BIST 9.916
DOLAR 32,48
EURO 34,77
ALTIN 2.442,08
YAZARLAR

15 yıl ve 3600 günle tazminat talebinde yargıdan çalışanlara ipuçları

Öncesinde başka bir işyeri anlaşmış olup 15 yıl ve 3600 günle çalıştıkları işten tazminatlı olarak ayrılanlar, gazetecilerin de 15 yıl ve 3600 gün ile tazminatlı olarak işten ayrılma hakkına sahip olup olmadığı hususları yargının çözdüğü konulardan.

15 yıl ve 3600 günü sağlayan çalışanlar isterlerse işyerlerinden kıdem tazminatlı olarak ayrılabiliyor, bahse konu haktan ayrı iş kanununa tabi gazeteciler yararlanamıyordu. Yargıtay'ın olaya bakış açısı gazetecileri sevindirdi.

SSK’dan emeklilikte yaş koşulunun yeniden ve kategorik olarak getirildiği 1999 yılında bu şartın çalışanları tazminat açısından olumsuz etkilemesine karşı bir önlem olarak 15 yıl ve 3600 günle tazminat alabilmenin yolu yasal olarak açılmıştı.

Verilen hak getirilen yaş şartı nedeniyle emeklilikleri ötelenen çalışanlara günleri tamam ise sırf tazminat hakkını kaybetmemek amacıyla çalışmaya devam etme zorunluluğunun giderilmesine yönelikti. Bir başka deyişle çalışan emekli olamasa da tazminatını alıp ayrılabilme hakkı kazanıyor, adeta kürek mahkûmu gibi ötelenen emeklilik yaşı doluncaya kadar çalışmak zorunluluğundan kurtuluyordu.

2009 yılına kadar bu şart öyle kolay uygulanmasa da 2009 yılından itibaren SGK 15 yıl ve 3600 günü dolduran herkese talep ettiklerinde “Kıdem tazminatı alabilir” yazısı verdi ve sorun çözüldü. 

GAZETECİNİN 15 YIL VE 3600 GÜNLE TAZMİNAT HAKKI 

Ne var ki bu 15 yıl ve 3600 günle tazminat alma hakkı 4857 sayılı İş Kanununda düzenlenen bir haktı ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa tabi denizci gemi adamları ile 5953 sayılı Basın İş Kanununa tabi gazetecilerin ayrı iş kanunları vardı. Deniz İş Kanunu ve Basın İş Kanununda yaşlılık aylığı bağlanması için yaş dışında gerekli koşulları taşıyanlar için talep etmeleri halinde kıdem tazminatlı fesih hakkı düzenlenmiş değildi.

Bu bakımdan 4857 sayılı İş Kanununa tabi olan çalışanlardan sigortalılığa 08.09.1999’dan önce başlamış olanlar kıdem tazminatlarını kendileri işten ayrılsalar bile alabilirken gazeteciler ve gemi adamları alamıyor.

Bu aykırı durum nedeniyle kıdem tazminatı talebi reddedilen bir gazeteci ret cevabında 5953 sayılı Basın İş Kanununda verilen böyle bir hak olmadığı gerekçesine karşı İş mahkemesinde dava açıyor.

YARGI OLAYI ÇÖZDÜ 

Açılan davada görevli mahkeme de bu konuda ders niteliğinde bir karar veriyor.

Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 2013/8444 esas ve 2015/1828 Karar nolu Kararında;

4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinin 2. fıkrasında, “Bu Kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır” hükmüne, yine aynı Kanunun 4. maddesinde istisnalar arasında 5953 sayılı Yasa kapsamında çalışanlar gösterilmediğine işaret ederek basın çalışanlarıyla ilgili 5953 sayılı Yasa kapsamında çalışanlar bakımından istisnaen 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinin uygulanması mümkün görmüş; 5953 sayılı Yasa’da boşluk bulunan hallerde boşluğun, her iki kanun arasındaki denge ve çalışma yaşamı gereklerine uygun olarak 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri ile doldurulması gerektiğini vurguluyor.

Keza aynı kararda “4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinde işçiye yaşlılık aylığı tahsisi halinde kıdem tazminatı ödeneceği öngörülmüş olmakla, aynı hüküm emeklilik suretiyle ayrılan gazeteci yönünden de uygulanmalıdır. Bu noktada davacı gazetecinin kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir.”

Diyerek son noktayı koyuyor.

Son tahlilde 08.09.1999’dan önce sigortalılığa başlamış gazeteciler en az 15 yıl ve 3600 günleri varsa yaşı çalışmadan beklemek isteği gerekçesiyle işyerlerinden kıdem tazminatı talep ederek ayrılabilecekleri, aksi uygulama halinde dava yoluyla yukarıda verdiğimiz içtihat ışığında haklarını arayabilecekleri ortaya çıkıyor. 

GEMİ ADAMLARINDA DURUM

Deniz İş Kanununa tabi çalışanlara gelince 4857 sayılı İş Kanununda kanun hükümlerinin deniz ve hava taşıma işlerinde uygulanamayacağı istisnalar arasında özellikle vurgulandığından aynı içtihat gemi adamları için uygun bulunmuyor.

BAŞKA YER İLE ANLAŞAN İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATI TALEBİ 

Bu konuda bir başka örnek de tamamen uygulamanın özüne işaret ediyor. Hatta uygulamada çokça merak edilen bir istifham konusunu da aydınlatıyor.

15 yıl ve 3600 gün şartlarını tamamlamış durumda iken çalıştığı işyerinden kıdem tazminatı talebi ile ayrılan işçiye kıdem tazminatı işverenince ödenmez. İşverenin ödememe gerekçesi işçinin kendi işyerinden ayrılmadan önce başka bir işyeri ile görüşmesi ve orada çalışmak üzere anlaşmasıdır. Bu anlaşma işverene göre işçinin yaşı çalışmadan bekleme istemesinden değil, başka yere transfer olma amacıyla kötüye kullandığını göstermektedir.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2014/16384 Esas ve 2015/939 Karar sayılı kararında;

4447 sayılı Yasanın 45'inci maddesi ile 1475 sayılı Yasanın 14'üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde 15 yıl 3600 prim gününü tamamlamak dışında emeklilik nedeniyle fesih için başkaca bir şart öngörülmemiştir. Davacı emeklilik dışında aynı zamanda fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle de sözleşmesini haklı feshetmiştir. Davacının gerek emeklilik ve gerekse ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle başka bir işyerinde çalışmak için ayrılması ve hatta daha işten ayrılmadan önce çalışacağı yeri belirlemesi sonuca etkili değildir. Herkes daha iyi yaşam ve iş standartlarında çalışmak ve işyerini belirlemek haklarına sahiptir.”

Denilerek 15 yıl ve 3600 günü tamamlama dışında işçinin başkaca bir şartı tamamlaması gerekmediği, başka bir işyeri ile iş görüşmesi yapmasının hakkı kullanmasına engel olmadığını vurgulayarak uygulamanın tartışma konusu bir yönüne ışık tutmuş ve hukuki bir perspektif sunmuş bulunuyor. 

Bu yazının tüm hakları Memurhaber.com'a aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.

Yorumlar 3 Yorum