...

Gün geçmiyor ki bir okuldan taciz haberi gelmesin. Gençlerin özellikle de kız öğrencilerin büyük bir tedirginlik yaşadığı bir gerçek. Belki de tedirginliklerin en büyüğünü anne babalar yaşamaktadır. Yurtlarda kalan öğrencilere karşı ahlaksız ve acımasız davranış sergileyenler, okullarda öğrencilerin masumluklarından ve hayat tecrübelerinin eksikliğinden faydalanan kişiler toplumda derin bir üzüntü oluşturmaktadır.

Son yıllarda eğitim kurumlarından, beklenmedik haberlerin yayılması kamu vicdanını zedelemektedir. İnsanlar çocuklarını elbette okullara ve okulların çalışanlarına emanet edecektir. Elbette evinin merkeze uzaklığından dolayı ya da daha iyi bir eğitim almak isteyen aileler çocuklarını merkezlerdeki yurtla teslim edecektir. Bu durumda yadırganacak bir durum yoktur.

 Olayların nedenleri üzerinde durmak gerekmektedir. Bu tür olaylar gerçekten de son yıllarda artmış mıdır, yoksa sürekli olmaktaydı da kamuoyuna mı yansımıyordu? Yurtlarda okuyan öğrenciler sürekli bu tür iğrenç davranışlara muhatap oluyorlar mıydı? Aileler bu konularda gerçekten de duyarlı mıdır? Kime ne kadar güvenmeli, hangi durumlarda olaylar ve kişiler karşısında şüpheci davranmalıdır?

ÖĞRENCİLERİN MASUMİYETİ
Öncelikle öğrencilerin ne olursa olsun masumiyetini herkes kabul etmelidir. Öğrencilerin zaaflarında, merak duygularından, ergenlik serüvenlerinden kimse farklı anlamlar çıkarmamalıdır ve faydalanma yoluna gitmemelidir. Bunun yanında anne babalar çocuklarına özgürlük ve kendine güven duygusu verme adına onları geleneklerden ve manevi terbiye metotlarından uzak yetiştirmemelidir.

 Sorumluluk makamındaki insanlar, kurumlarına hakim olmalıdır. Gerek hizmet alanlar arasında gerekse hizmet alanla hizmet verenler arasında yaşanılabilecek olumsuzluklar konusunda önleyici tedbirler alınmalıdır. Taciz, baskı, cinayet gibi nahoş olayların olabileceği konusunda yeterli duyarlılık gösterilmeli “bir şey olmaz” mantığı terk edilmelidir.

Televizyon programları, geleceğimiz olan çocuklarımızın kültürel donanımlarını sağlamak, psikolojik gelişimlerini destekleyecek, akademik başarılarını gündemin ilk sıralarına alacak bir yayın politikası takip etmelidir. Özellikle okul dizileri öğrencilere okulun, kitabın, dersin dışında her türlü olumsuzluğu empoze etmektedir. Zengin fakir mücadelesi, giyim kuşam yarışı, haylazlık, tembellik, hayata karşı umarsızlık, mirasyedilik gibi olumsuzluklar televizyonlardaki okul dizilerinin topluma sunduğu ana duygulardır.

elevizyon programları, geleceğimiz olan çocuklarımızın kültürel donanımlarını sağlamak, psikolojik gelişimlerini destekleyecek, akademik başarılarını gündemin ilk sıralarına alacak bir yayın politikası takip etmelidir.

Yine toplumun takip ettiği sanatçılar, sporcular, televizyoncular, siyasetçiler kısaca kamuoyunu işgal eden herkes hareketlerini bireyselliğin ötesinde sosyal sorumluluk çerçevesinde belirlemelidir. Artık televizyonlarda sanatçıların evlilik dışı ilişkileri, nikahsız hamile kalışları, birbirlerini aldatmaları, kıyafetlerinde adeta hayatın her alanında balo kıyafetlerinin model olarak göstermeleri konuları tekrar gözden geçirilmelidir.
Okullarda ve sokaklarda insanımızın, özellikle de gençlerimizin bireysel özgürlüklerini, hayat tarzlarını, tercihlerini saygıyla karşılamak gerekir, fakat milletlerin geleceğe bırakacakları en önemli miras, milli ve manevi değerleridir.

Bir Japon genci tüm maddi imkânlara rağmen, Japon geleneklerine bağlı olması gelişiminin ve bireysel özgürlüğünün önünde bir engel değildir. Bizim gençlerimize değerler hatırlatıldığı zaman hatırlatıcılar; gerici, tutucu, bağnaz olarak suçlanmaktadır.

BATI'NIN MODASI...
Batı’nın modası, tüketim anlayışı, yaşam tarzı, aile yapısı, eğlence tarzı bizim gençlerimize göre değildir. Ulusal kalarak evrenseli yakalamanın yolları aranmalıdır. Taklitçi ve sürekli tüketen bir gençliği hayata bağlamak oldukça zordur. Ürettiği ile değerlendirilen, ürettiği ve değerlerine bağlılığı oranında kıymet verilen, projeleriyle ülkesinin geleceğine hizmet eden, ecdadını ayırt etmeksizin seven ve sayan gençler model hale getirilmelidir.

Tüm bu çalışmaların yapılması, suçluların gerekli cezaya çarptırılması, medya organlarının yayınlarında hassasiyet göstermeleri, gençliğin milli ve manevi eğitiminin ihmal edilmemesi, okulların moda evine dönüştürülmemesi önem arz etmektedir. Velilerin “benim çocuğuma kimse müdahale edemez” anlayışından uzaklaşması son günlerde yaşanan ve vicdanları yaralayan taciz, tecavüz, cinayet, intihar, aile parçalanmaları, madde kullanımı gibi olumsuzlukların önlenmesine yardımcı olacaktır.

Olaylar olduktan sonra, canlar gittikten , hayatlar karardıktan sonra olayların gündemde tutulması alışkanlığı yerine önleyici, uyarıcı, bilinçlendirici çalışmalara ağırlık verilmelidir.

Bu yazının tüm hakları Memurhaber.com'a aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.

Yorumlar